Zekasının tradutor Inglês
473 parallel translation
Görüyorsun ki, dostumuzun bile zekasının sınırları var.
There are limits you see to even our friend's intelligence.
"İnsan zekasının düzenleyebileceği hiçbir sorun yoktur ki, " insan zekası çözemesin. "
"There's no problem the mind of man can set that the mind of man cannot solve."
Kaba sabalığı salçası gibidir zekasının. İnsanların midesi daha büyük bir istekle sindirsin diye söylediklerini.
This rudeness is a sauce to his good wit, which gives men stomach to digest his words with better appetite.
Hayır anlamıyor ama her yeni gün onun zekasının ayrı bir kanıtı oluyor.
He doesn't, yet each day brings fresh proof of his intelligence.
O kitapları raflara geri koy çünkü çalışmalarında keşfettiğin bir şey varsa o da insanoğlunun zekasının bilinmeyen güçlerle olan savaşında üzücü bir şekilde yetersizdir olduğudur.
Return these books to their shelves, because if there's one thing you should have discovered in your studies, it is that the intelligence of man is pathetically inadequate when pitted against the forces of the unknown.
Diğer birçok sevdiğim esprinin... kaynağının da Groucho Marx olduğunu söylerler ama bence temelinde Freud'un zekasının ve bilinçaltı üzerine fikirlerinin yattığını söyleyebilirsiniz.
The other important joke for me... is one usually attributed to Groucho Marx... but it appears originally in Freud's Wit and its Relation to the Unconscious.
"Thomas B. Chambers, Londra'nın önde gelen oyun yazarı ve en parlak zekası."
"Thomas B. Chambers, London's leading playwright... and foremost wit."
Şüphesiz keskin zekası olan bir kadın.
Unquestionably, a woman of great perspicacity.
Burada babam... mücevher değerindeki parlak zekasıyla hayatın kaynağı hakkında... nice teoriler üretti.
Here, in this very study... the luminous facets of his brilliant mind conceived his outstanding theory... of the source of life.
Her şey kadının zekasına bağlı.
It all depends on how smart the dame is.
- Zekasını geliştirmek istiyormuş.
- Said he wanted to improve his mind.
- Şarap onların zekasını köreltmiş.
The wine has dulled their senses.
! - Neden kendi zekasını kullanmıyorki?
- Why doesn't he use his own intelligence?
Onun bu zekası karşısında, küçük dilimi yutmuştum, ve doğanın ulaşamadığı bu yerdeki hükümdarlığını kıskanmıştım.
I could only marvel at his ingenuity and envy him his rule over this forgotten reach of nature.
Maymunların zekası karıncalardan çok, insanlardan azdır.
The intelligence of monkeys is more than ants and less than man.
Güzelliğini senden, zekasını benden alacak ve yaşlılığımızda bize bakacak.
It's gonna have your looks and my brains, and it's gonna support us in our old age.
Bay Koether, burada yaptığım işi, yani sizin asistanlığınızı orta derecede zekası olan bir çocuk da yapabilirdi.
Mr. Koether, the work I did here as your assistant... could be done by a reasonably intelligent child.
Her ne olursa olsun gerçek şu ki, kızınızın bu aşamadaki zekası Afrikalı bir gorilladan pek farklı değil.
The hard fact remains that your daughter, at her present stage of development... is roughly on an intellectual par with the African gorilla.
Zekam hâlâ bir insanın zekasıydı.
My intelligence still a man's intelligence.
Atın sadakati ve zekası.
The loyalty and intelligence of the horse.
Zekası sayesinde, Kral olan bir adamın buraya yalnız gelecek kadar aptal olması çok şaşırtıcı.
For a man whose wisdom is becoming the marvel of the land, you show a surprising lack of it by coming here alone.
Diğerlerinden daha iyisini yapacağımı sanmıyorum. Fakat öyle sanıyorum ki bizler sık sık insanların zekasını hafife alıyoruz.
It's not that I think I can talk any better than the others, but I think we often underestimate the intelligence of people.
Yok etmek için Romalı zekasını kullanın.
- Use that Roman genius for destruction.
Zekası olup biteni hemen kavramasını sağlar.
His almost super-human intelligence takes in the situation at once.
Gördüm ki bir güvensizlik anında,..... zekasını az göstermişim.
