Aileler tradutor Espanhol
2,511 parallel translation
Aileler şokta.
Por ahora los padres están en un estado de shock.
- Neden aileler?
- ¿ Por qué familias?
Aileler arasında bağlantı var mı?
¿ Alguna conexión entre las familias?
Evet. Aileler doğru kişiyi arıyorlar ve bulunca gençler evleniyor.
Claro, los padres buscan a la persona adecuada y ya está.
Evet ama aileler çocukları için sürekli yalan söylerler.
Sí, los padres mienten por sus hijos todo el tiempo.
Ve aileler sonunda huzura kavuşur.
Y las familias tienen finalmente algo de paz.
Aileler bunu çok sever.
A los padres les encantan esas cosas
Onlar aileler, ve tüfekleri var.
Hay toda una familia de ellos, y llevan rifles de asalto.
Ülkenin her yerinde kız okullarını zehirliyorlar, aileler korkup kızlarını okutmanın tehlikeli olduğunu sansınlar diye.
Han estado envenenado escuelas femeninas a lo largo del país, tratando de aterrorizar a los padres que están asustados de que dar a sus hijas una educación les pondrá en peligros.
Korku geçer ve aileler kızlarının okumasını isterler daha iyi bir gelecekleri olmasını istedikleri için.
El miedo pasará, y los padres querrán que sus hijas aprendan porque quieren que tengan un futuro mejor.
Büyürken, koruyucu aileler arasında gidip gelmiş.
Ha pasado por un puñado de familias de acogida.
Bak, bütün aileler buradayız. Evet, ortak bir noktamız var.
Sí, y tenemos cosas en común.
Okul fakir aileler için burs veriyormuş.
Esta escuela ofrece becas a familias con dificultades.
Aileler, çocukların giysilerini ve kalıntıların kayıp çocuklar olduğunu doğruladı.
Los padres han confirmado la ropa de los niños. Y se verificó que los restos son de los niños perdidos.
Cold Rock'daki aileler cocuklarının yasayıp yasamadıklarını bilmeliler.
1060 ) } Los padres de Cold Rock necesita saber. 1060 ) } Los padres de Cold Rock necesita saber. 1060 ) } ¿ Los niños están muertos?
Tabiki! Görücü usulü evlilikler aileler tarafından ayarlanır.
El matrimonio tradicional es organizado por los padres.
Aileler ve öğrenciler memnun kaldı.
Los padres y los estudiantes estan satisfechos.
Aileler, hayat gibi, hep değişebilir, asla aynı kalmaz, ama onlar ailenizdir. Bu seçilmiş, birbirine bağlı insanlar, sizi de içerir, güçlü bir bağ ile.
Las familias, igual que la vida, van cambiando, nunca son la misma, pero son tu familia, este grupo ecléctico pero profundamente unido.
- Betsey'e göre, kötü aileler bile onun için iyi.
Para Betsey, cualquier padre es bueno, incluso los malos.
Diğerlerinin sataştığını söylüyor ama öteki aileler ve rehberlik hocası Marshall'ın başlattığı söylüyor.
Dice que se meten con él. Pero los otros padres, los consejeros de orientación... siempre aseguran que Marshall empieza.
- Mutlu aileler birbirine benzer
- Las familias felices son iguales.
Günde bir dolardan daha az parayla yaşayan aileler var.
Hay familias que viven con menos de un dólar al día.
Fecia. Aileler hep beraber tatile çıkar ve bizim diğer ailelerden bir farkımız yok.
Las familias se van de vacaciones juntas, y nosotros somos como cualquier otra familia.
Fukuşima'daki aileler iyonlaştırıcı radyasyona karşı çocuklarını korumak için bir topluluk kurdu.
Unos padres de Fukushima han formado un grupo para proteger a sus hijos ante la exposición a radiación ionizante...
Ve bu aileler birbirleri ile tanışıyor mu?
