Yok musun tradutor Inglês
1,575 parallel translation
Yok musun?
You fold?
Var mısın, yok musun?
So are you in or not?
Var mısın yok musun?
You in, or not?
- Var msın, yok musun?
- Are you in or out?
Mart'taki Disney gezisine var mısın yok musun?
So this disney cruise in march, are you in or out?
Var mısın Yok musun'a hoş geldiniz.
Welcome to Deal or No Deal.
Var mısın Yok musun'a hoş geldin.
Welcome to Deal or No Deal.
- Sam. Var mısın, yok musun?
- Sam, are you in or not?
Var mısın, yok musun?
Are you in or are you out?
E, var mısın yok musun? , karar senin.
E, in or out, it's up to you.
Söyle bu işte var mısın yok musun?
Now are you in this or not?
Var mısın, yok musun?
Are you in or not?
- Sen yok musun, sen?
- Don't you always?
Var mısın, yok musun?
In or out? In or out?
Bezelye yok ama biliyor musun, ölü tavuklarımdan artan bir miktar adaçayım var.
No peas, but you know what, I do have a little sage left over from the dead chickens.
Biliyor musun, Kitty, aslında yok.
You know what, Kitty, we really don't.
Kafeinli sıvı şekerleme. ve artık "biz" diye bir şey yok, beni terk ettin, hatırlıyor musun? İşi bıraktın.
Caffeinated liquid candy and it's not "us" anymore because you abaondoned me, remember?
- Yok musun?
- You fold?
Biliyor musun, yarım saat içinde işe gitmem gerek ve... elbiseye ihtiyacım yok çünkü yemeğe gitmiyorum.
Oh, you know, I have to get to work in a half an hour, and I don't need a dress, because I'm not going to the benefit.
Herşeyi yok edip yerine hiçbirşey koymak istemiyor musun.
You want to destroy everything and put nothing in its place.
Biliyor musun? Seni tutuklamam için ismine ihtiyacım yok.
You know, I don't need your name to arrest you.
- Biliyor musun ne? Hindim yok ama.... Tekilam var.
You know, I don't have a turkey, but I do have tequila.
"Aile bireyini tedavi yok" kuralına ne oldu? Anlamıyor musun?
What about "no working with family" do you not understand?
- Dokunma Yok Klanını biliyor musun?
- You know about No Touch Clan?
Var mısın, yok musun?
Seinfeldvision deal... or no deal?
Ne söylediğini biliyor musun? - Bu saçmalığa vaktim yok.
I don't have time for this crap.
Buna benzer bir teyzem var ve onun da çocuğu yok. Biliyor musun?
I have an aunt like that, and she doesn't have any kids, either.
Biliyor musun elbette benim hayatımı yazacaksın kendi hayatın yok ki.
You know... Of course you're writing about my life. You don't have one, you know?
Biliyor musun, Bunun için vaktim yok.
You know, I don't have time for this.
Bilirsin, gençleştiğim yok, anlıyor musun?
You know, I'm not getting any younger, you know?
Neden itirazı yok biliyor musun?
You know why he has no objection?
- Kanıtı yok etmemi istiyor musun?
- You want these books lost or not?
- Ne olup bittiğini merak etmiyor musun? - Yok.
- You at least wanna hear what it is?
Bu kısa konuşmanda ne yok biliyor musun? Düşün bakalım.
You know what's not in your little speech, though?
Ne var biliyor musun, şu anda kardeşimin azarlamasına ihtiyacım yok.
You know what, I don't really need a lecture by my sister, right now.
Benim de neye cevabım yok, biliyor musun?
You know what I don't have an answer for?
Var mısın, yok musun?
You in or not?
Onu tek başına hiçbir yere çıkaramaman bir şey, seni yok olurken görmesi de bir başka şey, ama şimdi de onun kim olduğunu hatırlamıyor musun?
It's one thing that you can't take her anywhere alone, it's one thing that she's seen you disappear, but now you say you don't know who she is?
Buna ihtiyacı yok mu, yoksa ona yardım etmek istemiyor musun? Bunu neden yapayım?
He doesn't need it, or you don't want to give it?
Ames'in ölümüyle alakam var mı yok mu bilmek istiyor musun?
Do you want to know if i was involved in ames'death or not?
Yağ aldırmana gerek yok, anlıyor musun?
You don't need lipo, all right?
Biliyor musun şu anda buna zamanım yok.
You know something? I-I, uh I can't really get into this right now.
Sen yok musun?
You.
Yok, kulübeyi alsın diye Walt'a para bırakan insanları biliyor musun?
Nope, but you knowthose people who left the money to waltso he could buy it?
Ve ne var biliyor musun? Böyle bir şey yok.
And there's no such thing.
Çok fazla şey bilmene gerek yok. Sana söyleneni yap yeter, para istemiyor musun?
Just do whatever you were told to do, don't you want the money?
Biliyor musun, ikiniz içinde böyle olmasına gerek yok.
It doesn't have to be like this for either of you, you know.
Şu anki durum yüzünden Cornelia'nın böyle şeylere zamanı yok, anlıyor musun?
Cornelia can't take any chances in this situation.
Sen KAYNAK ın ne olduğunu biliyor musun! Bilen kimse yok.
You don't know where the source is.
Görmüyor musun, kimse yok!
See, there's no one!
Bundan sonra partiye gitmek yok, beni duyuyor musun?
And no more parties for you, you hear me?