Zıp tradutor Inglês
32,346 parallel translation
Santral sistemine sızıp buradan kapatamıyorum.
I can't hack in and shut down the plant's operating system from here.
Düşmana karşı anlam bilimi kullanarak mücadele edelim. - Öylesi çok daha zıpır olacaktır.
Let's fight the enemy with semantics,'cause that will be a really fun way
Her hafta, Peter bir yıldız oluyordu, sonra senaristler sahte bir metin yazıp onu öldürüyorlardı.
Every week, Peter becomes a diva so the writers write a fake script, killing him off.
Merkez Bankası'nın güvenlik kameralarına sızıp saldırı nereden yapılmış diye baktım.
So, I hacked into the security footage taken at the Federal Reserve that got attacked last night?
Özgürlük iddiasında olan bir ülkeyiz, yine de en kırılgan vatandaşlarımızı içine alıp öğüten... CORY BOOKER ABD SENATÖRÜ... topluca hapsetme uygulamamız ve çok yüksek bir tutuklu nüfusumuz var ve sistem, beyaz olmayanlara karşı büyük ölçüde önyargılı.
[Cory Booker] We are a nation that professes freedom, yet we have this mass incarceration, this hyperincarceration, uh, that is trawling into it, grinding into it, our most vulnerable citizenry, and is overwhelmingly biased towards people of color.
Size yemeğe geç kalmanızın suratına bir tokat gibi geldiğini ve teklifinizi alıp götünüze sokmanızı söylememi istedi.
He wanted me to tell you that being late to dinner was a slap in the face, and you could take your offer and shove it up your ass.
Jim Rogers kayıp tanığınızı buldu.
Jim Rogers found your missing witness.
Açıkçası, doğru ile yanlışı ayırt edebiliyor olsanız bile kendinizi hâlâ yanlış yapmaktan alıkoyamayabilirsiniz. Kushel, Tıp Fakültesi'nden reçete defteri ve geniş bir ezberle ayrılmıştı.
Although, to be clear, you can know the difference between right and wrong intellectually, but still be unable to stop yourself from doing wrong.
Bence, kızı kapatıp herkesi kurtaralım.
I say we lock her up and save the whole pack.
Babamın anasız iki kızıyla baş etme yöntemi feminist konferanslara gitmemiz için bilet satın almak, vaftiz annemizle yatmak ve en sonunda da arayıp sormayı bırakmaktı.
Dad's way of coping with two motherless daughters was to buy us tickets to feminist lectures, start fucking our godmother and eventually stop calling.
O kadar çekilirsiniz ki seni halata bağlayıp sahadan çeke çeke çıkarırlar çünkü oynarken, bildiğiniz gibi hepiniz kralsınız.
You get so hooked on it, they gotta put you in a straitjacket and drag your ass off the field because when you're playing, as you guys know, you're all king shit.
O tatlı küçük kız kayıp değil.
That sweet little girl is not lost.
Antik tanrılarla olan anlaşmamızı onurlandırıp bu toprakları tekrar kutsamamız gerek.
We must honor our covenant with the ancient gods and consecrate this land once again.
Buraya polis çağırıp yavrularımızı almanızı unutmadım.
I ain't forgot you led the police here and took away our babies.
Baldızın 10'u çeyrek geçe yani eski kocandan 15 dakika sonra evden ayrıldığını söyledi.
Your sister-in-law told us you left around a quarter after 10 : 00 p.m. 15 minutes after your ex-husband.
O gece canımızı kurtarıp kaçtık ama ben aslında bunu tamamen atlatamadım.
We escaped with our lives that night, but I never completely got over it.
Kendi telefonlarımızı alıp bize telefon mu veriyorsun?
You're taking our phones and giving us phones?
Efendim, belki de optiğe sadık kalıp taktik işini başkasına bırakmalısınız.
Sir, maybe you should stick to optics
Sizi ayırıp kendi uzaylınızı tarif etmenizi isteyeceğiz.
We separate you, and we're gonna ask you to describe your respective alien.
Ayrıca kızına okumayı öğretmemem de ayıp olurdu.
It would also be a shame if I don't teach your daughter to read.
Pekala, şu andan itibaren, çantalarınızı alıp, dışarı çıkmadan önce arabayı temizleyeceksiniz ve kapıyı kapatacaksınız!
Okay, well, from now on, you're gonna hang your backpacks up, and you're gonna clean up the truck before you get out, and close the door!
Nasıl bir hayvan sakızını koltuğa bırakıp gider?
What kind of animal puts gum on a chair and just leaves it?
Kızımı alıp onu yetiştitir misin?
Would you take my daughter and raise her?
Kız hep bir hapisten çıkıp diğerine giriyor.
It's always out of one prison, into another with her.
Sanki daha dündü Fairfax'te kaykayla dolaşıp Canter's'dan çıkan Ortodoks Yahudilerin kalan yemeklerini çaldığımız günler.
Seems like just yesterday we were skating on Fairfax, stealing leftovers from Orthodox Jews coming out of Canter's.
Birleşik siyasi iradeyi, iddialı ve kapsamlı bir anlaşmada toplayıp toplayamayacağımızı göreceğiz.
Climate Conference in Paris, and we will see whether or not we can muster the collective political will to reach an ambitious, comprehensive agreement. This is a critical year.
