English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Ş ] / Şampanya

Şampanya tradutor Inglês

5,511 parallel translation
- Sanırım adına şampanya diyorlar.
I believe it's called champagne.
Sanırım bu kadar şampanya yeterli, değil mi?
Well, I think you've had enough champagne, don't you?
Evet, babam ve ben bir şampanya yollanmasından memnun kalırız.
Yes, my father and I would love some champagne sent up.
Güzel bir kadınla tanışmak. Para harcayıp, şampanya yudumlamak.
To meet beautiful women and spend money and drink champagne.
- Buraya biraz şampanya getirin.
Some more champagne over here.
Demin şampanya patlattık.
Just popped some champagne.
Havyar hayalleri olmadan şampanya isteyemem.
Can't have champagne wishes without caviar dreams.
"Şampanya başınızı döndüren özsudur. Şaşırırsınız."
"The sap is champagne that goes to your head, ramble."
Şimdi de kutlama yapmak için şampanya bulmaya ikna edeceğim.
And now I'm persuading her to find some champagne so we can celebrate.
Şampanya?
Little champagne?
Aşkım, çileğe alerjim var biliyorsun, şampanya da gaz yapıyor.
Honey, you know I get hives from strawberries and champagne gives me gas.
- Şampanya Odası'nda kaç kamera var?
How many cameras you got in the Champagne Room?
Şampanya.
Champagne.
Hatta şampanya!
_ _
Ve ben sadece, bilirsin büyük bir evde yaşamak kahvaltıda şampanya falan içmek istiyorum.
And I can just, you know, live in a big house drinking champagne for breakfast.
Hadi gelin, biraz şampanya içelim.
Come, let's get some champagne.
Şampanya gönderirsem şaka değildir.
Not if I send champagne.
Ben bir bardak şampanya alayım.
I'll take a glass of champagne.
Galiba ben de bir şampanya alacağım.
I think I'll have a champagne, too.
Eğer şampanya alacaksak şişe yapalım şunu.
Ooh, if we're doing champagne, let's just do a bottle.
Connor Şampanya Odasında.
Connor is in the Champagne Room.
Oda servisinin şampanya göndermesini istediğimi söyledim.
I asked him to have room service send up some champagne.
Tabi, şampanya iyi gider.
Sure, champagne. The good stuff.
Benim için, takım elbiseyle takılırken bir arkadaşımla şampanya içmek bu.
No, for me, it's just hanging out in a suit, getting champagne with my friend.
En azından bir bardak şampanya al.
At least have a glass of champagne.
Yaz kampında şampanya var mıydı?
Did they serve champagne at your summer camp?
Cheryl, şampanya al.
Cheryl, go and get some champagne.
Bol miktarda şampanya ve ton balığı var.
There's plenty of champagne and tuna.
Belki bir kadeh şampanya vakit öldürmenizi sağlar?
Perhaps a glass of champagne To kill the time?
- Şampanya içip rulet oynarız.
And we'd be drinking champagne
Gidip şampanya getireyim.
Let me go find some champagne.
Bir kadeh şampanya iç, Max.
Stay for a glass of champagne, Max.
Biraz şampanya al.
Have some champagne.
Şampanya şişeleriyle jonglörlük yapmasını ve dans eden ayıyı yapmasını mı istiyorsun?
Do you really want him juggling champagne bottles and doing his dancing bear routine?
Şampanya ister misin?
You look like you could use some champagne.
Şampanya isteyen bir kadın ne yapmalı burada?
So what's a lady got to do to get a glass of champagne around here?
Her ne kadar şampanya kadehine yastık kesim yüzük koymak klişe olsa da!
Even though a ring in a champagne glass is a total cliché and this is a cushion cut.
Şampanya ister misin? Elbette, bebeğim.
- You want more champagne or not?
- Adı Şampanya.
Her name is "Shampagne."
Koskoca hukuk tarihinde Şampanya adında güvenilir bir tanık görülmemiştir.
In the entire history of crime, there has never been a reliable alibi witness named Shampagne.
Merhaba ben Şampanya.
I'm Shampagne.
Şampanya sizi nüktedanlığıyla büyüleyecek.
Shampagne puts the "par-tay" in repartée.
Bu konuşan Şampanya ve o bir fahişe değil!
That's Shampagne, and she is not a prostitute!
Harikasın, Şampanya.
You are amazing, Shampagne.
Baksana Şampanya, iki kat süreye ve risk ödemesine hazır ol.
Hey, Shampagne, double time and hazard pay coming at you.
Şampanya!
Shampagne!
Şampanya'nın bilgisayarındaki hard diski söktüm ama takvimindeki takma adlara ulaşmaktan başka bir işe yaramadı.
However, I was able to pull the hard drive from Shampagne's laptop, but the only thing her calendar's given me is this long list of Johns.
Komiser Flynn, Şampanya Lloyd'a mesaj attığını söylemişti.
Lieutenant Flynn, Shampagne said she communicated with Lloyd by texts?
Pekâlâ Lloyd, Şampanya'yı bulduk. Dünden önceki geceyi senden bayağı farklı hatırlıyor.
Flynokay, Lloyd, we've found Shampagne, and she remembers the night before last a lot differently than you do.
Siz kesin yanlış Şampanya'yla konuşmuşsunuz.
Well, obviously, you've been talking to the wrong Shampagne.
Şampanya'nın iki gece önceki telefon mesajları.
Shampagne's texts from two nights ago.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]