Zarfında tradutor Inglês
1,102 parallel translation
"Bu zaman zarfında, azaltılmış dış uyarıcılar grup davranışlarına yönelik sorunlar yaratabilir."
"During this period, reduced external stimuli may produce problems of group behavior."
David, onca zaman zarfında nerdeydin?
David, where have you been all this time?
Bu süre zarfında üç karım oldu.
In that time I've had 3 wives.
Bu süre zarfında kendi başınıza çözemeyeceğiniz bir problem olursa kırmızı kutudaki acil durum butonuna basabilirsiniz.
If a problem occurs during this time which you cannot solve yourselves you may push the emergency scramble button in the red box.
Bu süre zarfında, güzergah üstünde çalışmanızı istiyorum.
In the mean time, I want you to study the route.
O kadar kısa zaman zarfında, yapacak başka bir şey yoktu.
There was no other way, under such a tight schedule.
Bu süre zarfında, sen de değerlendirildin.
During this period, you too have been evaluated.
Bu zaman zarfında, iyi davranışlar göstermeli.
Unless he gets time off for good behavior.
Yanlış zarf. 50'likler Shaleen'in zarfında olmalı.
Wrong envelope. Shaleen must have the fifties.
Bu süre zarfında, bazı şeylerden mahrum kalmayı öğrendim.
In that time, I have learned to do without several things :
- Gaines bölgesindeki tüm vatandaşların bu olağanüstü durum zarfında yeni bir duyuru yapılıncaya kadar evlerinde kalmaları rica edildi.
All citizens in the Pleasantville-Gaines area... are advised to remain in their homes until further notice... throughout this emergency-alert situation.
Bu süre zarfında da fiziksel hastalığı doruk noktasına ulaştı.
Only when his physical illness has reached its peak.
Burada olduğun süre zarfında en önemli şey herşeyin yolunda gitmesini sağlamak.
The main thing for you while you're here will be to keep everything on an even keel.
Bir çekmecede durmuş çekmeceden çıkmış bezelyelerin içine girmiş muhallebiyi karıştırmış bulaşığa gitmiş, bulaşıktan çıkmış diğer kaşıklarla asılmış ve bu süre zarfında, o ölümcül günü beklemiş zorla girip, bir adamın hayatını değiştireceği günü.
Just sits in a draw. Out of the draw, into the peas, stir the custard, into the wash, out of the wash, on the hooks with all the other spoons. And all the time, just waiting for the fatal day when it can drastically alter the course of a man's life.
Kocamın yaşadığı süre zarfında tek bir gerçek vaka bile olmadı.
There hasn't been a true case in my husband's lifetime.
O süre zarfında Legaranlılarla buluşup, anlaşmayı sonlandırabilirsiniz.
In that time, you can meet with the Legarans and conclude the treaty.
Bebek doğana kadar bu testi yapamazlar. Ve bu zaman zarfında siz beylerden tam bir işbirliği bekliyorum.
They won't be doing this test until after the baby is born, during which time I expect complete cooperation from each of you two gentlemen.
Müşteri temsilcisi.Kaldığınız süre zarfında hizmetimizden tatmin oldunuz mu Bay Cooper?
Customer relations. Has everything been satisfactory during your stay with us, Mr. Cooper? Audrey, I have no complaints.
Bu süre zarfında, silah ve rozetini teslim almam gerekiyor.
in the meantime I'll require that you surrender your gun, and your badge.
Ama bu süre zarfında Jimmy plana göre davranacağımı sanıyordu.
But meanwhile, as far as Jimmy knew, I was going along with the program.
Bu süre zarfında, hayatının 9 gününden bazı bölümlere bakacağız.
We look at nine days, or episodes, from your life.
Bizimle geçirdiğin süre zarfında pek bir şey öğrenmemiş gibisin.
Seems like you haven't learned very much at all... while you've been with us.
Hawaii deki alkolden kurtulma merkezimizde 6 haftalık bir rehabilitasyona gidecek ve bu süre zarfında maaşınızı tam olarak alacaksınız.
You'll be given a six-week treatment... at our drying-out facility in Hawaii... after which you'll return at full pay.
Bu bilmeceye kendinizce uygun olan çeşitli çözüm önerileri düşünüyor olabilirsiniz ; bunların aynı kuşlar olmadığını düşünebilirsiniz, ya da böceklerle kuşların aynı zaman zarfında evrim geçirdiklerini düşünebilirsiniz.
You might like to think to yourselves about possible solutions to that riddle. One thing you might think of is that it's not the same birds, perhaps the birds have been evolving during the same time as the insects have been evolving.
Bir haftalık süre zarfında, sekiz kilometreden uzun mesafeleri koşması yasaklanmıştır.