Çocuklarımız ve torunlarımız, geçmişe bakıp bu yıkımı engelleme fırsatımız olduğunu ama bunu yapacak siyasi iradeye sahip olmadığımızı fark ettiğinde, hepimizin yaşayacağı utancı bir düşünün.
Now think about the shame that each of us will carry when our children and grandchildren look back and realize that we had the means of stopping this devastation but simply lacked the political will to do so.
Bak, o numarayı bir bakarım ama kendini beladan uzak tutamıyorsan işimizi yapıp seni de koruyamayız.
Look, I'll check in on that number, But if you can't keep yourself out of trouble. We can't do our job and protect you.
Şeytan bizleri toplayıp... Outlaw'larla sürüp onlara destek olacağımızı göstermek istemiş gibi.
The Devil's already calling on us to show our support for The Outlaws by riding with them.
Ephedrine, Kırmızı P, kül suyu, ateşleyici. Bilirsin, standart çalkala-pişir olayı.
Ephedrine, Red P, lye, fire starter, you know, your basic shake n'bake.
Tıp eğitimi almamış olması muhtemel, deneyleri başarısız olunca kurbanları adli önlem için gömüyor.
It's doubtful that he has any medical training, and when his experiments fail, he may be entombing his victims as a forensic countermeasure.
Eğer ölüm tazminatının tamamını almak istiyorsanız lütfen temsilcimizle bu akşam saat 5.30 da kayıtlı adreste buluşmaya geliniz.
If you would like to receive the full death benefit payout, please meet our representative at the address on record tonight at... 5 : 30 p.m.
Son bir parça şey kaldı, ondan sonra kurula çıkıp bulduklarımı anlatırız.
I just need one last piece, and then... Then when we go to the board and tell them what I found.
Sadece oğlumla sağ salim okula varıp varmadığınızı kontrol etmek için aradım ve vardığınız da onu arabanın içinde unutmadığından emin olmak için.
Just checking to see you arrived safely at school with my son and that, once there, removed him from the van.
Yani neyin peşinde olduklarına ya da dosyalarımızın açığa çıkıp çıkmadığına dair bir fikrimiz yok.
So, we have no idea what they were after, or if our files were compromised.
Zaman ayırıp bütün ofis çalışanları ile konuşacağız ama seninle başlıyoruz.
Maybe we'll get around to talking to all office workers everywhere, but we're starting with you.
Şimdi, normal bir şekilde mi ayrılmak istersiniz, yoksa Phil amcamızın sizi fırlatıp atmasını mı istersiniz?
Now do you want to leave the regular way, or do you want our Uncle Phil to throw you out?
O iş kolay.Sen ve ben, senin ne kadar üzgün olduğun hakkında bir video yapıp internete koyacağız
Oh, it's easy. You and I will just make a video about how sad you are and put it online.
Fakat çok geçmeden gidecekler, ve savaşlarının ötesine bakıp sonra ne kuracağımıza bakmalıyız.
But they will be gone soon, and we need to look beyond their wars to what we will build after.
Kaynaklarınıza ulaşmalı yayılıp bu bağlantıyı bulmak ve ortaya çıkarmak için ne gerekiyorsa yapmalısınız.
We need to reach out to your sources, spread some cash around, do whatever you have to do to firm up that link.
Bu paralı askerler parayı alıp kaçmadan önce... Onu ve FBI'daki bilgileri biz almalıyız.
We get him and his intel to the FBI before these mercs take their money and run.
Oğlumuz internette, resimlerini görmesin diye kızınızı engellemiş. Bunun üzerine o da sahte hesaplar açıp pis pis yorumlar yazmış.
He blocked her from seeing his photos online, so she created fake accounts to leave nasty comments.
Silahlarını ellerinden alıp, onları kilit altına almalıyız.
We should be locking them up and taking their weapons away.
Şu kanunu bir türlü anlayamadım ama. Ortalıkta dolanıp cevaplar arıyorsunuz ama kızımın durumu iyiye gitmiyor.
What I don't understand is this law that allows you to stumble around looking for explanations, when, clearly, she's not getting better.
Kız kayıp ve herif hakkında tecavüz suçlaması var?
She goes missing, and he's got a rape charge?
Artık öğrendiğime göre, askerlerime katılıp arkadaşlarınızı öldürmelerini izleyebilirim.
And now that I know, I can join my soldiers and watch as they kill your friends.
Lisede arkamdan konuşan bir kız vardı. Biz de arkadaşlarla banyoda köşeye sıkıştırıp affettik kızı.
Uh, you know, when I was in high school, there was this girl who was talking about me behind my back, so me and all my friends, we cornered her in the bathroom and forgave her.
Kayıp mıyız, bulunduk mu?
Are we lost or are we found?
Pekala, çalıştığımız hükümlü binadan çıkıp yaşadığımız hükümlü binaya gidiyoruz.
All right, we're going from the condemned building where we work to the condemned building where we live.
En yakın polis merkezi 20 dakika uzaklıkta, o yüzden eskiden yaptığımız gibi buradan idare edeceğiz.
Nearest P.D. is 20 minutes away, so we'll operate from here, on the fly like we used to.
Taş gibi bir kızı kandırıp evlenmiş.
Apparently he tricked some hot girl into marrying him.