Yerde kalın tradutor Inglês
1,528 parallel translation
Olduğunuz yerde kalın.
Stay put.
Olduğunuz yerde kalın.
Remain where you are.
Yerde kalın dedim!
I said, stay down!
- Yerde kalın!
- Stay down!
Yerde kalın maymunlar.
- Shit! - You monkeys keep it down, for Christ's sake.
- Olduğunuz yerde kalın!
- Get your hands up!
- Olduğunuz yerde kalın efendim!
- Stay where you are, sir!
- Olduğunuz yerde kalın.
- You don't move.
Efendim, olduğunuz yerde kalın.
Sir, stay right there.
Olduğunuz yerde kalın.
Stay where you are.
Yerde kalın!
Stay down.
Sayın Bakan, yerde kalın.
Mr. Secretary, stay down.
Bu alan güvenli olana dek yerde kalın. Jack!
Just stay down until this area's secure.
Olduğunuz yerde kalın!
You two! Stop right there!
Olduğunuz yerde kalın!
Freeze!
Olduğunuz yerde kalın!
Don't go any further.
Olduğunuz yerde kalın!
- Stay where you are!
Olduğunuz yerde kalın. Önceki talimatları önemsemeyin, emirleri doğrudan benden alacaksınız.
You will stay where you are and you will take your orders directly from me.
Olduğunuz yerde kalın. Yarım saat sonra orada olacağım.
Look, stay where you are, I'll be there in about half an hour.
Olduğunuz yerde kalın.
Hold your positions.
Yerde kalın!
Stay down!
Olduğunuz yerde kalın insanlar!
Stop right there, humans!
Olduğunuz yerde kalın. Görünmeziz.
Stay exactly where you are.
Olduğunuz yerde kalın.
- Stay put. Mommy needs you.
Olduğunuz yerde kalın!
Stay where you are!
Yerde kalın!
Get down! Stay down!
Olduğunuz yerde kalın.
Stay right where you are.
Olduğunuz yerde kalın.
Stay where you are!
Kıpırdamayın! - Eller yukarı! Olduğunuz yerde kalın!
Let me see some hands!
Eğilin, yerde kalın Destek bekleyin!
Hit the deck! Stay down! Wait for support!
- İyi akşamlar. - Olduğunuz yerde kalın. Sakin ve kibarca, baylar.
- Undercover agent for the F.B.I.
Olduğunuz yerde kalın!
Freeze! Police!
- Olduğunuz yerde kalın.
- Stay right there.
Tamam, bakın. Olduğunuz yerde kalın!
All right, look, y'all stay right there on the spot.
Olduğunuz yerde kalın!
Stay here!
Olduğunuz yerde kalın kumandan.
- Stand the fuck down, commander.
Olduğunuz yerde kalın kumandan.
Stand the fuck down, commander.
Eğer çalıştığın yerde ya da nerede silah taşımak zorunda kalıyorsan belki de en iyisi orada çalışmamandır.
If you have to have a gun to work where you work or to be where you are... then maybe you need to try your best not to be there.
Zetterstrøm aşka olan inancını kaybettiği sırada durduğu yerde gerçeklik aniden çatlar ve yer değiştiği için insanlar kaçmak zorunda kalır.
At the place where Zetterstrom stood when he lost faith in love reality suddenly cracks and people must flee, as the area changes.
Hoşuma gitmeyen bir şey görürsem başka bir yerde iş bulmak zorunda kalırsın.
If I see anything I don't like, you going to find new employment elsewhere. Are we clear?
Doktor Roberts, lütfen olduğunuz yerde kalın.
- Dr Roberts, stay where you are.
Siz üçünüz, olduğunuz yerde kalın.
You three.
Çalıştığın yerde kalıcı sakatlık geçirmişsin.
You sustained a permanent injury on a job site.
- Olduğunuz yerde kalın.
- Stay out of there.
Olduğun yerde kal, geçen sefer sen yapmıştın.
Come on. - You stay there.
# Sıcak yerde havada kalırsın #
"hover there where it's warm"
Orda olduğun yerde kal.Sen namusunu tehlikeye atmazsın.
You just stay covered there. Don't you compromise your modesty.
Olduğunuz yerde kalın!
Hold your positions!
Sadece... tepsiyi al ya da iticem ve sen yerde yemek zorunda kalıcaksın.
Just... take the tray, or I'm going to shove it in there and you can eat it off the ground.
Çocuklarını hiç görmeyen o annelerden olmak istemiyorum, ama işe gidip çocuklarıyla beraber olamadığı için kötü hissedeceği yerde, evde kalıp, çocuklarıyla beraber olduğuna pişman olan annelerden de olmak istemiyorum.
Look, I don't want to be one of those moms that never sees her kids, but I don't want to be one of those moms that stays at home but resents her kids cos she wishes she was working so she could go to an office and feel bad about not being with her kids.
Bu sütunlardaki duvarların kalınlığı yerde 10cm'den kulenin tepesinde 6 mm'ye kadar değişir.
The thickness of the walls in these columns varied from 4 inches at the ground, to about a quarter inch at the very top of the tower.