English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Y ] / Yoga

Yoga tradutor Inglês

2,344 parallel translation
ve yoga hocasıyla ilişkisi var.
Oh, and she's having an affair with her yoga instructor.
2 saatir yoga nefes çalışması yapıyordum.
Sleep? I've been doing yogic breathing work for two hours.
Yoga dersine gittiğimizde eğitmene güldüğün gibi olamaz bu sefer.
It can't be like the time we went to yoga class And you couldn't stop laughing at the instructor.
- Oh, L-Dawg ile bu öğleden sonra yoga'ya gidiyorum.
- What? - Oh, I'm going to yoga this afternoon with L-Dawg.
Peki annen bugün yoga'da değilmiydi?
Well doesn't your mom have yoga today?
Yoga zamanı değil miydi?
Isn't it time for yoga?
Ally bizi, kıçımızı havaya dikmektense ( yoga hareketi ) kadeh kaldırmaya ikna etti.
Ally here persuaded us to down the hatch instead of downward the dog.
Evet, üç ay önce yoga dersinde tanıştık.
Yes. We met at yoga class, like, three months ago.
Birkaç ay önce New York'ta yoga dersinde tanıştık.
We met a few months back at this yoga club in New York.
Tamam bir yıl ara verdin yoga yapıp ud çaldın ama ben geri döndüm.
You took a year off to do yoga and play the lute, whatever, but I'm back. Okay?
Bu adam yoga pozisyonu yapıyor çamura bulanmış Yoga sandalyesinde,
This Guy is doing a Yoga Position in a Yoga chair locked into the mud,
Lin, neden doğum öncesi yogası yapıyorsun?
Lin, why do you do this prenatal yoga?
Doğum öncesi yogayla harika bir iş çıkardın anne.
Nice job with the prenatal yoga, Mom.
Neyse ki yoga yapıyorum.
Good thing I do yoga.
Bu da, 1,5 kilometrelik bir parkurda hiçbir kutuya çarpmadan zikzak çizmek demekti. Hem de yoga toplarından yumurta yağmuruna kadar her şey vardı.
This meant slaloming to avoid hitting any of the boxes on the one-mile course, all while having everything from yoga balls to eggs pelting us.
Telefonumu kapattım çünkü yoga yapıyordum ve gevşemeye ihtiyacım vardı.
I turned my cell phone off because I was at a yoga retreat, and I needed to relax.
Sen yoga yapmazsın.
You don't do yoga.
Yoga yaparım ve sen de benimle dalga geçersin.
I do yoga, and you mock me for it.
Yani "yoga yapan bir elemanla bile takılamıyorum" diyorsun?
So what you're saying is... you couldn't make a hook-up even with a yoga dude?
Güney Fransa'da, yoga inzivasında olacakmış bir hafta daha.
She's away at some silent yoga retreat in the south of France for another week.
Yoga yapmalıydım.
I should've done yoga.
Myka, lütfen son sözlerim "Yoga yapmalıydım." olmasın.
Myka, please don't let my last words be "I should've done yoga."
Şimdi aklıma geldi de yarın Ali'yle aynı yoga dersinde olacağız.
Oh, God, I just realized she's gonna be in my yoga class tomorrow.
Yoga kıyafeti konusunda bile.
Even yoga-wear decisions...
Yoga 9.00'da bitiyor sanıyordum.
I thought yoga goes till 9 : 00.
Şeydeydim... Yoga dersindeydim.
I was at... at yoga class.
Sabah yoga yapar, akşamda yürüyüşe çıkar.
Morning he'd do Yoga and evening he'd take a walk.
Nikki, umarım yoga pratiği yapmışsındır.
Nikki, I hope you've been practicing your yoga.
Yoga saçmalığın yetti.
Enough with the yoga crap.
Frances'le ben çok yoga yapıyoruz.
" Frances and I do a lot of yoga.
Belki benimle birlikte yoga veya meditasyon yapsaydın... dersler bu kadar stress altına sokmazdı seni.
Maybe if you did yoga or meditated with me, then this class wouldn't drive you so crazy.
Hindistan'a gitti ve yogaya başladı.
She went to India and she picked up yoga. Yoga?
Yoga mı? Yoga hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I don't know anything about yoga.
Üzgünüm, yoga taytın yüzünden.
I'm sorry, it's the yoga pants.
Bu ne demek biliyorum... yoga.
I know what that is... yoga.
- "Usta Matta yoga."
- "Sensei Matta yoga."
Yoga için $ 25,000 mi harcamış?
She spent $ 25,000 on yoga?
Yoga stüdyosu yakınlarda.
Yoga studio is nearby.
Gidip biraz yoga yapalım.
Let's go do some yoga.
Oh, biz değiliz... alışkın değiliz...
Oh, we're not a... accustomed to... such a nice yoga studio.
bu kadar güzel yoga stüdyosuna. Yoga, genç bir eşin isteklerine ayak uydurmanın harika bir yoludur.
Yoga is an excellent way to keep up with the demands of a young wife.
Yoga için uygun kıyafetlerimiz yok.
We're not dressed for yoga.
Usta Matta yoga sayesinde orada 80 kilometrekare bir alan almış, ve hepsi de bir yıl içinde.
Sensei Matta yoga bought 20,000 acres there, all within the last year.
Yogadan gaz çıkarımı konusuna nasıl geçiş yaptın... dolandırıcılıkta aşırı sol ile mi?
How'd you make the transition from yoga to fracking... hard left at fraud?
Böyle güzel bir gecede,... gün batımı eşliğinde yoga yapabileceğimi düşündüm.
Well, it's such a nice night, I thought I'd do a little sunset yoga.
Onlar yoga kıyafetleri.
They're yoga pants.
Ya bonfilemi bana geri verirsin,... ya da minderinin üzerine işerim.
You return my steak to safety, or I'm gonna whiz all over your yoga mat.
Yoga, mangal.
Some yoga, a little grilling.
Yoga minderi oradaydı demek.
Oh, oh, so that's where the yoga mat is.
Ee o minder Audrey'nin miydi?
That uh... the... the, uh, yoga mat is, uh, Audrey's?
her ay ortaya bahis koyuyorsun neden se hep kayıp eden ben oluyorum ve kira kayıp ediyorum artık buna bir son vermek istiyorum hayır amca sen beni ikna edemezsin ben yoga yaptım Mantena Sathyanarayana's dieti yaptım ben sonkez sana soruyorum amca
Every month we'll have a bet and invariably I lose, and rent gets exempted. I want to stop this tradition, right? No uncle...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]