Çiftlik tradutor Inglês
3,416 parallel translation
Eşitlik için çıktığım yolculuk bundan yıllar önce ben daha çocukken, ailemle bir çiftlik evinde yaşarken başladı.
My quest for equality began many years ago. When I was a boy, my family and I lived on a small farm.
Aynı şey çiftlik hayvanları ve ejderhalar için de geçerli.
Same with farm animals and dragons.
Demek istediğim, onlar çiftlik hayvanı yemiyorlar bile.
I mean, they don't even eat farm animals.
Bu çalışan bir çiftlik bile değil.
Look, this isn't even a working farm.
Çiftlik hayvanlarını öldürmek için kullanılıyor.
It's made for killing livestock.
Normalde çiftlik hayvanlarını öldürmek için kullanılır.
Normally used to put down livestock.
Çiftlik çalışanları.
Farm workers.
Senin yerin bu çiftlik değil.
You don't belong out here on a... a farm.
İpotek kayıtlarına göre çiftlik Daniel Cooper tarafından tutulmuş.
Records of a farm mortgage held by a Daniel Cooper.
Para Dan Cooper'ın ailesine bir çiftlik için ödendi.
It paid for a dairy farm for Dan Cooper's family.
Bana bu yakınlarda bir çiftlik bıraktı ve sanırım ambarda klasik bir araba buldum.
Well, he left me a farm nearby, and in the back barn, I found a classic car, I think.
Çiftlik satın alacağız.
We're buying a barn.
Orada beş çiftlik var.
There's five farms there.
Sizin şu çiftlik dergilerinden birini okurum.
Catch up on your back issues of field stream.
Bakterileri ısıyla öldürme yöntemi olan pastörizasyonla sayısız yaşam kurtarıyor aşıları, çiftlik hayvanlarını tedavisi olmayan hastalıklardan koruyordu.
His method of killing bacteria with heat, Pasteurization, is saving untold lives and his vaccines are protecting livestock from incurable diseases.
Biz şu aşağıda çiftlik evinde yemek yiyeceğiz. - Tabii biliyorum...
We already have dinner waiting for us at that country farm down there, you know?
Doktor Hunt'ı çiftlik avlusunda başka gören oldu mu?
Did anyone else see Dr. Hunt in the barnyard?
Pekala, neyi kararlaştırıyoruz? Iowa'da bir çiftlik mi? Belki de Maine plajında bir şeyler?
So what are we looking at- - a farm in Iowa, maybe something by the beach in Maine?
Bir insana neden çiftlik hayvanı gibi davranırsın?
Why would you treat a human being like livestock?
Çiftlik hayvanları öldüğünde gövdeleri çeşitli biyo bozulmalardan geçirilerek faydalı toprağa dönüştürülür.
When livestock die, animal carcasses turn into a useful soil amendment through the aerobic biodegration process.
Feryat ediyor, baskin yapiyor, çiftlik hayvanlarimizi çaliyorlar.
Shrieking, swooping down, stealing our livestock.
Yarım kilogram lale bir ev, bir çiftlik ve bir çift gemi fiyatına el değiştiriyordu.
A pound of tulips were now changing hands for the price of a house, a farm, a pair of ships.
Çiftliğe dönmem lazım. Özel arkadaşım Maureen'le kaldığım çiftlik.
I got to head back to the farm... where I live with my special friend Maureen.
Yalnız çiftlik olmasın, okyanus balığı yeriz sadece!
We only eat ones that are caught in the wild!
Yakında, kendi programımı yapacağım Santa Barbara'da bir çiftlik alacağım ve kendime ait bir asistanım olacak.
Pretty soon, I'll produce my own TV shows, I'll own a ranch in Santa Barbara and have my own assistant.
Çocuğumuzu biz de seviyoruz fakat ayda iki bin dolar verip çiftlik pazarından elma püresi almıyoruz.
We love our kid, but we're not spending two grand a month on applesauce at a farmers market.
Çiftlik yardımları hakkında uzun bir özet.
A big long brief about farm subsidies.
Joan bir daha bahsini açmadı ve çiftlik çalışanı işi bıraktı.
But Joan never mentioned it again, and... the ranch hand quit.
Çiftlik işi veya Kelly Clarkson temalı bir şey?
You know, something farm or Kelly Clarkson-themed?
Onlara bir an önce çek ya da çiftlik hayvanı kabul etmediğimizi bildirsen iyi olur.
Well, you let them know right up front that we don't accept travelers checks or livestock.
İnsan sağlığına karşı en kötü tehditler su çiçeği, kızamık, grip, ilk önce çiftlik hayvanlarından geldi.
Most of the worst threats to human health - smallpox, measles, flu - came first from farm animals.
Değersiz değilim, çiftlik hayvanı değilim.
I'm not trashy, I'm not some farm animal.
İki tane çiftlik amelesinin onu sahnemden alıkoymasına izin vermeyeceğim.
I'm not gonna allow some ranch hands to keep her off my stage.
Yani yemek için kendi çekirgelerimi beslediğimden şimdi bir çiftçi veya çiftlik sahibi miyim?
So, if I'm growing grasshoppers to eat, am I farmer or a rancher?
Feryat ediyor, baskın yapıyor, çiftlik hayvanlarımızı çalıyorlar.
Shrieking, swooping down, stealing our livestock.
Top Gear bizi piyasadaki en iyi çiftlik traktörünü belirlemek için... Fresno Californai'ya göndermişti.
"Top Gear" had sent us to Fresno, California to find the best farm tractor on the market.
Tanner Adam'a arkadan toslarken, çiftlik evi görüş alanıma girmişti.
While Tanner continued to ram Adam from behind, I had the homestead in my sights.
Bir ormanın ortasında eski bir çiftlik evi varmış.
There was a nursing home in the middle of the woods
- Çiftlik için.
To the farm. To the farm. To the farm.
Çiftlik hayvanlarını kapsayan bir yetenek sınavı.
A test of skill involving farm animals.
- Çiftlik kızını.
- The cowgirl, sir.
Gerçekten iyi bir aile, bir çiftlik hayvanlar falan işte.
You know, a really nice family, on a ranch.. You know, with animals.
Elbette, orası bir çiftlik olduğuna göre...
Sure, because it was a ranch!
Yine de, çiftlik sayesinde hayvanları sevmişsin ve...
But the ranch is where you got to like animals, and...
Yeteri kadar para biriktirince kardeşimle Amerika'da bir çiftlik almayı planlıyoruz.
When we've saved enough my brother and I plan to buy a farm in America.
Sen, Chuzaemon ve Okuda. Eski samuraylarımızdan olabildiğince çoğunu toplayın ve bizimle Horibe'nin bulduğu çiftlik evinde buluşun.
You and Chuzaemon and Okuda will gather as many of our former samurai as you can and meet us here at a farmhouse Horibe has found for us.
Bu çiftlik ıs?
Is this your farm?
-. Bir çiftlik çocuğu için.
-... for a farm boy.
I bu çiftlik kurtulmak için bir yol bulabilirler kadar, ı kitap yetinmek zorunda.
Till I can find a way to get off this farm, I have to settle for books.
Çiftlik çocuk?
The farm boy?
Çiftlik alıyoruz.
Buying a barn.