English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Y ] / Yapamazlar

Yapamazlar tradutor Inglês

1,195 parallel translation
Bunu yapamazlar.
They can't do that.
Işıklar olmadan hiçbir şey yapamazlar.
They're sitting ducks without lights.
Yapamazlar.
They couldn't.
Bu seferlik sensiz yapamazlar mı?
Can't they emerge without you just this once?
- Bunu yapamazlar.
They can't do that.
- Bunu yapamazlar.
- Oh, they wouldn't do that.
Ameliyatı sensiz yapamazlar mıydı?
They could manage without you
O şekilde, bir şey yapamazlar.
That way, they can't do anything.
Sana bir şey yapamazlar.
They can't lay a glove on you.
Yapamazlar.
They're not capable of it.
Gerçek bir maç yapamazlar.
They can't play a real game.
Küçücük bir şey için bize hiçbir şey yapamazlar.
They can't do us anything for a little piece...
Ama yapamazlar.
But they can't.
- Hapse girip çocuklarımı kaybetmemi mi istiyorsun! - Hayır bunu yapamazlar!
- It asks me to jail, lose my kids!
- Yapamazlar.
- Can not. Can not.
Bebek doğana kadar bu testi yapamazlar. Ve bu zaman zarfında siz beylerden tam bir işbirliği bekliyorum.
They won't be doing this test until after the baby is born, during which time I expect complete cooperation from each of you two gentlemen.
Hastanede geçen onca yıldan sonra bunu yapamazlar.
After all those years in hospital, they can't do that.
Artık bunu yapamazlar, öyle değil mi, Barnes?
They can't do that now, right, Barnes?
- Yapamazlar. Ben özel bir yurttaşım.
I'm a private citizen.
- Bana bir şey yapamazlar.
They're not gonna hurt me. There's too many witnesses.
Fazla bir şey yapamazlar.
They don't have much of a life, anyway.
- Hiçbir şey yapamazlar!
- They can't do nothing!
Yapamazlar!
Can't do nothing!
Eğer Beşinci'yi yaparsam, ondan sonra bana hiçbirşey yapamazlar, değil mi?
They can't do anything to me then, right?
- Hiçbir şey yapamazlar.
- The police can do nothing.
Eğer indirirlerse, o zaman hiç bir şey yapamazlar.
If they put it down, then they can't do nothing.
Birbirlerine aşık olabilecek tipleri var ama beraber yapamazlar.
They belong to types that can fall in love but can't live together.
Kate, 3 gündür burada olduğumu söylersen bana bir şey yapamazlar.
Kate, they've got nothing on me if you tell them i've been here for the past three days.
Böyle bir şeyi, kimseye görünmeden yapamazlar.
You can't take that kind of stuff and not see something.
Bana bunu yapamazlar!
They can't do that to me.
Bir bok yapamazlar, vato!
They ain't gonna do shit, vato!
Bir araya gelirsek, bir bok yapamazlar.
Once we get together, they don't run shit.
- Yapamazlar.
- They can't do that.
Bize birşey yapamazlar.
They can't do anything to us.
Köpekler duvara tırmansalar dahi bu lekeyi yapamazlar.
Even if those dogs could walk upright, they couldn't have done this.
Yapamazlar.
Well, they're not able to...
- Cats'in filmini yapamazlar.
Surely they can't make the movie of cats.
Fritz, ama bunu yapamazlar.
Fritz, can they do this?
GG, bunu... yapamazlar.
GG, he can't do this.
Bana hile yapamazlar.
Think they can cheat me.
Asla yeterince öldüremez, yeterince çalamaz... ya da işkence yapamazlar ki o boşluk dolsun.
He can never kill enough or steal enough or inflict enough pain to ever fill it.
Yapamazlar, eminim.
They can't, I'm sure.
Bu beyinsizler böyle yapamazlar.
Those moss-brains can't do that.
Bu salonda bana böyle yapamazlar.
They wouldn't do that shit in his gym.
"Yalnız Kovboy" u çoğul yapamazlar.
You can't pluralise "Lone Ranger".
Bunu yapamazlar.
They cannot do that.
Bizi bulmaya ve durdurmaya çalışacaklar Watt ve Starlene'i yakalamaya ve yükselmelerini önlemeye çalışacaklar ama yapamazlar çünkü biz film yıldızlarıyız.
They'll try and stop us, they'll try and hold down on Watt and Starlene... but they can't... because we're movie stars.
- Sana bunu yapamazlar.
- They can't do this. - Don't give up.
Hayır yapamazlar, en azından Bernie yapamaz.
He couldn't have.
- Bir şey yapamazlar.
- Don't you see?
Babacığıma bunu yapamazlar.
They can't do this to daddy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]