000 feet tradutor Espanhol
164 parallel translation
Yoksa 10,000 feet yükseklikten aşağı seni bizzat atarım.
O yo mismo me encargaré de que te bajes a 10.000 pies de altura.
14,000 feet yukarıdayız.
Estamos a 14.000. No podemos subir más.
2,000 feet aşağıda.
Baja a 2.000 pies.
5.000 feet?
¿ 1.500 metros?
Büyük poker masasından 6000 feet yukarıdayken bunu konuşmak kolay.
Es fácil hablar así a 6.000 pies de altura, sobre la gran mesa de póquer.
- Tamam. 5,000 feet. Daha fazla değil.
- Está bien, 1.500 pies, más no.
Yer üssü ve 40,000 feet yukarıdaki radar uçağının arasındaki radyasyonu büyük bir nükleer güce dönüştürebilecek ek bir cihaz icat ettim.
Inventé entonces un segundo aparato que me permitió desviar una parte de la energía nuclear transmitida por la base en el avión que volaba a 12000 metros.
Bir Vulcan ile 45,000 feet de uçacaksınız, uçakta MOS tipi iki atom bombası olacak.
Volaremos en un Vulcan a 14.000 metros, equipado con dos bombas atómicas, tipo MOS.
10,000 feet yükseklikten dalsam hızım ne olur?
¿ Qué velocidad alcanzaré si caigo en picada desde 3.000 metros?
1,000 feet'i geçiyoruz.
Pasamos los 1000 pies.
Oraya zamanında varırsak uçakları kaldıramazlar, 12,000 feet den yaklaşacağız.
Esperamos fuego antiaéreo moderado. Iremos a 12.000 pies.
Bulutlar bizi koruyacak, 6000 feet'de bombaları boşaltacağız.
Nubes entre 6 y 8.000. Lanzaremos a 6.000.
Şuan 12000 mildeyiz Dakikada1000 feet alçalarak hedefin üzerine geleceğiz.
Velocidad de descenso, 1. 000 pies por minuto.
- 8000 feet de bombaları atmaya hazır olun.
- Bombas fuera a 8. 000 pies. - 10. 000.
İleri seviye. Uçaklar 10,000 feet e kadar basınç yapar.
Muy raro, en avión no soportaría la presión de la altura.
30.000 feet'te oksijen maskesi olmadan, ciğerlerinizi bu lastik eldivenden farksız hissedersiniz.
Sin una máscara de oxígeno a 30.000 pies, sentirán sus tripas como este guante de goma.
Önemli olan 25.000 feet'te kendini kaybetmiş olması.
Lo que importa es que enloqueció a 25.000 pies.
Kusura bakmayın bayanlar ama 10.000 feet olması gerekiyor.
Lo siento, muchachos, será de diez mil pies.
Yani ikimiz, okyanusun 35.000 feet yukarısındaki bir uçakta silahlı altı adama karşı saldırı pozisyonunda olduğumuzu varsayacağız.
Nosotros dos tomaremos una postura ofensiva contra 6 sujetos armados en un avión a más de 10000 metros sobre el océano.
Yaklaşık 36.000 feet yükseklikte, saatte 540 mil hızla gidiyoruz ve sanırım güneyde Meksika üzerinde bir yerlerdeyiz.
Pues, estamos como a 11000 metros, vamos a 870 km por hora vamos hacia el Sur y volamos sobre México.
45,000 feet'te uçarken uçak gövdesinin gümüş fallusu güneş ışığında yüzüyordu.
Volando a 45,000 pies la luz del sol resplandecía en el plateado fuselaje
5000 feet yükseklikte uçan bir uçaktan atlamak istiyorsan, bunu yapabilirsin.
Si saltar de un avión a 5.000 pies... Es lo que te importa, deberías hacerlo.
5.000 feet mi?
¿ 5.000 pies?
20,000 feet ve düşüyor,
30,000 metros y cayendo.
Az sonra 10,000 feet'e çıkacağız.
La altitud mínima para éste es 10,000 pies.
10,000 feet'in altına kaçmaya çalışıyor.
Volará a la altitud mínima.
- 10,000 feet'in altı sayılmaz.
- Por debajo de la altitud mínima no vale.
Uçuşun alt sınırı 10,000 feet idi.
La altitud mínima para este vuelo era 10,000 pies.
15,000 feet'teler, mesafe 10 mil.
Están a 15,000 pies ahora, a 10 millas.
Bu adamın 600,000 feet filmini çektim. Hayatın güzelliklerinden bahsedip duruyordu. Şimdi ne yapacağım ben?
Tengo 200.000 metros de película con este tipo diciendo lo bonita que es la vida, y ¿ ahora qué voy a hacer?
"Atlantik Okyanusu - Derinlik 16.000 Feet"
"Oceano Atlántico - 16000 pies de profundidad"
Mother Hen 12,000 feet'den 2-5-0-2-6-0'a yöneliyor ve düşüyor.
Mamá Gallina, rumbo 250260... a 3650 metros y en descenso.
25,000 feet'e tırmanmaya devam ediyoruz.
Continuamos el ascenso hasta 7600 m.
Denizden yükseklik 1,000 feet. 800, çocuklar!
Altitud 300 metros.
İki adam öldü... ve Ana Kampdan yukarı 10.000 feet den fazla dolanıyoruz...
Ya han muerto dos... y nosotros estamos dando vueltas a 3OOO metros de la Base.
3,000 feet'e inin, kendinizi tanıtın yoksa zorla indireceğiz.
Descienda a 3.000 pies, identifíquese o le obligaremos a aterrizar.
35.000 feet yükseklikte uçuyoruz.
Estamos volando a una altura de 12.000 mts.
Eğer birdenbire kendinizi 20.000 feet'te paraşütsüz bulursanız... O zaman tüm enerjinizi Süpermen'le kontağa geçmek için kullanacağınızı düşünüyorum.
Si de repente os lanzan al vacío a veinte mil pies y sin paracaídas me imagino que os concentrareis en hacer que aparezca Supermán.
Bunu atlatmak için 38,000 feet'e yükselmek zorundayız.
Ascenderé a 38,000 pies.
20,000 feet yükseklikte bir uçaktan atlıyorsun paraşüt açılmazsa, haberlerim var : Sen kaskı korumak içindin.
Si saltas de un avión a 600 km de altura y el paracaídas no se abre, adivina qué el casco es el que te usa para protegerse.
Referans olarak 10,000 feet'lik dağları ve yanında tepecikleri var.
Se cogen las montañas de 3000 metros de las estribaciones.
Diyorlar ki 1,000 feet'ten fazla olacak.
Dicen que debe medir más de 300 metros.
5.000 feet standart diye düşünmüştüm.
Habría pensado que eran 1500 metros.
Evlat. 30,000 feet yükseklikteyiz.
Mira, amiguito, estamos volando a 10 mil metros de altura.
1.000 feet.
1.000 pies.
2.000 feet.
2.000 pies.
3.000 feet.
3.000 pies.
Tayfun sınıfı bir denizaltı, 650 feet uzunluğunda ve 32,000 ton ağırlığında bir denizaltı.
Es una variante de la clase Typhoon, mide unos 220 metros de eslora y desplaza 32.000 toneladas estando sumergido.
4.000 feet.
4.000 pies.
2.000 feet. Aç hadi!
¡ Jálalo!
30 bin feet üstündeyiz, pislik.
A 30.000 pies sobre tu cabeza, bastardo.