Zoos tradutor Inglês
149 parallel translation
Hayvanlar hakkında konuş.
Talk about zoos.
Ama savaştan beri bir ihtiyaç var her yerden hayvanat bahçelerindeki hayvanlar için ihtiyaç var.
But since the war there's been a need, a real need, for animals in zoos everywhere.
Hayvanat bahçelerine götürüyorlarsa hayvanlara orada iyi bakılır ve iyi ilgilenilir.
If they do take the animals back to the zoos, they'll be well cared for and treated kindly.
Hayvanat bahçelerine mi satıyorsun?
You sell them to zoos?
Hatta vahşi hayvanların daha iyi yaşamaları için hayvanat bahçeleri yapılıyor.
They even build zoos so wild animals live good.
Birçok hayvan veba devam ederken hayvanat bahçelerinden kaçtı.
A lot of animals escaped from zoos during the plague.
Hayvanat bahçeleri dolu, cezaevleri dolup, taşıyor.
Zoos are full, prisons are overflowing.
Hayvanat bahçelerini hiç sevmiyorum.
I really hate zoos.
Hayvanat bahçesine gidişler patladı. PROGRAM PLANCILARI SAAT 3'TE BESLEYİN
While attendances at zoos boomed.
Buraya getirip sirklerde hayvanat bahçelerinde satarlardı.
They'd bring them here to sell at circuses and zoos.
Hayvanat bahçelerinde amaç, çıkışı engellemektir.
Zoos are meant to keep everybody in.
Hayvanat bahçesine bile gitmem.
I get paranoid going to zoos!
Dünya dini liderleri, doktorlar, hayvanat bahçesinden insanlar.
World religious leaders, Doctors, Uh, people from zoos.
Endonezya dışındaki hayvanat bahçelerinde 7 tane ejderha var. "
There are seven dragons in zoos outside Indonesia. "
Ben Bronx'ta ve Lonra'daki hayvanat bahçelerinde araştırmıştım. Başpiskopozların günlük bağırsak boşaltımı gibi
I have inquired at the Bronx and London zoos... as to the daily bowel evacuation of primates.
Dinozorların sadece hayvanat bahçelerine tıkılıp kalmadığı bir zamana geldim.
I've gone back to the time when dinosaurs weren't just confined to zoos.
# Maymunlar hayvanat bahçesinde yapar
# The chimpanzees in the zoos do it
Hayvanat bahçelerinde görülen "fil ayaklanması" diye bir şey okumuştum. Filler bakıcılarına saldırıp, kafeslerini parçalıyorlarmış.
I've read about something called the elephant rebellion in zoos across the country- - a high incidence of elephants turning on their keepers, destroying their pens.
Buradaki hayvanlar, Pazartesi'den itibaren, diğer hayvanat bahçelerine gönderilecekler.
The animals are being shipped out to other zoos starting Monday.
- Hayvanat bahçeleri için.
- For zoos and collectors.
Etkin şekilde çalışan hayvanat bahçeleri ile milyarları konuşabiliriz.
With enough zoos up and running, we are talking billions.
hayvanat bahçeleri çok karlı değildir, Willa.
Zoos are not moneymakers, Willa.
Başka hayvanat bahçelerine vermeye çalıştık.
We tried to place them with other zoos.
Yani bu ülkedeki hayvanat bahçelerinden bir tane bile bulamadınız mı?
Do you mean of all the zoos in this country, you can't find a single one...
Hayvanat bahçeleri gittikçe daha az türe bakıyor, efendim.
Zoos are keeping less and less species, sir.
- Sanırım bu adam... hayvanat bahçesini, diğer hayvanat bahçelerindeki hayvanların videolarını satabileceği bir supermarkete çevirmek istiyor...
- I can only assume he's planning... to turn the entire zoo into a supermarket... where he can sell videos about animals in other zoos.
Birbirinin tamamen aynısı küçük hayvanat bahçeleri her yerde mantar gibi biter.
Little zoos popping up everywhere, all exactly the same.
Palyaço ve hayvanat bahçeleri haftalar öncesinden ayarlanır.
Clowns and petting zoos book months in advance.
Bir kere seçildikten sonra, çocuklarımızın organlarını hayvanat bahçelerine yem diye satacağım!
Once I'm in office, I'll sell our children's organs to zoos for meat!
Onlar hayvanat bahçelerinde yok!
They don't belong in zoos!
Ne bileyim, hayvanat bahçesi, bar falan...
Zoos, clubs.
Çocukken hayvanat bahçeleri daha eğlenceliydi. Hem sanki daha büyüktüler.
I've got the impression that zoos were bigger and more fun when I was a kid.
Normalde bunlardan hayvanat bahçelerine yapıyoruz.
Normally this is installed in zoos.
Hayvanat bahçelerinde ses geçirmez camlara ne gerek var ki?
Why do you need that in zoos?
O, Hey-Zoos.
Garcia "? It'shey-zoos.
Sanırım burada Hey-Zoos'a katılıyorum.
I think i'm gonna go with jesus here.
Hayvanat bahçesinde yaşar, dediğimizi yaparlar.
They live in zoos and do what we say.
Şu "hayvanat bahçeleri"...
These "zoos"...
- Son maymunlarımız oralarda.
- Our last apes are in zoos.
Dünyanın çocuklar, kendi minyatür hayvanat bahçelerine sahip olacaktı.
Kids everywhere would have their own miniature zoos,
- Hayvanat bahçelerini severim.
They'll call. - I love zoos.
Bugün gittiğimiz tüm hayvanat bahçeleri içinde, en çok burasını sevdim.
Of all the zoos we've been to today, I like this one the best.
Tıpkı o eski hayvanat bahçelerindeki dev kedilerin çaresiz adımları gibi.
Like the desperate pacing of giant cats in the zoos of ancient times.
- Evet Hayvanat bahçelerine, hayvan gösterilerine ve sirklere bakalım. Dişleri bozuk bir Doğu Avrupalı'nın..
Right, so let's check into zoos, animal shows, circuses, anywhere where an Eastern European... with bad teeth could have access to an ape.
Dünyada binlerce hayvanat bahçesi olmalı.
There's got to be thousands of zoos in the world.
- Bir fikrim daha var.
Zoos. - I got another one for you.
Bir keresinde hayvanat bahçesindeki yemlerden yedim dememiş miydin?
Didn't you once tell me you ate that feed they have at petting zoos?
Hayvanat bahçesinde gergedan ya da kurt görmek büyük bir olay değildir.
Zoos are over - you see a rhino, big deal. You see a wolf - who cares?
Zoolog mu?
- Zoos?
- Sağ ol, Denise.
We should target zoos.
Evet, hayvanat bahçeleri.
Zoos? Yeah, zoos.