Çöpçatan tradutor Inglês
312 parallel translation
Bir çöpçatan.
She's a spirit matchmaker.
Çöpçatan mı?
A spirit matchmaker?
Onu bulmaya gelirsen çöpçatan olup sana bir hayalet düğünü ayarlarım.
If you ever drag her into your plans again I'll become the matchmaker this time and marry you off to one of your spirits.
Ben çöpçatan olduğuma dair bir rüya gördüm.
I had a dream of being a Shadkhen
Sen çöpçatan mısın? Bende...
You are a Shadkhen?
Ben çöpçatan Usher, Yarmolinets'den...
I'm Shadkhen Usher from Yarmolinets...
Ben bir çöpçatan ve sen de benim asistanımsın.
I'm a Shadkhen and you're my assistant
Sen bir çöpçatan değilsin - sen bir su taşıyıcısın!
You're not a Shadkhen - you're a water-carrier!
"Lanetli çöpçatan!"
"Cursed matchmaker!"
Hala Mildred'ın iflah olmaz bir çöpçatan olduğunu öğrenemedin mi?
Haven't you learned yet that Mildred is an incurable matchmaker?
Nasıl da pişmanım. O zamanlar çöpçatan ayarlamadan bile bihaberdim.
How I regret that back then I didn't even know to arrange for a matchmaker.
Ne çöpçatan çıkarcılığından bir şey kaybeder ne de evlilik mutluluğundan.
The go-between is no less contemptible for it, nor the union less happy
Çöpçatanın sözlerini dinlemeli ve kesmemeye çalışmalısın.
Well, if you listened and not be interrupting'the matchmaker.
Eğer çöpçatanın ben olsaydım, dulla çoktan evlenmiş olurdun.
If you'd saved me as your matchmaker, you would've been married long since.
Lütfen bugün Mulan'ın çöpçatanı etkilemesine yardım edin.
It's the first example of the useful power of the atom that will drive the machines of our Atomic Age.
Çöpçatan sabırlı bir kadın değildir.
So we combined the tools of our trade with the knowledge of experts.
Eğer o ikisi evlenirlerse, siz de çöpçatan olacaksınız.
If those two marry, you'll be the matchmaker.
Kadınların nasıl çöpçatan olduğunu bilirsin.
You know how these wives love to play Cupid.
- Çöpçatan! Çöpçatan!
- A bawd, a bawd!
Belki de aslında çöpçatanım.
Maybe I'm a matchmaker at heart.
Çöpçatan aracılığıyla kaç erkekle görüştün?
How many men have you met through those matchmakers?
Ben bilgisayar çöpçatanı vasıtasıyla geldim.
How are you? I'm your computer date.
- Bilgisayar çöpçatanı mı?
Computer date?
Bilgisayar çöpçatanına başvurmadım ki.
ABC Computer Dating. Very nice to meet you. I never ordered a computer date.
Çöpçatan Yente,
Yente, the matchmaker,
Anne, Çöpçatan Yente geliyor.
Mama, Yente the matchmaker is coming.
Çöpçatan, çöpçatan
Matchmaker, matchmaker
Şehir de kızlarla erkeklerin, çöpçatanın izni olmadan sevişebildiklerini biliyor musun?
In the city, boys and girls can be affectionate without a matchmaker's permission?
Güvey, çöpçatan ve konuklar mı?
The bridegroom, matchmaker, and guests in one?
Bir bakıma da, Adam ile Havva'nın da çöpçatanı mı vardı sanki?
On the other hand, did Adam and Eve have a matchmaker?
Bunlar da aynı çöpçatanı kullanıyorlar demek ki.
And it seems these two have the same matchmaker.
Bunlar Ulusal Bilgisayarlı Çöpçatan Servisi'nin belgeleri.
I have here the forms sent out by the National Computer Dating Service.
Çöpçatan, çöpçatan, çöpçatan.
Meddle, meddle, meddle.
İzin verin ben çöpçatan olayım 7inci kardeşle, everilmesi konusunda konuşayım
Let me be the matchmaker. On behalf of 7th let me speak for her marriage.
Neden Bayan Çöpçatan onu bulamıyor?
Why hasn't Mrs Matchmaker found her?
Bayan Çöpçatan bir kız bulmuş.
Mrs Matchmaker has found a girl
Haydi çocuklar, evet derseniz çöpçatanınız olurum.
Come on, guys, say the word, I'll be a matchmaker.
Dünyanın en iyi çöpçatanı kim?
Who's the world's greatest matchmaker?
- Çöpçatan sensin.
- You're the matchmaker.
Pekâlâ Sayın Çöpçatan, anlaştık.
All right, Mr Matchmaker, you're on.
Kendimi tam bir çöpçatan gibi hissediyorum.
I'm feeling like quite the matchmaker.
Çöpçatan, Bayan Jinba, bu sabah beni aradı.
The go-between, Mrs. Jinba, called me this morning.
Çöpçatan yok?
No matchmaker?
İlk romanın. UZAYLI ÇÖPÇATAN GEORGE McFLY
Your first novel.
Çöpçatan bayan, şapka gelsin.
Matchmaker lady, the hat.
Çöpçatan bayan...
Matchmaker lady.
Evet. Ben, çöpçatan şirketlerini bile denedim.
Yeah, I even tried a dating service.
# Bu işi üstlenmekten daha korkunç olan # # Karşılaşacak olduğumuz şu cadı çöpçatan #
This is a Geiger counter.
Gördünüz mü şu çöpçatanı!
It's not raining now, you know?
Çöpçatan!
A bawd!
Harika bir çöpçatanım.
I'm a great matchmaker.