Zerre tradutor Inglês
1,441 parallel translation
İki baş parmağı, komik bir sesi olup zerre sallamayan nedir?
What has 2 thumbs, a funny voice, and still doesn't give a crap?
Şimdi, hizmetli ve kız arkadaşı konusuyla zerre ilgilenmiyorum, tamam mı?
That's right. Now, I don't give a hoot about the janitor and his gal-Pal, ok?
Bill, ne sandığın zerre sikimde değil, ama paylaştığın için sağol.
Bill, I'm not really interested in what you think, but thank you for sharing.
Zerre kadar bile değiliz.
- Not in the slightest.
Seni şuracıkta gebertsem zerre kadar vicdan azabı çekmeyeceğimi biliyorum. Şu demek.
It means this.
Burada küçük bir örneğini gördüğünüz gibi, ayın regolith etkisi, büyük kayaları toza dönüştürerek. zerre boyutuna indirgemiş.
Like the product of this gravel mill, lunar regolith has formed in a variety of grain sizes, from large rocks to fine dust.
Ve bu patlama gerçekleştiğinde, diğer pek çok kraterde olduğu gibi, devasa bir zerre püskürmesi, ortaya çıktı. Çok çarpıcı.
And when that explosion happened, as with many other craters, it shot out jets of bright powdery dust, so there're these rays that go out from it.
Bana o sadist küçük beyninle, zerre kadar bir açıklama yap.
Find me one... in your sadistic little head, an iota of an explanation.
Zerre kadar pişman değilim
I don't regret a bit of it.
Joe zimmetine para falan geçirmedi. Zerre kadar.
What joe did was not embezzlement at all.
şairane duruyor ama zerre gerçekçi değil.
It all sounds very poetic, but it's not reality.
Şimdi bir dedektif olabilirim ama düşüncelerim zerre kadar değişmedi.
I may be a detective now, but my thoughts haven't changed at all.
Beni zerre kadar ilgilendirmiyor çünkü barı satmıyorum.
It does not matter one bit, because I'm not selling the bar anyway.
Top-turta lakırtısıyla konuşmamızı kestin. Üstelik ben top-turta'nın ne olduğunu bile bilmezken. Bu demek ki top-turta zerre umurumda değil.
You interrupted our conversation with your cup-pie chatter when I don't even know what a cup-pie is, which means I don't give a damn what a cup-pie is.
Yani diyorsun ki, ailesine bir zerre bile önem vermemiş, ölmüş babam sırf kendini Noel baba sanıyor diye bana musallat oluyor, öyle mi?
so you're telling me that my dead father who never gave a damn about his family is now haunting me because he thinks he's santa claus?
Bu haberin doğruluğundan zerre emin değilim.
I am not remotely sure that we should give this credence.
Zerre metafiziği konusunda en saygın uzmanlardan biridir.
But he is one of the foremost experts on particle metaphysics.
Zerre öyle bir şey, değil mi?
That's a particle, isn't it?
Kafamdaki gerçeklerle, kalpsiz ve farklılıktan zerre kadar anlamayan insanların gözündeki sahte samimiyet arasında sıkışıp kaldım.
I struggle between what I know is right in my own mind, and some warped truthfulness as seen through other people's eyes who have no heart, and can't see the difference anyway.
Normal bir insan, engelliliği zerre kadar umursamaz.
The average able-bodied person doesn't give a damn about the disabled.
Doğruyla yanlışa zerre kadar değer vereceğimi sanmıyorum.
I don't think I'd give even half a rat's ass about what was right or wrong.
Lanet bir çakal gibi şüpheleniyor ve sana bir zerre güvenmiyor.
He's suspicious as a damn coyote, and he don't trust you one iota.
Bob'da biraz oyunculuk yeteneği olduğu rahatça hissediliyordu Charley'de ise zerre kadar yoktu.
It was widely felt that Bob possessed some acting talent and Charley, not a jot.
Çünkü o kendinden başka kimseyi zerre kadar umursamaz.
Because she never gave a shit about anyone but herself.
Ve kesinlikle, hiçbir şekilde zerre kadar ortak yanım olmayan insanlarla hem de.
And with people with whom I had absolutely nothing in common, whatsoever. Nothing.
Bu kuzuları yıllardır bilirim ve bana daha zerre kadar zarar vermediler!
I have known these lambs for many years and they have not hurt me!
Partilere zerre önem vermem.
I don't give a fuck about parties.
Çok şanslıyım demektir, çünkü bence bana zerre kadar benzemiyorsun! - Güzel!
Well, I'm lucky, because as far as I'm concerned, you are nothing like me!
Ne sana ne de hayallerine zerre kadar değer verirler.
He doesn't give a flying fuck about you or your dreams!
"... bu kadını unutmak için bir an bile tereddüt etme. " Bu kadın ki şimdi sana, zerre kadar...
" do not hesitate for a moment to forget this woman, who now says,
Ve mutluluğuna yarayacaksa, bu kadını unutmak için bir an bile tereddüt etme. Bu kadın ki şimdi sana zerre kadar pişmanlık duymadan elveda diyor.
And if it serves your happiness, do not hesitate for a moment to forget this woman, who now says, without a trace of regret...
Zerre kadar alınmadım.
I don't mind in the slightest.
Bu zerre kadar işimize yaramaz.
That's not doing us a bit of good.
Bu konudan zerre haberim yok.
I have no idea, what you are talking about.
İşlerin nasıl yürüdüğünden zerre kadar haberin yok.
You don't understand how things are.
Hayır, Motora zerre kadar önem vermiyor.
No, he doesn't give a rat's ass about the engine.
Elinde zerre kadar delil yok.
You have no evidence whatsoever.
Kan her yere fışkırıyordu ve o zerre kadar ürkmedi.
And blood was gushing out all over the place and he never so much as flinched.
Manşet istiyorsa da, zerre kadar umurumda değil.
I don't give a damn if he wants headlines.
Baban seni zerre kadar umursamıyor.
Your father is the least you x.
Cesetlerin her ikisinde de zerre kana rastlanmamış.
Not a drop of blood left in either of them.
Yani, vücuttaki her zerre kanı alması başka nasıl açıklanır.
I mean, how about the fact that he took every drop of blood.
Baban senin için zerre kadar endişelenmiyor.
Your father is the least of your worries.
Evden çıkmaman şu ana kadar zerre kadar umrumda değildi.
The fact that you don't leave the house doesn't bother me.
Canının zerre kadar değeri yok, tamam mı?
We don't care about your life, don't forget that.
Senin vücudunda samimi bir tek zerre bile yok, Dan.
You don't have a sincere bone in your body, Dan.
Ve şüphem yok, zerre kadar şüphem yok ki ; bu savaştan alnınızın akıyla çıkacaksınız.
And I have no doubt, absolutely no doubt... that you will continue to rise to this challenge.
Sana veya ağabeyine zerre kadar yardım etmem.
I don't give a rat's ass about you or your brother.
Ve vatandaşlarınıza ne kadar kötü davrandığınız zerre kadar umurumda değil.
And I don't care to be made a part of how you abuse your citizens.
Ve eğer söylemeyi unuttuğunuz en ufak, minicik, zerre kadar bir bilgi kırıntısı bile bulursam
And if i find out That you have held back One teensy, itsy-bitsy speck Of information - -
Bu zerre kadar umurumda değil.
Let me tell you something, I don't care about that, okay?