Ölürler tradutor Inglês
728 parallel translation
- Bu bebekler o kadar çabuk ölürler ki.
- These babes get killed off too fast.
Açlıktan ölürler, boğulurlar.
They'll starve or drown.
Kahkahadan ölürler ve otomobillerimizi alırlar.
They're tickled to death, and they buy our cars.
Her zaman şöyle rahatsız etmeseler ölürler zaten!
Always these interruptions!
Zenginler gelirler ve ölürler, sonra çocukları bir işe yaramazlar ve ölürler.
Rich fellas come up and they die and their kids ain't no good, and they die out.
Bayan Mathews, sığırlar ne zaman suya ulaşamazsa, ölürler.
Miss Mathews, when cattle can't get to water, they die.
Fakat aşkını kanıtlamak isteyen... zavallı vahşiler, anca yerlerde sürünür... ve ölürler.
But poor beasts who wish to prove their love can only grovel on the ground and die.
Sizin için ölürler, ama nefes aldırın.
They'll die for you, but they need a chance.
- Birbirleri olmadan ölürler.
- They'd die without each other.
Hata yaptıklarında iyi adamlar ölürler.
Good men fall when mistakes are made.
Birisi ona yemek yapmazsa, açlıktan ölürler.
Would starve if someone didn't come along to make him a meal occasionally.
Senin için çalışır, öldürür ve hatta ölürler bile.
They'll work and kill and even get killed for you.
- Yoksa ölürler.
- Otherwise they die.
Erkekler eşleşme sonrası hayatta kalmak için donatılmamıştır, kısa sürede ölürler.
Males are unequipped for survival beyond the mating and die soon after.
Öldükleri zaman gerçekten ölürler.
When they're dead, they're dead as mutton.
Benim müdahalemde ölürler.
They will die under my treatment.
Ölecekleri varsa, öyle ya da böyle ölürler.
If they're gonna die, they're gonna die.
Sonra oturup beklerler ve ölürler.
Then they sit down to wait... and they just die.
Şey, ölürler.
Well, they're going to die.
Ama ölürler elbette.
They die, of course.
Bes parasiz, kadinsiz ve dostlari olmadan ölürler.
They die without a dime or a woman or a friend.
Ayrıca, kovan içindeki insanlar, ani bir sarsıntı ile ölürler.
Besides, people inside the projectile, would be killed by a sudden jolt.
Sandım ki, onları dikeriz, ölürler ve biz de onları atarız. İşte böyle.
I thought we'd plant them, they'd die, and you'd throw them out, and that'll be that.
Beni öldürürsen, annenle kardeşin ölürler. Gözünün önünde çarmıha gerilerek!
Kill me, and your mother and sister will die nailed to crosses in front of you!
Eğer hastalarınızı bu kasap doktora getirirseniz, ölürler.
If you bring your sick to the butcher doctor, they will die!
İnsanlar neden Kuzey Kutbu'na ulaşmaya çalışırken donarak ölürler?
Well, why does man freeze to death trying to reach the North Pole?
- Ama soğukta çabuk ölürler.
- But they die very quickly when it's cold.
Ölürler ama asla tereddüt etmezler.
They may die, but they do not hesitate.
- Fakat baba, bırakırsak ölürler.
But we can't leave them here, Father, they'll die.
- Orada ölürler.
- Why, they'll die in there.
Ölürler.
A crash dive will kill'em.
Mücadele eder, soluksuz kalır ve ölürler.
They struggle about, gasp and die.
Ben sanıyordumki onlar bazen taşı yutarlar ve boğularak ölürler.
Some even swallowed the stone... and died from that.
Aç kuşların gözlerinden kaçarlar. Bir çiçek şeklinde yaşar ve ölürler.
They escape the eyes of hungry birds by living and dying in the shape of a flower.
Şimdiye kadar ölmemişlerse, yakında açlık ve susuzluktan ölürler.
If they're not dead already, they will die of hunger and thirst.
- Aptal olma, ölürler.
- Oh, don't be an idiot. They die.
Ya da denerken ölürler.
Or die in trying.
Yiyemezlerse, açlıktan ölürler.
If you do not eat, you will starve.
- Sonra da ölürler, değil mi?
And then they die, don't they?
Bazen, ölürler.
Sometimes, they die.
Açlıktan ölürler.
They would starve.
Çok hızlı yaşlanarak ölürler.
They age very rapidly and die.
Israr ederlerse, ölürler.
If they insist, they will.
Bir günde ölürler.
They die in one day.
Yanılıyorlarsa ve bir lav gölüne ışınlanırlarsa... Ölürler.
If they are wrong and they do beam into a pool of lava...
İnsanlar yaşama istekleri kalmadığında ölürler.
People die when they have no more energy to live
"Beslendikleri kişiler... "... hastalanır ve ölürler.
Those upon whom he nourishes himself sicken and die.
solar ve ölürler ve başka bir şeye dönüşürler.
fade and die and change into something else.
Kaybettiklerinde ölürler.
In defeat they die with the rest.
Ölürler.
It's getting dark, they'll die.
Ya onlara güvenirim ya da ölürler.
I either trust them or they're dead.