English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Ç ] / Çilek

Çilek tradutor Inglês

1,151 parallel translation
Eski kasaba yolunda tonlarca küçük çilek vardı.
There were oodles and oodles of little strawberries along the old town road.
Bu kapları al ve bize biraz daha çilek topla.
Take these buckets and pick us another quart of strawberries.
Çilek toplamamı mı istiyorsun?
You want me to pick strawberries?
Bunlar çilek ve toprakta yetişirler.
These are strawberries, and they grow on the ground.
Çilek peşinde dolaşarak iş imkanlarını kaçırmak istemem.
I don't want to miss any career opportunities off lookin'for strawberries.
Uzman çilek toplayıcısı olabilirsin.
You may become a major strawberry picker.
Bir tane bile çilek yok.
Not a single berry.
Kremalı çilek işiyor, böyle düşünüyorsun dokuzdan beşe bir dava, Tom.
Pissing strawberries and whipped cream, you think that. She's a nine-to-five stiff, Tommy.
- Kampüste şampanya, çilek reçeli ve Brioche eşliğinde Schopenhauer okuyup tartıştığımız o uzun öğleden sonralarını asla unutamam.
I'll never forget those long afternoons in the quad, drinking champagne, eating brioche with strawberry preserves. Reading and talking Schopenhauer. Well, enough Schope-talk.
Çilek gibi.
Like strawberries.
Kim çilek ister?
Who wants strawberries?
Yolluk niyetine çilek!
Strawberries for the trip!
Çilek Girdabı, Dolu dolu Çukulata, Mocha Çılgınlığı, Michael Milton.
Strawberry Swirl, Chock-full of Chocolate, Mocha Madness, Michael Milton.
Çilek suyu da ekle.
I'll have a cherry and soda.
- Lezzetli, çilek ve krema mı?
- What flavor, strawberry or cream?
Çilek reçeli mi?
Strawberry?
Ne kavun... ne çilek... taptaze şeftali bunlar hanımlar!
"NO MELONS... " NO STRAWBERRIES. FREESTONE PEACHES, MA'AM. "
Ne kavun... ne çilek... sadece... taptaze... şeftaliler!
* NO MELONS. * NO STRAWBERRIES. * I'M TALKING ABOUT...
Çilek toplamak, üzüm hasadı...
Picking strawberries, grape harvest...
Çilek alerjisinin başlaması gibi bir şey, değil mi?
It's like getting allergic to strawberries, right?
Hayatın boyunca çilek yersin ve bir gün küt diye kurdeşen olursun.
You eat strawberries all your life and then one day, bang, and you get hives.
Çilek toplamaya yardım etmek ister misin?
Want to help pick strawberries?
Bu süre içerisinde suikastçı onu rahatlıkla çilek reçeli yapar!
Plenty of time for a sniper to make strawberry jam of him!
İki rafadan yumurta istiyorum, kızarmış ekmek ve birazda çilek reçeli lanet olası çocuk sakın ekmekleri yakayım deme...
I want two soft-boiled eggs, white toast and some of that grape jelly, goddamn it! And don't burn the toast!
Sadık dostum Sör Edmund Blackadder'ın burada olacağını umuyordum, ama maalesef, baldızının köpeği çilek tarlasına düşmüş.
I'd hoped that my loyal chum Sir Edmund Blackadder would be here, but unfortunately his wife's sister's puppy fell into the strawberry patch.
Çilek reçelini öldürdüm.
I killed the strawberry jam.
Biraz daha çilek ister misin?
Would you like some strawberries?
Üzüm, çilek, kavun, nane. Hepsi bir arada.
Grape, strawberry, melon, mint.
Çikolata, şam fıstığı, ve çilek.
Chocolate, pistachio, strawberry.
Hey, çilek isteyen var mı?
Hey, does anybody want strawberry?
Bana inanıyordu. Nasılsa eline bir miktar para geçti, kışın bile çilek alabilecek kadar ; ).
Somehow she got some money so we could buy strawberries in the winter.
Varsa, çilek de isterim.
I'd like strawberry, if you have it.
Çilek sever misin?
Do you like strawberries?
Bu yüzden çilek gibi kokuyorum.
That's why I smell like strawberries.
O da bir çilek. Ara sıra sokağa çıkıp zavallı benliğini uyuşturucu için pazarlar.
She be out on these streets, day in, day out, trading her sorry self for some crack.
Yukarıya şampanya ve çilek gönderebilir misiniz?
Could you send up champagne and strawberries?
Bütün o çilek tohumları dişime yapıştı.
I had all those strawberry seeds.
"Çilek dikilen zemin bol miktarda gübre..."
"A strawberry bed " should have a large amount
Bir şeftali, bir çilek gülümsüyor beraber.
A strawberry mouth in peach-flesh.
Kışın bir yerlerden çilek alacak para bulmuş.
Somehow she got some money to buy strawberries in the winter.
Altın çilek.
Gooseberry.
Çilek istiyorsunuz değil mi?
You want some strawberries?
- Tostuna çilek reçeli süreyim mi?
- Want strawberry on your toast?
Bayan Miller bize çilek getirdi. Sana en sevdiğin turtayı yapacağım.
Mrs. Miller has given us cherries.
Senin için çilek de bulacağım, dolgulu şeker de.
And I'll find strawberries for you. Caramel creams.
Ben çilek püresi yaparken konuşmayı severim.
I like to talk when I mash berries.
Çilek.
Strawberries.
çünkü sana biftek pişireceğim ve tatlı için de altın çilek şarabı.
Cos I'm gonna make you a beefsteak and gooseberry cobbler for dessert.
Çocukken çilek çalmak hoşuma giderdi.
When I was a kid, I liked to steal strawberries.
Sadece çilek var mı?
Do you have whole strawberries?
Çilek ister misin?
Have a strawberry?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]