Yükle tradutor Inglês
648 parallel translation
Dave, römorkörü çıkart ve her şeyi arabaya yükle.
Say, Dave, you'd better out off that trailer and throw everything into one wagon.
O kadar ek yükle kalkabilecek misin?
Can you get out with that extra weight?
- Hadi, Curly, yükle şu katırları artık.
- Come on, Curly, get them mules.
- Hedefe kilitlen ve yükle, evlat!
- Lock and load, boy!
O yükle kum teperinde hızlı gidemezler!
Well they can't drive fast across the dunes with that load!
Onun arkasına geç ve onu yükle.
Get behind him and load him.
Cesedi katıra yükle!
Put that body on a pack mule.
Daha az yükle yakıt daha uzun dayanacaktır.
The fuel will last longer with less cargo!
Altını atlara yükle.
Get that gold on the pack mules.
Tamam, Boltchak, tekneyi yükle.
All right, Boltchak, load the boat.
Bütün yükle beraber biz de havaya uçabiliriz.
The whole load could blow, and us with it.
- Tüm suçu bana yükle!
- To put the whole thing on me!
İşte yükle.
Here, load.
Öyle bir yükle ilerleyebilmenin tek yolu kullanmaya devam etmektir.
The only way to get along with a load like that, is to keep leaning'on a fix.
Gereçleri ve yüzbaşının eşyasını yükle.
Load supplies and the captain's gear.
Yükle!
Hit it!
- Bütün kabahati bana yükle.
- Tell them it was all my fault.
Bu kadar yükle ne kadar uzağa gidebiliriz?
It's too much lieutenant.
Bunları yükle!
Load up there!
Eşyaları yükle ve adamları topla.
Pack your gear and assemble the men.
Bu yükle başaramayacağımız konusunda.
About the rest of us not making it unless we travel light.
Onları teker teker sayarak kamyona yükle.
Load them in the truck and count them one by one.
Gerçekten sınıra yaklaşmışız! Mermiyi yükle.
He's got some nerve!
Siz Amerikalılardan öğrendiğimiz bir şey var, oğlum sorumluluğu başkasına yükle artık sana dönmek istemez.
Heh, one thing we've learned from you Americans, my boy, the higher you pass the buck, the longer it takes to come back to you.
Kardeşim, içim acıyor, şu zavallı hayvanı gördükçe sırtında onca yükle didişiyor.
Brother, my heart aches when I see this poor animal of yours struggle under the load on his back.
Atları hazırlamaya başla ve paraları atlara yükle.
Take the horses and walk to the money.
Her gece yükle, indir. Pencereden in çık. Sakalı tak, sakalı çıkart.
Loading, unloading, in the window, out the window on with the beard, off with the beard.
Sen uçağı yükle, ben en kısa zamanda dönerim.
You load up and I'll come back as soon as I can.
Pekala, yükle şunu.
Okay, load her up.
Yükle.
Load up.
İşte size kar getirecek bir yükle karşınızdayım.
Here I am with a load of profit for you.
Yükle.
Load.
Yükle dedim!
I said, load!
Bütün cihazları yükle.
Load all the equipment
İki atı serbest bırak ve katıra dinamit yükle.
Cut out your two horses and the dynamite mule.
Yükle, Medvedev!
Load, Medvedev!
Eğer bundan utanıyorsan, Kabahati bana yükle.
If thou account'st it shame, blame it on me.
- Yükle.
- Supercharge.
Silahı yükle!
Load the gun!
Çok yakına bırakacağız bundan dolayı ona yedi yükle.
We'll be dropping it pretty close so make it charge seven.
Lev, içeri yükle!
Lev, put it in!
İçeri yükle!
Put it in!
Ama öyle bir yükle üç haftayı bulur bu.
But with a load like that it would take him three weeks.
Yükle.
Pack it.
Git ve malları yükle!
Go and load up the goods!
- Kömürü yükle.
- Load the coal.
Sadece onu yükle, düğmeyi it.
Just load it up, hit the switch.
Alabileceği kadar buhar yükle.
Give her steam - all she'll take.
Hakim Morris, ticari malları bir arabaya yükle...
Take it to General Gage in Philadelphia.
Torpil kovanlarını yükle!
Yo-ho!
Arabalarına yükle ve hızlı ol.
Uploaded Caruth... Quick.