Yüzük tradutor Inglês
5,073 parallel translation
Bana 10 yıl evvel verdiğiniz yüzük.
The ring you gave me ten years ago.
Emily, canım, parmağındaki devasa yüzük iyi bir sebep olmadan evime girip çıkma iznini sana vermiyor.
Emily, dear, that extravagant ring on your finger does not give you permission to flit in and out of my house without good reason.
İşte buradayız şu etkileyici yüzük yeniden parmağında oğlumu Avrupa'ya kaçırmak için hazır.
Well, here we are... That impressive ring once again on your finger, ready to spirit my son away to Europe.
Yüzük takmadığını fark eder.
She's going to notice if you're not wearing it.
Bu arada dürüstlük demişken yüzük ayısı gerçek.
By the way, In the interest of honesty, we really do have a ring bear.
Yüzük ayımıza bayıldım.
Oh. I love the ring bear.
O yüzük onun için önemliydi.
That ring is important to her.
Eğer gelmezsen, yüzük benimdir.
If you don't, the ring is mine.
Yüzük...
- The ring is- -
- Yüzük harika!
- The ring is perfect!
Seninle evlenemem, yüzük olayı bir kazaydı ve bence birbirimize uygun değiliz.
I can't marry you, the whole ring thing was an accident and I don't think we're right for each other.
Demek istediğim, saat, yüzük, para.
I mean, watch, ring, money.
Her ne kadar şampanya kadehine yastık kesim yüzük koymak klişe olsa da!
Even though a ring in a champagne glass is a total cliché and this is a cushion cut.
- Peki niye bir yüzük almadı?
- Why didn't he get a ring?
Warren'ın geçen gün pırlanta yüzük satın aldığını söyledi.
Warren was in the other day and bought a huge diamond ring.
Yüzük parmağını kontrol etmişsindir.
I saw you checking out the ring finger.
Oh, yo, yüzük yok.
Oh, no, there's no ring.
- Yüzük hediye ederek mi ayrılacağım?
By offering you a ring?
! Tam ağlamaya başladığı an içinde yüzük olan siyah bir kutu çıkaracaksın.
- And then just as he begins to cry... you pull out a black box with the ring in it.
Zannedersem o dandik yüzük bir şekilde onu koruyor.
I take it that tacky ring somehow protects him.
Marge'la Moe'yu evlendireceğim sonra Moe'yu öldüreceğim sonra yüzük Marge'a kalacak ben de Marge'la evlenirsem yüzük benimdir.
I get Marge to marry Moe, then I kill Moe, then she gets the ring, then I marry her and the ring is mine.
Yüzük de cabası olur.
And the ring is just the icing on the cake.
Beni bu dandik sirkten kurtarıp daha iyi bir sirke götürecek olan yüzük.
The ring that'll get me out of this lousy circus and into a good circus.
Yüzük yoksa sex de yok.
No sex without a ring.
30 liralık bir yüzük almalısınız.
Get that girl a 10-pound ring.
Parmağımda bir yüzük görüyor musun?
Do you see a ring on this finger?
- Yani yüzük sende mi?
- So, you have the ring?
Hayır, yüzük onlarda.
No, they have the ring.
Hayır, yüzük Paracelsus'da.
No, Paracelsus has the ring.
İyi, bir yüzük tak o zaman. Çünkü bu şekilde milletin vaktini harcıyorsun canım.
Yeah, well, wear the ring, then,'cause you're wasting everyone's time at the moment, love.
Bu sefer bir yüzük al veya bir piyano daha belki?
You buy a ring this time, or maybe another piano?
Ona bir yüzük al.
Aye. Give her a ring.
Bilirsin, bu şeyler çılgınca, Cezaevine girmeden önce, Tricia'ya bir yüzük alıyordum.
You know, the crazy thing is, right before I went to jail, I was gonna get Tricia a ring.
Yüzük nerede?
Where is it?
Parmağınızdaki yüzük Ron'un Melissa'ya aldığı yüzükse ikiniz de gidebilirsiniz.
In fact, if we can verify the ring you're wearing Is the same one Ron gave Melissa, the two of you can go.
Evlisin, ama yüzük takmıyor musun?
You're married, but you don't wear a ring?
Sen onu hallederken ben de yüzük ayısıyla ilgilenirim.
Great, and while you do that, I'll check in on the ring bear.
"Yüzük taşıyıcısı" dedin, değil mi?
You're saying "ring bearer," right?
Yüzük ayısı.
Ring bear.
Ama Jane, adamın verdiği yüzük kübik zirkonmuş.
But, Jane, that ring that he gave her... it's a cubic zirconia.
Bu sana verdiği yüzük mü?
Tommy : So, that's the ring he gave you, huh?
Yüzük Kardeşliği'nde.
"fellowship of the ring."
Bu yüzük, ölüm emrini verdiğin kurtlardan birisine aitti.
The ring was in possession of one of the very wolves whose extinction you just ordered.
Zira sana bir şey söyleyeyim ; benimle evlenmeye niyet edip yüzük dahi almış olmana rağmen e-postalarıma ya da çağrılarıma cevap vermeye yanaşmaman çok garip.
'Cause let me tell you something, it's just plain weird that you were prepared to marry me, that you'd bought a ring, but were unwilling to read any of my e-mails or answer any of my calls.
Evet, o konuda kusura bakma. Yüzük tamamıyla şakadan ibaretti.
Yeah, I'm sorry for this, but the ring was a practical joke.
"Yüzük şakadan ibaretti..." lafından sonra dediğin hiçbir şeyi inan ki kulaklarım duymadı.
You know, I heard the ring was a practical joke... And then I didn't hear anything after that.
Önümde bir yüzük çıkarttın ve niyetinin benimle evlenmek olduğunu söyledin.
You took out a ring and showed it to me as proof that your intention had been to marry me.
O yüzük nereden baksan çeyrek milyon eder.
That ring had to have cost a quarter of a million dollars.
Hayalet yüzük.
Phantom ring.
Evet, her durum için iki yüzük taşıyorum.
Yes, I carry two rings with me just in case.
Güzel yüzük.
Nice ring.