Restricted from running distances over five miles for one week. "
Kısa bir süre zarfında, oğlunuzun ölümünden sorumlu iki kişinin yargılanması sonuçlanacak ve hiç görmediğiniz yedi erkekle iki kadın William'ın neden öldüğünün açıklamasını size sunmaya çalışacaklar.
In a matter of time, the trial of the two men... charged with your son's death will be concluded... and seven men and two women whom you've never met... will try to offer you an explanation as to why William is dead.
Dünya 12.000 yaşında ve biliyorsunuz bu süre zarfında dinozorlar da yaşadılar. İncil'in bir yerinde bundan bahsedilmiş olduğunu düşünürdünüz herhalde?
You know the world's 12 thousand years old and dinosaurs existed, and they existed in that time, you'd think it would have been mentioned in the fucking Bible at some point.
Yalnız başlarına bırakıldıkları bu uzun süre zarfında bir araya geldiler büyük topluluklar oluşturdular.
Left to themselves for so long, they've all gathered together to form immense crèches.
Bu süre zarfında nasıl karnını doyurdun?
What did you live from, all that time?
Bu süre zarfında zayıf birkaç denemem oldu.
I made a few feeble attempts along the way.
- En İyi Film zarfında.
- In the Best Picture envelope.
O yüzden, babamın ölümünden itibaren üç hafta zarfında Meksika'da bir yerlerde bir manastırdaydı.
So, within three weeks of my father's death... she was in a convent somewhere in Mexico.
Bütün zaman zarfında..
And the whole time, I'm thinking to myself,
Fakat on yıllık süre zarfında, 1952'den 1962'ye kadar sektör muazzam bir değişim yaşamıştı. "Two Weeks in Another Town" filmi Hollywood'un düşüşünü gösteren ürkütücü bir ayna niteliğindeydi.
But in ten years, from 1952 to 1962, the industry had undergone tremendous changes, and Two Weeks In Another Town... was a startling mirror of Hollywood's decline.
Peki, bütün bu zaman zarfında biz ne yaptık?
Well, then, what have we been doing all this time?
Henri Young'ın zindanda olduğu 1000 günden fazla zaman zarfında yirmi dört gün geldiniz, 3,5 yıl boyunca.
Twenty-four day trips in over 3-1 / 2 years while Henri Young was in that dungeon over 1,000 days.
Burada bulunduğum zaman zarfında ne seninle ne de başka bir insanla doğru düzgün oturup konuşamadım ama bunu istiyorum.
In all my time here, I have rarely sat and just talked with you or with any other human. And I think that I would like to.
Birkaç gün burada kalacağız ve bu süre zarfında askerlerimin gemide tıkılı bırakmaya niyetim yok.
We'll be here for several days, and I don't intend for my troops to be sitting aboard transports that whole time.
Bu süre zarfında size getirdiğimiz hediyeyi verebiliriz.
Long enough for us to get our gifts in place.
Bu süre zarfında ben de oralara gitmeme rağmen hikâyeleri haricinde hiçbir şey bırakmamıştı.
By the time I got to them, though...,... there wasn't anything left of her but stories.
Belki de o süre zarfında yabancı varlık seni kontrol ediyordu.
Maybe you were inhabited by the alien at that moment.
Bu süre zarfında, sanırım tam olarak görmeyi düşünmediğimiz şeyler ile karşılaşacağız.
In the meantime, I think we should take a look at exactly what it is we're not supposed to see.
Belki de o süre zarfında yabancının kontrolü altındaydım.
Perhaps I was occupied by the alien at that time.
İlerleyen süre zarfında... daha fazlasını yapmak, daha da kolay bir hale geldi.
As time went on... it became easier to do more.
Bu akşam eve gelince bu evrak çantasında, oturan bir aslan figürlü, mumla mühürlenmiş uzun ve mavi renkli bir zarf olacak.
When he comes home tonight this box will contain a long, blue envelope sealed in red wax with a crouching lion stamped on it.
Adres, zarfın arkasında. "Seni özledim Hung..."
The address is on the back of the envelope, "Miss you, Hung!"
Kanada'ya vardığında bu zarfı postalayabilir misin?
I got this envelope. Maybe you could mail this when you get to Canada?
Eve döndüğünde para zarfının çantasında olduğunu söyledi.
She told me the envelope was in her purse when she got home.
O süre zarfında belki bir kaç yüz belki bir kaç bin insan ölmüş olabilir.
Bye!
Fred vurulduğu zaman yanında zarf içerisinde nakit para var mıydı?
When Fred was shot, did he have envelopes of cash with him?
Havuzun kenarında bir zarf bulacaksın.
You will find an envelope under the rim of the fountain.