I found I had, in a moment of insecurity,..... underestimated the brilliance of the man.
Çağlar boyunca, insanlık muhteşem zekasını etrafındakilere zarar verme sanatında gösterdi.
Through the ages, man has shown his greatest genius in the art of inflicting pain upon his fellows.
Alman insanının zekasına çok az inanıyorsun.
You have too little faith in the genius of the German people.
İnsanlığın fikri ve zekasıydı ateşe atılan.
Pearls of human thought were consumed by fire.
Genç kadının birazcık bile mekanik zekası olmadığını herkes görebilir.
Anyone can see that young woman... isn't in the least mechanically minded.
Tren baskınından sonra buradan geçiyorlardı, zekasızlar.
They raided the post waggon, and then they passed through here. Here, of all places, understand? Morons.
Kızınızın güzelliğini, zekasını, inceliğini, Mahcup sadeliğini, yumuşak tavırlarını o kadar çok duydum ki, Gözlerimle görmek için arsız konuk gibi evinize geldim.
That hearing of her beauty and her wit, her affability and gentle modesty... her wondrous qualities and mild behavior... am bold to show myself a forward guest within your house... to make mine eye the witness... of that report I have so often heatd.
Hiç bir yerden, anamın zekası bana geçmiş.
It is extempore, from my mother wit.
Zekası batsın.
Damn clever.
Şimdi bunun zekası olan bir yaratık olduğuna daha çok inandım, fakat 11 yıl önce Farragut'un mürettebatını yok eden aynı şey galaksinin diğer bir tarafındaydı.
And I... I am now even more convinced that this is not only an intelligent creature, but the same which decimated the crew of the USS Farragut 11 years ago in another part of the galaxy.
Zekasını hissediyorum, düşündüğünü, neler plânladığını hissediyorum.
I could feel the intelligence of the thing. I could sense it thinking, planning.
Zekasını hissettiğini söylüyorsun.
You say you could sense its intelligence, captain.
Ama fotoğrafçı Bay Yamana'nın sanatsal zekasından çok etkilenmiştim.
But I was very moved by the artistic sense of the photographer, Mr. Yamana.
Amerikan askerinin zekasını asla küçümsemeyin efendim.
Never underestimate the intelligence of the American soldier, sir.
Bulmacanın parçalarını birleştirmek için egosu zekasına başvuracak.
His ego demands that he use his own brilliance to assemble the pieces of the puzzle.
Birisi ya da birşey gorillerin zekasını kurnazlıkla altetti.
Someone or some thing has outwitted the intelligence of the gorillas.
Zekası sınırlı.
He has only limited intelligence.
- Bu bir semenderin zekasını bile ölçemez.
- It couldn't test the intelligence of a newt!
Ama bunlar, bahsedilen 2,000 yıl sonunda, yani iddia edildiği üzere insanlar hayvanların kısıtlı zekasına sahip dilsiz yabaniler olduğunda hâlâ zulüm olarak kabul edilebilir mi?
But would they be so called in 2,000 years " time when it is alleged that humans will have become dumb brutes with the restricted intelligence of animals?
Yine de zekası ve çekiciliği yardımıyla daha saygın bir iş bulacaktır.
Still... smart and attractive as she is, she could have found something more respectable.
Her şeyi oluşturmalarına babanın zekası yardımcı oluyordu.
His brains helped put the whole thing together for'em.
Ancak sen zekasını... tahmin edemedin.
But you didn't know that Mortimer was... wise to it.
İnsanlarınızın zekasını aklımda çok büyütmüşüm.
( Maya ) What about its sun?
Karınca gibi küçücük bir yaratığın zeka ölçeğinde insanoğlunun zekasına denk bir zeka gösteriyor olması?
FRIGHTENING, ISN'T IT, THAT A CREATURE AS SMALL AS AN ANT IS ABLE TO HAVE A FAIR CLAIM TO RANK NEXT TO MAN IN THE SCALE OF INTELLIGENCE?
Dünyanın en az bilinen zekasını kutlama uğruna.
Ln celebration of the world's least known intelligence.
"Margaret Thatcher'ın İnce Zekası" gibi. Veya "Ünlü İngiliz Aşıklar" gibi.
Like The Wit of Margaret Thatcher or Great English Lovers.
Ayrıca Lex Luthor " ın keskin zekası.
Plus, Lex Luthor's keen mind.