Zekîsin tradutor Inglês
2,050 parallel translation
İncesin, zekisin, benden korkmuyorsun.
You're a gentleman, you're smart, you're not afraid of me.
Zekisin, zarifsin.
You're smart, you're classy.
Bundan daha da zekisin.
You're smarter than that.
Göründüğünden daha zekisin.
- Ooh!
Kolay olmayacak ama sen gençsin zekisin
It will not be easy... but you are young, intelligent.
Komiksin, konuşkansın, zekisin.
You're funny, you're articulate, you're smart.
Çok zekisin.
You're brilliant.
Sen gençsin ve zekisin.
YOU'RE YOUNG. YOU'RE BRIGHT.
prensipte, katıIıyorum, ama... ama sen çok zekisin, değil mi?
In principle I agree, but... But you're just so much smarter, aren't you?
sen çok zekisin!
I see clearer.
Çok zekisin.
You are so smart.
- zekisin.
- You are intelligent.
Çok zekisin.
- Well, aren't you clever.
Ben de çok zekisin diyebilirim.
And I would say that you are a master of the fucking obvious.
- Çok zekisin.
- You're so smart.
Çok zekisin.
Very clever.
Çocuğum sen çok zekisin.
You're a very smart kid.
Biliyordum, sen zekisin 397 00 : 40 : 47,520 - - 00 : 40 : 51,672 O zaman git büyük gün için hazırlan.
You're smart. I knew it.
Ve zekisin, böylece deliliğini güzel gösteriyorsun, ama hepsi saçmalık.
And you're smart, so you make your insanity sound good, but it's bullshit.
Sen hem zekisin hem duyarlı.
You're intelligent and sensitive.
- Çok mu zekisin sen ulan?
- Are you the smartass?
Zekisin.
You're smart.
Bunu anlayabilmek için gayet zekisin.
You were smart enough to think of it.
Ama sen benden daha zekisin o yüzden bunu benden daha iyi atlatacaksın.
But you're much smarter than I am so you'll come out of this much better than I did.
Benden daha zekisin.
You're smarter than me.
Çok zekisin cidden.
You're thinking too hard
Zekisin
You're smart. [Laughs]
zekisin de.
You are very clever too.
Seni seviyorum ve seninle evlendim çünkü sen komiksin, zekisin.
I love you and I married you because you're funny, and you're smart.
Çünkü zekisin.
'Cause you're smart.
Çok zekisin, Aoyagi.
Very good, Aoyagi.
Son derece zekisin. Yemin ederim çok zekisin.
you really are.
Bu sefillikten kurtulman için tek şansın bu! Bunu bilecek kadar da zekisin.
It's your only fucking chance to get out of this shithole where you live, and you're smart enough to see that!
Çok zekisin ya. Çölün ortasındaki bordo renkli bir Maserati Quattroporte'yi kimse fark etmeyecekti!
Yeah, nobody would notice that Maserati out in the middle of the desert.
Zekisin.
You're clever.
- Benden daha zekisin.
- You're smarter than me.
Hâlâ genç sayılırsın. Zekisin.
You're brilliant.
O kadar zekisin ki burdasın
Yes, you're so smart, you've stumbled here.
Zekisin. Güçlüsün. Düşündüğün kadar çirkin de değilsin.
You're smart... and you're strong... and you're not as ugly as you think you are.
Ne zekisin sen öyle.
Oh, you're smart.
Sen çok zekisin. Neden arkamdan gelmek istediğini çok iyi biliyorum.
You're very smart. I know why you want to climb up after me.
Sen başarılısın, zekisin hareket eden her şeyi cazibenle etkiliyorsun.
You're successful, smart, and you attract everything that moves.
Onun ne söylediğine gerek duymayacak kadar zekisin sanıyordum.
Because I thought you were a smart guy who didn't need the obvious spelled out to him.
Sen bundan daha zekisin!
You're smarter than this!
Biliyor musun.. Göründüğünden daha da zekisin.
You know... you're smarter than you look.
Sen bundan daha zekisin Juanito.
You're smarter than that, Juanito.
Çok zekisin.
You are very... very smart.
Burada büyük bir işin var. Ve zekisin.
You're our tech genius.
- Daha zekisin yada daha az.
- You are more or less clever.
Adamım, sen zekisin.
Man, you're smart.
Zekisin çünkü bu olduğunda, Dr. Woodel'i öldürecek bir ağabeyin var.
You're smart because, once that happened, you had your brother kill Dr. Woodel.