Ahlaksız tradutor Espanhol
1,938 parallel translation
Biliyorum sen ahlaksız bir hırsız ve aldatma ustası bir kaltaksın ama daha aşağılık biri olamazsın sanıyordum.
Sabía que eras inmoral, ladrona, una gran perra, pero cuando creí que mi opinión de ti no podía llegar más abajo...
Hikayeyi değiştirir kızımın olayında manipülasyon yaptığını açıklarsan sana ahlaksız derler.
Si cambias tu historia ahora y revelas cómo manipulaste las circunstancias en el caso de mi hija demostrará tu falta de ética.
Sorumlular, ahlaksız davranışları sebebiyle cezalandırıldılar.
Los responsables fueron castigados por sus maldades.
11 Eylül'de çıktığı bir kampanya gezisinde, kuleler yıkılırken ahlaksızın önde gideni, polis şefine dönmüş ve "Tanrı'ya şükür başkanımız George Bush," demiş.
Y rezar. EE.UU., lo juro por Dios, qué país. La forma en que, cuando tenemos un desastre, Bush aparece y dice : "Voy a rezar."
O yalancı ve de ahlaksız kerhaneci kapıma gelip yalvarıncaya kadar evimden içeri adımını atamaz, tamam mı?
Ese pequeño mentiroso chupa penes no se paseará en mi casa, hasta que vea un poco de pinche actitud de remordimiento, okay?
Ahlaksız bir şeylerle karşılaşacağımdan çekindi.
Tuvo miedo de que me corrompiera de alguna forma.
Seni ahlaksız, ihtiyar.
Viejo sucio.
Seni ahlaksız yosma seni.
Tramposa de mierda.
O orospu çocuğu ahlaksızın teki ve aldı gitti
El maldito es un corrupto y se escapó.
Bu ahlaksızlığı durdurmalıyız.
Para acabar con esta depravación.
Çok fazla cehalet ve ahlaksızlık var. Ve buna, bugün burada gördüğümüz gibi rahatsız edici şekillerde tepki veriyorlar.
Hay tanta oscuridad y corrupción, y como vemos hoy aquí están respondiendo de manera inquietante.
Bütün adam kaçıranların favori Kaynağı ahlaksız bir çalışandır.
El recurso favorito de todo secuestrador es un empleado corrupto.
Ben ahlaksızım.
Estoy sucia.
- Sen acı çek, ahlaksız.
¡ Sufrirás tú, granuja! - ¡ Geet!
Ve sonsuza kadar cehennemde ızgara ol, ahlaksız!
¡ Y después de morir te pudrirás en el infierno eternamente, sinvergüenza!
Ahlaksız köpeklerin tekidirler aldatmacalı ve hilekar yollarla asil cengaverleri tuzağa düşürüp onları yok etme kabiliyetleri vardır.
Ellos son perros inmorales y viciosos capaces de atrapar y destruir nobles guerreros usando métodos retorcidos e injustos.
Yaptığınız ahlaksızlıklardan ve aldatıcı işlerden cezanızı çekersiniz.
Deberán hacerse responsables por su corrupción y la práctica de negocios engañosos.
O zaman, gerçekten çok ahlaksız bir velettim ben.
Era un chico bastante malo en esos días.
Mimar, Mağdur, Hatip Müzisyen, Piskopos, Ahlaksız...
De acuerdo. El Arquitecto, El Mártir, El Orador El Músico, El Obispo, El Corrupto...
- Ahlaksız.
- El Corrupto.
Yani, sıradaki kurban bir ahlaksız.
Así que la próxima victima es un corrupto.
Ahlaksızın anlamı kafir olabilir, tahta talip kişi gibi.
Un corrupto significaría un hereje, como decir, un pretendiente al trono.
Peki ya ahlaksız?
¿ Qué hay del corrupto?
Babanızı kaybettiniz ve bir ahlaksızsınız.
¿ Qué tiene que ver eso? Perdió a su padre, y es un corrupto.
Bones, ona ahlaksız demek zorunda değildin.
Huesitos, no tenías que decirle corrupto.
Bones, bizi öldürmeye çalışıyordu çünkü diğer hedefini biliyoruz. Ahlaksız, şu lobici.
