English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Z ] / Zonkluyor

Zonkluyor tradutor Inglês

140 parallel translation
Başım zonkluyor ve şakaklarım yanıyor.
My head throbs, and my temple are burning.
Sol yanımda bir sızı var ve bacağım davul gibi zonkluyor.
I got a pain on my left side and my leg throbs like a drum.
- Şuradan aşağısı zonkluyor.
- It's throbbing down there.
- Ayaklarım da başım gibi zonkluyor.
- Feel like my head.
- Zonkluyor.
- It's throbbing.
Zonkluyor!
It's throbbing!
Bay Katzman'ın bir sözü hala beynimde zonkluyor :
There is something Mr. Katzman said, that keeps ringing in my mind :
Zonkluyor da zonkluyor.
It pounds and pounds and pounds.
Başım sürekli zonkluyor.
The constant throbbing in my head...
Kafam zonkluyor...
Its pounding in my head
Başım zonkluyor.
My head is throbbing.
Hava - 1 derece ve ayaklarım zonkluyor.
It's 30 degrees outside and my feet are throbbing.
Beynim zonkluyor.
My brain's leaning over.
Lanet olsun, kulaklarım felaket zonkluyor.
Man, my ears are freakin'out.
Ve kolum da o iğneden dolayı bayağı zonkluyor.
And my arm's throbbing pretty good from that shot.
Beynim zonkluyor.
My brain's capsizing.
Gerçekten ya, kaç gündür kafam zonkluyor.
No, honest, kid. Me head's been banging for days.
Dolgularım hala zonkluyor.
My fillings are still rattling.
Çok kötü değil, biraz zonkluyor.
- Not too bad, throbbing a bit.
Tendonları zonkluyor.
His tendons are throbbing.
Bu zonkluyor.
It's throbbing.
Hayır, acımıyor. Sızlıyor, zonkluyor.
I have been up and down these stairs three times.
Ve çenem de hala zonkluyor!
And my jaw hurts like hell!
Bacağım ağrıyor ve zonkluyor.
My leg's just aching and throbbing!
- Zonkluyor.
- Throbbing.
Çenem zonkluyor.
My jaw is throbbing.
Beyni endişeyle, kasıkları hiperaktif meni ile zonkluyor.
His cerebral cortex pounds with anxiety... his loins, with hyperactive semen.
- Zonkluyor.
- It kind of throbs.
Başım zonkluyor, ağzımda kusmuk tadı var ve hiçbir şey hatırlamıyorum.
I have a pounding headache, my mouth tastes like vomit... and I don't remember a thing.
Beynim hâlâ zonkluyor.
Head still hurts.
Başım öyle zonkluyor ki, neredeyse sağır olacağım.
My head's pounding and I can barely hear anything.
Her kalp atışımda zonkluyor.
It pounds with every heartbeat.
Hayır. Zonkluyor.
Throbbing.
Başım biraz zonkluyor.
My head hurts a little bit.
Öyle olsa iyi olur... başım kazan gibi zonkluyor.
Better be... my head's ringing like a fire-bell.
Bu kurt gözü, acı içinde zonkluyor.
This wolf's eye throbs.
Öyle bir zonkluyor ki kafam anlatamam.
Oh, my head is gonna explode.
Kırmızı gözün zonkluyor, değil mi?
Your red eye is throbbing, isn't it?
Çocuklar. Bette'in sabahtan beri başı zonkluyor, onu eve götürmem lazım.
Um, Bette has this throbbing headache and she has had it since this morning, so I'm gonna take her home.
Hâlâ zonkluyor.
Still throbbing.
Her yanım zonkluyor.
Everything just throbs.
Şu anda kıçımın çevresi deli gibi zonkluyor.
The entire area of my fucking asshole is now one gigantic fucking throb.
Başım zonkluyor.
I feel like my head's vibrating.
- Ama sol ayağımla. Çünkü sağ ayağım hâlâ buzlu su çukuruna girdiği için zonkluyor. Bu da ayak mankenliği kariyerimi bitirdi.
But with my left foot because my right foot is still throbbing... from being frozen in icy hole water... which has effectively ended my foot-modeling career.
Zonkluyor.
Pounding.
Biraz zonkluyor.
It throbs a little.
Başım zonkluyor.
My head is pounding.
Anne, çok acıyor. Zonkluyor.
Mom, it really hurts. lt's throbbing.
- Anne, zonkluyor.
- lt's throbbing, Mom.
Kalçam hâlâ zonkluyor!
My butt's still dizzy. Whoa!
Başım zonkluyor.
My head is pounding,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]