Zehirlenme tradutor Inglês
306 parallel translation
Sizi temin ederim, mösyö. Eşyaları taşıyan adam hiç kimsenin içkiyle zehirlenme olasılığının olmadığına dair yemin ediyor.
I assure you, monsieur, the property man swears that there was no opportunity for any human being to tamper with the drinks.
Eyalet, Ellen Harland'ın 5 eylül günü öğleden sonra annesi ve evlâtlık kız kardeşiyle gittiği piknikte zehirlenme sonucu öldüğünü kanıtlayacak.
The State will prove that on the afternoon of September 5th at a picnic attended by Ellen Harland, her mother and her adopted sister that Ellen met death as a result of poisoning.
Zehirlenme davası hakkında bir şey duydunuz mu?
Haven't you heard about the big poisoning case?
Romeo ve Juliet'ten zehirlenme sahnesini.
The potion scene from Romeo and Juliet.
Pazartesi günü zehirlenme vakası için Manchester'a gittim.
Went up to Manchester on Monday, a poisoner.
Zehirlenme vakıası, Bayan Tremayne.
Asphyxiation case, Mrs. Tremayne.
Zehirlenme olaylarında, katil daima akrabalardan biri çıkar. Haklısın.
In poisoning cases, the killer's usually a relative.
Arsenik asma ilacı için kullanılan bir bileşen, ama sen onun bir zehirlenme sebebi olmadığını mı söylüyorsun?
Arsenic is the active ingredient in the vineyard pesticide, but you're ruling it out as the source of the poisoning?
- Sizi zehirlenme bölümüne bağlayacağım. - Evet.
- I'll connect you with poisoning section.
- Zehirlenme dinliyor.
- Yes. - Poisoning listening.
Ölümün sebebi zehirlenme değil.
But we are certain the cause of death was not poison.
Uyuşturucu ya da zehirlenme değil.
- Definitely not drugs or intoxication.
İnsanların yüzde 90'ı çılgın, diğerleri ise zehirlenme tehlikesinde.
Ah, 90 % of people are fools, and the rest of us are in great danger of contamination.
Zehirlenme yok.
No poisoning.
Birçok kadın, zehirlenme sırasında düşük yaptı.
Many women miscarried during the poisoning.
Yani normalden çok hızlı bir zehirlenme süreci, siz böyle dememiş miydiniz?
- So? An abnormally rapid toxic process, wouldn't you say?
Delillere dayanarak işlenen cinayeti zehirlenme olarak kaydediyorum.
Bearing in mind the evidence we have heard, I have no choice but to record a verdict of murder by poison at the hand of person or persons unknown.
Gerçek şu ki, o ben ayrıldıktan kısa bir süre sonra ölmüş. Garip bir zehirlenme olayı yüzünden kalbi daha fazla dayanamamış.
The fact that he died shortly after I left had more to do with a bad heart than exotic poison.
İç zehirlenme yaşıyorum.
I'm internally contaminated.
Zehirlenme.
Poison.
Zehirlenme vakası.
Brug poisoning.
Tüm yeraltı depolama sistemleri zehirlenme nedeniyle kapatılmıştır.
All underground storage systems have been shut down due to contamination.
Aynı zehirlenme gibi, ama daha kötüsü.
Like intoxication, but worse.
Daha çok bir zehirlenme gibi.
It's more like an intoxication.
Garip davrandığının farkında mısın? Bu, Tsiolkovsky'den gelen bir çeşit enfeksiyon, aynı bir zehirlenme gibi davranmana yol açıyor.
Are you aware that you are behaving strangely, that a kind of infection was brought over from the Tsiolkovsky, which acts like... intoxication?
Data, zehirlenme insanlara özgü bir durum.
Data, intoxication is a human condition.
Şey, eğer ki toksik zehirlenme yaşamasaydı o da bilirdi.
Well, if he didn't have toxic poisoning, he'd know it too.
- Zehirlenme mi?
Poisoning?
Bu yemeklerden bir tanesini karargah personeline sunarsan, Lucretia Borgia'nın 500 yakın arkadaşını şarap ve'şarbon'partisine davet ettiğinden beridir en büyük toplu zehirlenme vakası nedeniyle tutuklanırsın.
If you were to serve one of your meals in staff HQ, you'd be arrested for the greatest mass poisoning since Lucretia Borgia invited 500 of her close friends around for a wine and anthrax party.
Bil o zaman ; Eğer tutarsam ürik zehirlenme geçirip, ölebilirim.
Because I could get uromysitisis poisoning and die, that's why.
Ürik zehirlenme.
Uromysitisis.
Adli tıp kazara zehirlenme, bilerek zehirleme hatta katil örümcek olasılıklarını değerlendiriyor.
My office isn't ruling out accidental poisoning, deliberate poisoning or even killer spiders.
Bütün bu cinayetler..... ve zehirlenme vakıalarıyla bağları olabilir.
There may be a connection between all these killings and certain well-poisoning incidents.
Evet, elbette, Mösyö Shaw. Zehirlenme yüzünden. O da sahteydi.
Yes, clear what was, Monsieur Shaw, due to the poison what was false,
Çünkü "ürik" zehirlenme yaşayıp, ölebilirim, işte bu yüzden.
Because I could get "uromysitisis" poisoning and die, that's why.
"Ürik" zehirlenme, su şişesi hepsini uydurdum.
The uromysitisis, the water bottle I made all that up.
Doktor raporunda Santiago'nun kuvvetli laktik asidin yol açtığı zehirlenme yüzünden öldüğü ve asidin niteliği gereği akılda şiddetle zehir fikri uyandırdığı yazıyor.
The doctor's report says Santiago died of asphyxiation... brought on by acute lactic acidosis... and that the nature of the acidosis strongly suggests poison.
- Patolojik zehirlenme.
- She has pathological intoxication.
Patolojik zehirlenme.
Pathological intoxication.
Patolojik zehirlenme olabilir mi? ...
Pathological intoxication...
Ya patolojik zehirlenme?
What about pathological intoxication?
Patolojik zehirlenme diye birşeyin varlığından neden şüphe edesiniz?
Why do you doubt the existence of so-called pathological intoxication?
Söyler misiniz, patolojik zehirlenme geçiren kaç hasta tedavi ettiniz?
Tell me, how many patients have you treated with pathological intoxication?
Patolojik zehirlenme geçiren bir hastanın bu derece şiddetli psikotik tepki göstermesi için ne kadar alkol tüketmiş olması gerekir?
How much alcohol must be consumed to produce this severe psychotic reaction in a person with pathological intoxication?
Stanford Psikiyatri Enstitüsündeki eğitimim sırasında patolojik zehirlenme vaka çalışması- -
During my fellowship training at the Stanford Psychiatric Institute I had the opportunity to...
Patolojik zehirlenme hastalığımı biliyordu.
He knew I suffered from pathological intoxication.
Zehirlenme mi?
Poisoning?
" Sarah heyecanla :'Romeo ve Juliet'ten zehirlenme sahnesini.'
' " Sarah, nervously :
Vücudunun her yerinde arsenik var, kronik zehirlenme.
Arsenic in her system, poisoning was chronic.
İlk olarak basit bir zehirlenme izleyeceğiz.
First we look at the simple poisoning kill.
Radyoaktif zehirlenme.
Atomic contamination.