Huesitos, intentaba matarnos porque conocemos su próximo objetivo, el Corruptor, el Lobbista.
Seni ahlaksız kaltak!
Maldita perra.
Çıkaralım şu ahlaksızı.
Saquen al bribón.
Seni ahlaksız nankör herif!
¡ Pedazo de mierda desagradecido!
Ahlaksız!
¡ Impura! ¡ Impura!
Kemp, Marita'ya çok, çok ahlaksız olduğunu söylemiş. Anlayacağın bir demlik kaynar suyu kızın yüzün boca etti dediğine göre onu günahkâr olmasını engellemek içinmiş.
Dijo que era muy, muy mala y le tiró el puchero de agua hirviendo a la cara
Kim'in dediklerinin tamamına katılmasam da doğru olan şey, Cecil ile yaşadıkların gibi erkeklerle arayı açarsan aniden ahlaksız olursun ve bu, onları deli eder.
No estoy completamente de acuerdo con lo que dijo Kim, pero cuando esperas tanto tiempo como hiciste con Cecil y de repente te pones sexy, los vuelve locos.
Siz insanları soyuyorsunuz, resmen ahlaksızlık yapıyorsunuz! Alacak mısınız?
Es la mayor ofensa a la moral, y la peor de las fechorías que puedan cometerse Se lo va a llevar o qué?
Patron, o zaten ahlaksızın teki.
Jefe, él es un sinvergüenza.
Homoseksüeller ahlaksız ve günahkardır. Tanrı katında.
Los sodomitas son malos y pecadores contra Jehová en gran manera.
Kobayım, Edgar Crowe. Bir zamanlar idam sehpasına gitmek üzere olan iğrenç ve ahlaksız adam cezasını bu deneyle çekti.
El sujeto, Edgar Crowe, un hombre malvado y horrible condenado a la horca, fue buscado para este experimento como castigo.
Bazen çok ahlaksız olduğumu düşünüyorum.
Claro. A veces creo que soy muy mal pensado.
Eller havaya sizi ahlaksız şeytanlar!
¡ Arriba las manos, malditos besucones!
Keşiş Ambrosio bir aziz haline gelir, fakat Matilda tarafından ahlaksızlığa sürüklenir. Kız ona duvarlardan geçebilmesi için büyülü bir dal verir. ... ve Antonia'nın yatak odasındadır.
Ambrosio, el monje, empieza siendo un santo, pero Matilda le vuelve malo, y le da una varita mágica con la que puede atravesar las paredes... para entrar en el dormitorio de Antonia.
Üzerinde Gina Gambarro'nun ahlaksız izleri var.
Esto destila olor a golfa de Gina Gambarro.
Her zaman kaçık k... ak ve ahlaksız ihtiyar arasında kalmak zorunda kalıyorsun. Bu hiç adil değil.
Siempre estás entre la perra loca y el inmoral.
- Öyleyse seni ahlaksız polis yapan oydu!
- Así que el te hizo un policía corrupto.
Biz ahlaksız değildik.
No éramos corruptos.
Sadece ahlaksız değil aynı zamanda rüşvetçi.
No sólo es avaro sino, también, corrupto.
Senin gibi ahlaksız, küçük bir s.rt.ğün... önümden yürümesine izin vermeyeceğim.
No permitirá que una prostituta viciosa como tú camine delante mío.
Ahlaksız kadının biri sana şantaj mı yapıyor?
¿ Alguna mujer traviesa apretándote un poco?
16 ya yeni bastım ve daha şimdiden sıralamada yükselen, küçük, ahlaksız bir züppeydim.
Acababa de cumplir 16 años, y ya era un desgraciado travieso abriéndome camino entre las filas.
Ahlaksız metresler arasında bir konuşma.
De una amante sucia a otro.
Ahlaksız bir ihtiyarsın.
Eres un tremendo viejo sucio.
Ben de ahlaksız ve dürüst olmayan bir subayı emrimde istemem.
Y yo no quiero tener a un oficial bajo mi mando que no tiene ninguna.
Bu mektuplar eşkıya, edepsiz, " utanmaz ve ahlaksız kişiler vb ifadelerle dolu.
Permanentemente usan expresiones como "bucaneros" o "secreto", y