Zekâmı tradutor Inglês
136 parallel translation
Bundan şüpheliyim, ama buraya zekâmı geliştirmek için gelmediniz, değil mi? Şimdi beni dinleyin.
I doubt it, but you didn't come here to improve my mind, did you?
Gittikçe büyüyen bir ateşi besleyen bu sınıf zekâmızın ve her şeye gücümüzün yettiğinin göstergesi olarak meselenin merkezinde olmalıdır...
This classroom has to be centre of our intelligence, of a new... fresh strength, that feeds an ever... growing flame, and that we...
Zekâmı korkuyla gölgelemiyorum.
I won't allow myself to be frightened out of my wits by mere shadows.
Hafif bir inme ancak, bacaklarım biraz tereddüt etse de zekâmın'gidici'olmadığına inanıyorum.
A slight stroke but although my legs are a little uncertain I trust my intellect is not a goner.
- Zekâmızı kullanırsak.
- If we're clever enough.
- Dün matematik zekâmı en iyi fraktal örüntüyü çözerek kullanacağımıza karar verdik, sanıyordum.
I could cite the Patriot Act. I could cite the First Amendment. Wouldn't keep you from going to jail.
Zekâmızı gösterdiğimizde ise kadınlığımızı beynimizle.... örttüğümüz için şüpheliydik.
When we showed intelligence, we were suspect of covering up some defect in our femininity with our brains.
- Zekâmıza hakaret etme. - New Orleanslı biri.
- Don't insult our intelligence.
Kulübü istiyorsan, zekâmı aşağılamayan bir teklifte bulun bana.
If you want the club, make me an offer that doesn't insult my intelligence.
Büyük zekâmı hangi renk giyineceğime karar vermede ve sokağa çıkma yasağı çıkana kadar üç fıçı birayı nasıl içeceğim onu düşünüyorum.
I use my grand IQ to decide what colour gloss to wear and how to hit three keggers before curfew.
Benim hükmümü ve zekâmı sorguladınız!
And for rank insubordination!
Ama bizi erkek yapan, zekâmızdır.
But it's our wits that make us men.
Leon, evreni anlamamızın yolu Zekâmızın limitlerine ulaşmaktır.
That's nonsense. Leon, the only way of understanding the universe is to find the limits of your own intelligence.
Yine zekâmı aşağılıyorsun.
Oh, Dad!
Ama zekâmı boşa harcamak olacak.
- I'll call the guards! - You do that!
Öyleyim valla. Bilimsel zekâmın derinliğini şimdiye kadar hiç bilmemişim.
I never knew the depth of my scientific genius until now!
Bizleri hayvanlardan ayıran şey sadece zekâmız değil aynı zamanda ahlaki değerlerimizdir de.
The thing that separates humans from animals? 杋s not only intelligence, it's also morality.
- Dün matematik zekâmı en iyi fraktal örüntüyü çözerek kullanacağımıza karar verdik, sanıyordum.
I thought we all agreed yesterday that the best use of my mathematical genius was deciphering the fractal pattern. Um, now, I'm confused as to why Caffrey pulled me off that project to now do what is basically, uh, clerical work.
Asla parlak zekâmın ucundan bile geçmedi.
Never even crosses my brilliant mind.
Kyle, zekâmızı arttırmak için git ve "Arcane Brilliance" ı sal.
Uh, Kyle, go ahead and cast Arcane Brilliance to raise our intelligence.
Bu oda, zekâmızın test edildiği bir yerdi.
This room was a test of our intelligence.
Bir zamanlar zekâmızın kanıtı olarak yükselen bu gökdelenler artık ufalanan dev yapılar haline geldiler.
Down came the rain and washed the spider Ew!
Zekâm olabilir.
My intelligence, maybe.
Bir kez daha zekâm üstün geldi... BORSA RAPORU
Once again, I've proved too clever for...
Daha keskin bir zekâm, daha iyi bir kalbim olsaydı daha samimi olsaydım size bunları daha önce söylerdim.
That is what I ought to have said had nature given me a keener mind, and had I been more sincere.
Ticari zekâm da var.
I do have business sense.
İş için zekâm ve günah için vücudum var.
I have a head for business and a bod for sin.
Zekâmı küçümseme.
- Now, don't insult my intelligence. - I made a promise.
Zekâm hakkında söylediği şeyi duydunuz mu?
Did you hear that crack he made about my intelligence?
Benim keskin zekâm sayesinde, kendi ordusu tarafından etkisiz hale getirildi.
Thanks to my brilliance, they have been neutralized by their own Army.
Pratik zekâm pek olmasa da.
And, well, not in practical things.
Ve doğuştan topal çünkü zekâm böyle gelişti.
And lame from birth, because, that way, my mind developed.
Bunu da zekâm ve yeteneğimle başaracağım.
I'm going to make it on brains and talent.
Her neyse, kıvrak zekâm beni acı sondan kurtardı.
Anyway, my quick wit saved mefrom a grizzly fate.
Zekâmı aşağılama, Risa.
Don't insult my intelligence, Risa.
Vali hanım, sanırım bunun için biraz fazla yetenekliyim. Bilimsel zekâm küresel sorunlarla ilgilense daha iyi olur.
Mayor, I think I'm a little overqualified for this, my scientific mind is best used on global problems.
Zekâm da çok keskin değildir.
My mind will not achieve a lot.
Zekâm mı, sevimliliğim mi? Bükük dudaklarım mı?
My wit, my charm, my pouty lips?
Benim zekâm ve senin de...
With my brain and your, uh...
Benim zekâm ve senin bedeninle kimse beni tutamaz, Clark.
With my mind, and your body... the sky's the limit... Clark.
Zekâm ve becerikliliğim sayesinde, eskimiş bir dünyayı ele aldım ve onu yepyeni bir biçim verdim.
It was my ingenuity that took an old world... and made it into something new.
Benim zekâm. Senin yeteneğin.
My brains, your skills...
... dilersek, duygusal zekâmızı kullanabiliriz.
This guy is a swank.
Duygusal zekâm pek yoktur. Kusura bakma.
No emotional intelligence.
Çünkü zekâm, bende sevdiği tek özelliğimdi.
Because my intelligence was the one quality she admired in me.
Benim zekâm, senin güçlerin.
My intellect, your powers.
Tek danışmanım ilahi zekâm olacak şekilde yargılayacağım ve söylediklerimden sonra çıkacak tokmak sesi doğru olmayanları düzeltecek.
I alone will adjudicate, divine wisdom my only counsel. And my gavel sound only after my words correct what is not right.
Benim yaratıcı parlak zekâm.
My brilliantly creative genius mind.
Büyüleyici zekâm ve cömert yüreğimi mi?
My dazzling wit and generous heart?
Görünüşüm nasıl olursa olsun, zekâm aynı düzeyde kalır.
No matter my form, my intellect remains formidable.
Tamamen benim pratik zekâm.
It was my own ingenuity shit.