Ürpertici tradutor Inglês
1,268 parallel translation
Tüyler ürpertici Collin Farrell yine tüyler ürpertici bir mesaj yollamış.
Creepy Colin Farrell just left me another creepy message.
Biraz ürpertici birisin.
You're a little creepy.
Düşündüğüm kadar ürpertici değilmiş.
Not quite as creepy as I thought it'd be.
Çok ürpertici.
It's so creepy.
- Biraz ürpertici biliyorum.
- I know it's a little creepy -
Üzgünüm, bu yer oldukça ürpertici.
Sorry, this place is just sort of creepy.
Biraz ürpertici, değil mi?
It is kind of creepy, isn't it?
Vay be! Bu çok ürpertici.
That's so creepy.
Gururum okşandı yine de, bir şekilde, daha az ürpertici değil.
yet, somehow, not less creepy.
Aslında biliyor musun annenin çıkarcı ve ürpertici bir yolu olmasına rağmen, tatlı.
You know, it's actually kinda sweet in its own manipulative, creepy way.
Tüyler ürpertici geliyor ama o kadar da kötü değildi.
I know that sounds chilling, but it wasn't so bad.
- Tamam, anne. Ben bunu... - Terapi görmesi için onu tüyler ürpertici Doktor Demerest'e yüzlerce kez götürüp getirdiğimden bahsetmiyorum bile.
- Not to mention the hundreds of hours spent driving him to therapy with that creepy Dr. Demerest while I could have been...
Biraz ürpertici, şöyle tehlikeli havada bir müziğe ihtiyacımız var.
Okay, come on, we just need some creepy, dangerous kind of music.
O bacağı saklamak biraz ürpertici.
Keeping that leg is kind of creepy.
Ansınızın tüyler ürpertici bir sessizlik çökmeden önce iki rakip lider, siyah taşlarla süslü şortlarının içinde oturmuş son kez buluşuyorlardı.
The two opposing leaders, resplendent in their black-jeweled battle shorts were meeting for the last time, when a dreadful silence fell.
Tüyler ürpertici sihir hissi var gibi.
It's got that like creepy magic feel.
Peki, bu pek ürpertici değil.
Okay, that's not creepy.
Aslında biraz ürpertici ailenin tek çocuğu olan genç bir adam trajik bir kazada anne ve babasını kaybediyor doğumgününden bir ay önce ve en iyi arkadaşı ona bir yemin ediyor bir daha hiçbir doğum gününü yanlız geçirmeyeceğine dair.
I guess it is a little creepy when a young man who happens to be an only child loses both of his parents in a tragic accident one month before his birthday and then has a best friend make a vow that he will never spend his birthday alone again.
Belki bu ürpertici kategorisine girebilir.
Maybe that would fall under the category of creepy.
Evet, bu tüyler ürpertici bir şey.
Yeah, it's creepy.
Ama iyi anlamda tüyler ürpertici.
But nice creepy.
- Bu ürpertici orman hiç bitmeyecek.
- This creepy forest goes on forever.
Burası gün içinde de tüyler ürpertici.
Bet this place is creepy in the daytime, too.
- Sağol, ürpertici küçük makine.
- Thanks, little creepy machine.
Tüyler ürpertici. - Tabii.
- That's pretty creepy.
Ama biz, şahısları tüyler ürpertici olduğu için tutuklamayız.
But we don't arrest people for being creepy.
Tüyler ürpertici olan mı?
- The creepy one? - Yeah.
Tüyler ürpertici.
Oh! Creepy.
Yine de biraz tüyler ürpertici.
Still, it's a bit creepy
Şeyini uzak tut, çok ürpertici.
Put your anteater away, it's totally creepy.
Ve bir saniye sonra, tüyler ürpertici bir çığlık duyuldu.
And then a second later all you could hear was this horrible screaming.
Küçük, ürpertici bir yaratık.
A creepy little thing.
Tüyler ürpertici.
It's creepy.
Aslında biraz ürpertici ailenin tek çocuğu olan genç bir adam trajik bir kazada anne ve babasını kaybediyor doğumgününden bir ay önce ve en iyi arkadaşı ona bir yemin ediyor bir daha hiçbir doğum gününü yanlız geçirmeyeceğine dair.
I guess it is a little creepy when a young man who happens to be an only child Ioses both of his parents in a tragic accident one month before his birthday and then has a best friend make a vow that he will never spend his birthday alone again.
Tüyler ürpertici güvelere dönüşüyorlar.
They turn into creepy moths.
Bence tüyler ürpertici. Babam silahları çok sever.
It's pretty gruesome, if you ask me.
Adamın ürpertici olduğunu söylediğini sanıyordum?
I thought you said he was creepy?
İlgili koca gözümde birden tüyler ürpertici birine dönüştü.
Caring husband just got a little creepy.
Oğlum üzerinde duran bazı ürpertici görünmez adam, bir iblis olduğunu söyleyebilirim.
Some creepy invisible guy standing over my son, I'd say that's a demon.
Bu bile bizim standartlarına göre ürpertici olduğunu.
That's... creepy, even by our standards.
Evet, ürpertici.
Yeah, creepy.
Tüyler ürpertici! Şişt.
Well, this is creepy!
Bu tüyler ürpertici yerdeydiler.
They were at this old creepy place.
Yani tüyler ürpertici.
) I mean, that's hair-raising.
Tüyler ürpertici.
Creepy.
Güzel yemekler, limitsiz içki, baş nedime olacağım için muhteşem bir elbise giyeceğim, sen gelmezsen sarhoş olurum ve sağdıçla oynaşırım ki o da Rory yani sen gelmezsen sonuçları tüyler ürpertici olur.
Good food, open bar. I'm wearing a fabulous dress, and as maid of honor... if you're not there, I'm gonna have to get drunk... and make out with the best man, who is Rory. So you can see all the very creepy ramifications of your absence here.
Çocuklar bu çok gurur okşayıcı, ürpertici birşey ve ben ne diyeceğimi bilmiyorum!
Oh, guys, this is so flattering and horrifying. - I don't know what to say.
O büyük, tüyler ürpertici bir homofobik.
He's a big, creepy homophobe.
Bir odada oturup senden önce yaşamış ve hayatınla ilgili tüm gerçekleri ezbere bilen birini izlemek tüyler ürpertici.
I can't tell you how eerie it is to sit in a room and watch someone from before you were born recite all the pertinent facts of your life.
Bu kız ürpertici.
She was in a good mood.
Süper ürpertici kısmı.
Uhhh... the supercreepy part.