Çalmadım tradutor Inglês
1,390 parallel translation
Ama ben senin paranı asla çalmadım, Ray, asla da çalmam.
But I have never stolen from you, Ray, and I never will.
Onu çalmadım.
I didn't steal it.
O hikayeyi çalmadım.
I didn't steal that story.
Senin hikayeni çalmadım ben.
I did not steal your story.
- Bilmiyorum, ben çalmadım.
- I don't know, not me
Ben kimseye ıslık çalmadım, kimseye de bir şey söylemedim.
I never whistled at anyone and I didn't say I wouldn't fight
Para... parayı çalmadım, ödünç aldım.
The money... I didn't steal it, I borrowed it.
Bir süredir çalmadım.
I haven't played it in a while.
Çalmadım.
I didn't steal it.
Öğretmenim. Ben çalmadım.
Teacher, I really didn't steal it.
Ben onu çalmadım.
I didn't stole it.
Hayır, Dex'in arabasını çalmadım.
No, I didn't steal Dex's car.
Çünkü ben daha önce hiç böylesine büyük bir kalabalığın önünde çalmadım.
I've never played in front of such a big crowd before.
Ben çalmadım.
I didn't steal it.
Senden hiçbir şey çalmadım.
I never took anything from you.
Tek bir şeyden pişmanım Yeterince çalmadım. " Kapağı kapattın mı? Sadece ikimiz, kazma kürekten başka da birşey yok
My only regret is that I didn't steal enough. " Did you close it? Only two of us, and nothing but pick and shovel for 60 metres! \
Bu 60,000 yuanı çalmadım.
I didn't steal this 60k!
Çalmadım bunu.
I didn't steal it!
Ben bu parayı çalmadım.
I didn't steal it from him!
Hayır çalmadım.
No I didn't.
- Çalmadım, aldım!
- I didn't steal, I took it.
O cüzdanı ben çalmadım.
I didn't take that wallet.
O cipi ben çalmadım.
I didn't steal that truck.
- Ben senin hayatını çalmadım.
- I did not steal your life.
Bak, davranışlarını anlıyorum. Ama o uyuşturucuyu ben çalmadım.
Look, for whatever it's worth, I didn't steal those drugs.
Uyuşturucuyu ben çalmadım, Adrian.
I didn't steal those drugs, Adrian.
Elliot'u senden çalmadım!
- I didn't steal Elliot from you.
Çalmadım. Yemin ederim.
- I swear to God.
Ve ben hiçbir şey çalmadım.
And I didn't shoplift anything.
Onları çalmadım.
I wasn't stealing them.
Kapıyı bile çalmadım.
I didn't even knock.
Çalmadım! Aldım!
I didn't steal it, I found it!
- Ben bir şey çalmadım.
- I haven't stolen anything.
Ben bir şey çalmadım.
I haven't stolen anything.
- Ben hiçbir şey çalmadım.
- I don't think I got away with anything,
Senin yüzüğünü çalmadım Henry. Tamam mı?
I didn't steal your ring, Henry, okay?
Çanı 3 aydır 1 kez bile çalmadım.
I haven't had to ring that bell in three months.
Ben de Maggie, birkaç tane... ama ben köpek çalmadım.
So did I, Maggie, several of them... but you don't see me stealing dogs.
Hepsi bizden çaldığın paralar yüzünden. Ben para falan çalmadım!
We'll be as poor as we were before because of all the money you stole from us.
Benim çalmadığımı anladılar.
They realised I hadn't stolen it.
Hiçbir şey çalmadığımdan emin olabilirsiniz, bu defa benim affedin.
I'm sure nothing got stolen, so please forgive me just this once.
Amerika okullarında okumadım, ama 40 yıllık komünizm kimse "Lady" i çalmadı.
I didn't go to American schools, but for 40 years of communism no one stole the "Lady".
Sen kimseden hiçbir şey çalmadın tatlım.
You didn't steal anything from anyone, honey.
Her sene yenisi gelir. Her sene mi? Yani senden çalmadı mı?
- Yeah, he didn't steal it from you?
Başka hiçbir erkek... Hiç kimse sana şiir okumadı... ya da senin için küçük bir parça çalmadı mı?
You mean, no other man, no one ever... read you a little poem... or played a little music for you?
Sadece arabamı çalmadığından emin olacağım.
I'm just gonna... make sure he doesn't steal my car.
- Ben hiçbir şey çalmadım.
I never stole anything.
Yani kapımı çalmadıkları sürece.
Just as long as they don't knock on my door.
Anne, zil çalmadı mı?
Mom, wasn't that the buzzer?
Yani bankayı girdiler, havaya uçurdular ama bir şey çalmadılar mı?
So they break into a bank, blow it up, and steal nothing?
Hayır, hayır, çalmadım.
- Did you steal her?