Yinede tradutor Inglês
1,613 parallel translation
para vermesek ve yinede kol ve bacaklarını kırsak?
Couldn't I just not give you the money and still break your arms and legs?
Ama yinede bu geçici bir hafıza kaybı.
Although this is temporary amnesia.
Bu yinede eğlenceliydi.
That was actually fun though.
Yinede poşeti at gitsin dostum.
Well, just throw the bag in anyway, dude.
Bilirsiniz, araba kullanmamanız gerekir ama.. ... yinede kullanırsınız. Çünkü..
You know, the kind of drunk where you probably shouldn't drive, but you do anyway because,
Sınırları aşmayı sevmiyorum.. ... ama yinede yaparım. Çünkü kendim gibi davranmayı seviyorum.
I know I'm not supposed to go outside the lines, but I do anyway because I like being myself.
Kan basıncı yüksek. Fakat yinede dayanıyor.
Blood pressure's high, but it's holding.
Yinede buna minnettar olmalısın.
Well, all in all, you should be thankful.
Yinede söylemeliyim, kendimi aşırı süslü giyinmiş gibi hissettim.
Although I must say, I felt wildly overdressed.
Bir bakalım... Kahvaltıda çörek yedim... Pazartesi günü olduğu kadar sert değildi, ama yinede gelişme var.
- Let's see, I had a scone for breakfast, not as dry as Monday's, but I still think there's room for improvement.
Çok büyük fark yaratıyor. Yinede kesinlikle ıspanaklı pastayı servis etmemeliyiz.
Although, we definitely shouldn't serve the spinach quiche.
Yinede dünya genelinde, ekosistemi ve türleri tutkuyla korumaya çalışan birey ve organizasyonlar görüyorum. Ve bunlar, sonuçların alınmasını ve birazda olsa iyimser olmamı sağlayan şeyler.
All over the world, though, I am seeing individuals and non-government organizations that are passionately involved in protecting ecosystems and species, and that's where I see some optimism, that's where results are happening.
Duncan, burada olsaydın bile, yinede salağın teki olurdun.
Duncan, if you were here, you'd still be a loser.
Alden'ın yakın arkadaşı değildin Lex, ama yinede...
You weren't Alden's close friend, Lex, but still...
Yinede haksız sayılmaz.
It's not like he's wrong, though.
Fakat yinede sevdiğim adamı öldüremem.
But I'm not about to murder the man I love.
Bekle, yinede, doğum için geri geleceksin, değil mi?
You'll come back for the birth, though, right?
Ama yinede masalarında bir yer istiyorum.
But I want a place at the same table.
Evet, ne kadar bunaltıcı olduğunu biliyorum. ama yinede, biliyorsun.
I understand how suffocating it's been but still, you know.
Benden önce gelmişlerdi ama yinede yapamadım.
They were before me, but I couldn't do it.
Ama yinede onun sırrına ulaşmışsın.
Well, at least you know her secret now.
Bu korkunç bir şey, ama yinede gözlerinizi alamıyorsunuz!
Oh, it's horrible, but you can't take your eyes away!
Bunu telafı ederim yinede, söz veriyorum.
I'll make it up to you, though.I promise.
Ama ona her ay ödeme yaptım ve yinede onu aldı.
But I paid every month and he took her anyway.
Ama yinede yapabileceklerini düşünüyorsun.
But you still think they're good for it.
Ve yinede, işte burada, arka bahçende.
And yet, here it is, in your backyard.
Ama yinede, bana bunları yapmaya hakkın yok.
But still, you can't do this to me, hon.
Üzgünüm çocukları getirmek zorundaydık, nezaketen, ama yinede bunu flört gecesi olarak düşünebiliriz, değil mi?
I'm sorry we had to bring the kids, sweetness, but we can still think of this as date night, right?
Herşeye karşın, biz yinede öncelikle Mikami'yi yakından takip etmeliyiz.
First we've got to get as close as possible to Mikami.
Mikami yinede farklı bir davranış sergilemedi.
Mikami did not act differently as well.
Herşeye rağmen yinede kazanabilirdin. Ve bende kaybedebilirdim.
To tell the truth, you might actually have won, and I might have lost.
Ama yinede olabiliriz.
But still.
Beni oraya geri götür, ben yinede kaçmaya devam edeceğim.
You take me back there, I'm just gonna keep escaping.
Normalde birçok operasyonun da Riskli tarafları vardır, Yinede bu Yeşil Berelilerden bir birliğin Size yardımcı olmasını istemenizi engellemez.
It's a risk you have to live with in a lot of operations although you often find yourself wishing everyone went through green beret training in high school.
Yinede önerdiğin için teşekkürler.
Thanks for suggesting it.
Ama yinede o kadını sahne kapısında beklerlerdi ya da içki ısmarlarlardı.
But they would wait for one at the Stage Door or... ask one out for drinks.
"Ama yinede gitmeye ihtiyacım var"
Still I need to go
Ama yinede...
Still, I...
Sağol yinede.
Thank you, though.
Açıkça görünüyor ama yinede... ispat etmek için doku örneği sonuçlarını bekliyorum.
Definitely seems to be the cause, but I'm waiting on histology to confirm that.
Dün akşam pek de iyi uyuyamadım, ama yinede kendimi dinlenmiş hissediyorum.
Didn't get much sleep last night. - And yet I feel totally rested. - Good for you.
Sen yinede alıcını istiyorsun.
It's the buyer you want, anyway.
Yinede onun için dans etmedim.
I didn't dance for him though.
Yinede çevredeki hastaneleri şüpheli bir şarbon vakasında bizi aramaları için uyardık.
Nonetheless, we've asked area hospitals to notify us of any symptoms of anthrax poisoning.
Alan, gübreyi şekere de bulasan, yinede reçelli çörek yapamazsın.!
Alan, you can roll manure in powdered sugar, but it still ain't a jelly donut.
Artık pek fazla değil ama, yinede dikkatli olmalısın.
Not so much anymore, but still, be careful.
18'inde ve selofan * bir bikini giyiyordu ve sen yinede bir şey becerememiştin.
She could have been 18 and in a cellophane bikini, and you weren't gonna get any.
Ama yinede beni dinlemiyorsun.
But you're not listening to me anyway.
Bunun saçmalık olduğunu biliyoruz ama yinede ne olur ne olmaz diye kontrol ediyoruz.
but we'd like to check your apartment. Huh? !
Yinede benim için kontrol eder misin?
Could you check anyway for me?
Yinede bende bir tane vardı.
And yet I've got one anyway.