¿ Se encuentran las dos familias?
Aileler doğal olarak, aa, karmaşıktır.
La familias son notablemente... complicadas.
Daha çok bakıcı aileler var ve duyduğuma göre epey berbat olabiliyorlarmış.
Creo que la mayoría son familias de acogida y he escuchado que la mayoría son horribles.
Ama Delgado gibi aileler bizden mucize yaratmamızı bekliyorlar.
No, p... pero familias como los Delgado... espera de nosotros que obremos milagros.
Aileler onların kayıp olduğunu, bizim de onları aradığımızı sanı- -
Se les informa a las familias que ellos han desaparecido que continuaremos buscándolos- -
O aileler hayatlarını sevdiklerine ne olduğunu merak ederek cevap arayarak geçirecekler.
Esas familias van a pasar el resto de sus vidas preguntándose qué pasó con sus seres queridos, buscando respuestas.
Sorun, aileler için bir kaos yarattı.
El problema ha creado un caos en las familias.
Parçalanmış aileler ve iyi haberlerden bahsetmişken oğlum Jake'yi hatırlıyor musun?
Hablando de familias rotas y de buenas noticias ¿ recuerdas a mi hijo, Jake?
Naylon kaplı mobilyalarında oturup ucuz şeylerle doyan küçük aileler.
Familias con muebles de plástico... y comidas instantáneas.
Ama aileler bütçelerini ayarladı, artık bir anda değiştiremeyiz.
Pero integra el presupuesto familiar y no puede cortarse de sopetón.
Aileler bir velayet savaşının tam ortasında.
Padres en el medio de una batalla por la custodia.
Sadece çocuklu aileler girebiliyor.
Sólo se permite a padres con niños dentro del perímetro.
Sadece bazen başka insanların gördüğü şeyleri aileler göremiyor ya da görmemeyi tercih ediyor.
Es sólo que, a veces, el resto de la gente ve cosas que los padres no... o que preferirían no ver.
Günümüzde bile aileler çocukların sorunlarını düşünmezler!
Hoy en día, incluso los padres piensan que las niñas son problemáticos
Bu ülkede sağlık sigortası olmayan aileler için kanser ilaçları ne kadar pahalı biliyor musun?
¿ Sabes lo caras que son las medicinas para el cáncer a las familias sin seguro médico de este país?
Sahada birine saldırıp, soydular ve bütün aileler endişelendi.
Es sólo que hubo un atraco en el campo, y todos los padres se asustaron mucho.
Aileler, çocuklarını gönderirken, öğretmenler öğretirken güvendeydi.
Los padres se sentían seguros enviando a sus hijos aquí, y los profesores se sentían seguros enseñando aquí.
Diğer aileler gibi mevkiye sahip değilim.
Yo no tengo un trabajo tan digno como los otros padres.
Aileler resitalde gördüklerinde mükemmel olmasını istiyorum.
Solo quiero que esté perfecto para cuando los padres lo vean en el recital.
Aileler arasında 25 yıldır bir ateşkes var.
Bueno, la tregua entre los clanes ha tenido efecto durante 25 años.
Aileler bundan memnun olmayacak.
Los familiares estarán decepcionados.
Hadi ama futbol, aileler ve arkadaşlar olacak.
Vamos, ahora. Es fútbol y familia y amigos.
Beni rahatsız eden tek şey...,... yatakta aileler hakkında konuşmak.
Lo único que me molesta es oír "tus padres" en la cama.
Maine'i kuran aileler.
Familias fundadoras de Maine.
Yani nedense bazı aileler bunu anlamak istemiyor.
Yo... Algunos padres no lo entienden.
Aileler böyledir, değil mi?
Es una familia, ¿ verdad?
Hepsi de dini inanışlarına aykırı olduğu için aileler tarafından açıldı ve kazandılar... Şehre olan zararı : 10 milyondan fazla.
Coste para la ciudad : más de 10 millones.