Zatı tradutor Inglês
287 parallel translation
Bu kutsal zatın türbesi iki avlunun en iç kısmındadır. Hacılar bir kafesin ardından dua veya manevi isteklerde bulunurlar.
The holy man's tomb is in the innermost of the two patios behind a grill through which the pilgrim can offer his prayers or request a spiritual favor.
Zatı alinizin, güçlerimizin şuanda ne büyük zorluklarla.. .. uğraştığının bilincinde olmadığı aşikar.
His Excellency apparently doesn't have a clear picture of what enormous difficulties the force has to deal with right now.
Makam arabanız zatıalinizi bekliyor, Majesteleri.
Your chariot awaiteth withouteth, mighty King.
- Zatıaliniz. - Hayır!
- Your Worship.
Anladığım kadarıyla zatıâli altı cinden sonra hakim gibi ayık olurmuş.
As I understand it, Your Worship, he means after six large gins, he's as sober as a... judge.
Zatı Âlileri herkesten daha iyi yapıyor! Evet. Ama acele etmem gerek!
Nobody makes meatballs better than Your Highness.
Zatı Âlileri herkesten daha iyi yapıyor! Evet.
Your Royal Highness makes them better than anyone!
Kartalların evliliği, Zatı şahaneleri!
A mating of eagles, Your Sanctity!
Zatı Alilerinin gözleri çok keskin, haddim değil ama- -
You have a shrewd eye, Your Pulchritude, if I may permit myself the- -
Zatı Alilerini şimdi locaya götürebilir miyim?
May I conduct Your Magnifiicences to the gallery now?
Zatı âlinize bunu getirmenin iyi olacağını düşündüm.
I thought I'd better bring this to you, Excellency.
Zat-ı aliniz buna yağmur şapkası diyor... çünkü bir pınar gibi görünüyor.
I call this one the rain hat... because it looks like a fountain.
- Zat-ı şerifleri.
- Your Grace.
Zat-ı şerifleri mi?
"Your Grace"? Oh.
Günaydın, zat-ı şerifleri. Günaydın, zat-ı şerifleri.
Good morning, Your Grace.
İyi akşamlar, zat-ı şerifleri.
Good evening, Your Grace.
- İyi geceler, zat-ı şerifleri.
- Good night, Your Grace.
Henüz değil zat-ı şerifleri.
- Not yet, Your Grace.
Emredersiniz zat-ı şerifleri.
Yes, Your Grace.
Çok yaşayın zat-ı şerifleri!
Long live His Grace!
Çok yaşayın zat-ı şerifleri!
Long live His Grace.
Pennyman, zat-ı şerifleri, Sprockett Çiftliği'nden.
Pennyman, Your Grace, from Sprockett's Farm.
Hayır zat-ı şerifleri.
No, Your Grace.
Anladığım kadarıyla, zat-ı şerifleri, Chalfont dükü siz oluyorsunuz? - Benim
You are, I take it, His Grace, the Duke of Chalfont?
Ne diyorsunuz Zat-ı Şerifleri?
How say you, Your Grace?
Tanrı, zat-ı şerifleri hakkında hayırlısına hükmetsin.
- God send Your Grace a good deliverance.
Bu, zat-ı şerifleri, bu meclisin tek amacıdır.
That, Your Grace, is the whole purpose of this assembly.
Teşekkürler zat-ı şerifleri.
Thank you, Your Grace.
Bay Elliott, Zat-ı şerifleri, Chalfont dükü.
Mr Elliott, His Grace, the Duke of Chalfont.
Günaydın zat-ı şerifleri.
Good morning, Your Grace.
Öncelikle, zat-ı şerifleri izin verirse..
First, if Your Grace will pardon the liberty
- Zat-ı şerifleri izin veriyor mu?
- Your Grace permits?
Zat-ı şerifleri, bir düşünün.
" Your Grace, reflect.
Zat-ı şerifleri, hazırlanın " -
"Your Grace, prepare..."
Zat-ı Şerifleri, sizi az önce idare merkezinden gelen bir telefondan haberdar etmek isterim.
Your Grace, I am happy to inform you that a telephone communication has just been received from the Home Office.
- İyi sabahlar zat-ı şerifleri.
- Good morning, Your Grace, sir.
Dışarıda görev yapanların sayısından anladığım kadarıyla, zat-ı şerifleri çıkmanızı bekleyen büyük bir kalabalık var.
I understand, Your Grace, from the men on duty outside that a large crowd awaits your leaving.
Bu arada, sadece zat-şerifleri düşes hanımefendi değil... bayan Holland da beklemekte.
Including, by the way, not only Her Grace, the duchess but also Mrs Holland.
Güle güle, zat-ı şerifleri.
Good-bye, Your Grace.
Hey, Zat-ı Alileri!
Hey, Your Excellency.
Çıkalım, Zat-ı Alileri!
Off we go, Your Excellency.
Burada Lordlar veya Zat-ı Alileri yok.
Down here, we've no Lords or Excellencies.
- Filistinli bir komutan, bir zat.
He's the Palestinian commander, that's who.
- Zat-ı aliniz bilir.
Yes, your worship.
Bu kötü Baron Bomburst'un özel yatı.
Zat iz ze private yacht of ze notorious Baron Bomburst.
Ve İngiltere'ye doğru yelken açmıştı, çünkü olağanüstü bir arabanın sözünün edildiğini duymuştu müthiş mucit, Caractacus Potts tarafından.
Und he has sailed all ze way to England, because he has heard tell of a fantastic motor car built by zat brilliant inventor, Caractacus Potts.
Bisi atlatmak için numara mı bu?
Zat was a ruse to put us off ze scent.
- Hep şüphelenmiştim zat...
- I always suspected that you...
Çokça sevdiğimiz zat, dindarca öldünüz.
Thou hast died piously, adored by us.
Ze plegm... tüplerden geliyordu.
Ze plegm... zat comes in the tubes.
Zat-ı Devletleri, birkaç hafta önce çok ciddi bir şey kaleme aldım.
Your Excellency, a few weeks ago I wrote something very serious.