English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Alamam

Alamam tradutor Espanhol

4,096 parallel translation
Kamyoneti alamam. Onu arıyorlardır.
No puedo llevarme la camioneta, la están buscando, viejo.
Belki de Kylie olanını alamam sana.
Bueno, tal vez no me podía permitir una Kylie.
Sizden bir süredir haber alamamıştım.
No he oído de usted desde hace un tiempo.
- Hayır, onu alamam. Bu basit bir arkadaşlık bilekliği.
Es solamente un brazalete de la amistad.
Şu vakit yeni müşteri alamam.
No estoy tomando nuevos clientes por el momento.
Ben 3 ay koyu renkte fondöten alamamıştım.
No tuvieron base oscura por tres meses.
Ondan haber alamamış olmamız illa onun öldüğü anlamına gelmez, değil mi?
Solo porque no hayamos oído de él no significa que esté... Que esté muerto, ¿ verdad?
Bebek sahibi olmak için tek şansını elinden alamam.
No puedo quitarte tu última oportunidad de tener un bebé.
Üzgünüm hanımefendi artık geri alamam.
Lo siento, señora. No puedo volver a llevar la comida.
Seni içeri alamam.
No puedo dejarte entrar.
Sammy'in hayatı tehlikedeyken bu riski alamam.
No puedo correr ese riesgo... no con Sammy ahora en medio.
Sen almalısın, ben alamam.
Quizá tú, pero yo no.
Araba alamam.
No puedo llevarme un auto.
Onları çapraz ateşe sokma riskini göze alamam.
No puedo correr el riesgo de ponerlos en el fuego cruzado.
- Alex, alamam.
- Alex, no puedo.
- Özür dilerim. - Haber vermeden içeri alamam. - Yukarda mı?
Lo siento, no puedo dejarla entrar sin presentarse. ¿ Está arriba?
Evet, gördüğümü geri alamam.
Si, no puedo descartar lo visto.
Daha fazla acı çektirememiş olmamın getirdiği o pişmanlık duygusu. Daha büyük ıstıraplar yaşatamamış olmam. Çok daha fazla can alamamış olmam!
Me arrepiento de no haber causado más dolor... provocado más desdicha... y ocasionado más muertes.
Bütün övgüyü kendim alamam Kinko's taki kadının harika fikirleri sayesinde.
No puedo tomar todo el crédito. La mujer de Kinko's tiene excelentes ideas.
Bunu alamam, Brian, Yapamam... farzı misal polis burada...
No puedo con esto, Brian, no puedo... Ahora la policía, el juicio...
Hayır, ama risk alamam.
No, pero no puedo correr el riesgo.
Alamam.
No puedo conservarlo.
- Alamam.
No puedo conservarlo.
Dostumuz Rudra'nın yerini alamam.
Yo no puedo reemplazar a tu amigo Rudra.
Fakat düşmana o kadar yakınken güvenliğinizden aklımı alamam.
Pero no podría dejar de pensar en su seguridad con el enemigo tan cerca.
Dün gece sana içki alamamıştım.
Al final no te invité a esa copa anoche.
- Görünen o ki, mesajı alamamış.
Obviamente, ella no recibió el mensaje.
Ian'ı hastanede kaybetme riskini göze alamam.
No me voy a arriesgar a que Ian ande suelto por el hospital.
Alamam.İş var.
No debería. Trabajo.
Gördün mü? Ben asla ilk seferinde istediğimi alamamışımdır zaten.
No debí haberlo tomado en primer lugar.
O zaman sana gizlice yaklaşamam ve malum durum hakkında bilgi alamam.
Sí, pero entonces no podría sorprenderte, y preguntar qué pasa con todo el secretismo.
Biliyorum annenin yerini alamam ama nefes aldığım sürece yalnız olmayacaksın.
Nick... sé que no puedo tomar el lugar de tu madre, pero mientras respire, nunca estarás solo.
Belediye başkanından para alamam. Bekle.
No puedo coger dinero del alcalde.
Birbaşka CIA işinin daha berbat edilmesi riskini alamam.
No puedo arriesgar otra falla de la CIA.
Ama eğer gitmene izin verirsem hiç bir şey alamam.
Pero no recibiré nada si te dejo ir.
Görünen o ki, pazar gününden beri kimse ondan haber alamamış.
Resulta que nadie ha oído hablar de él desde el domingo.
Seni içeri alamam.
No puedo dejarle pasar.
O gece hâlâ birasını alamamış olsa da Robin yüzüğün gerçek gücünü fark etti.
Aquella noche, pese a que seguía sin poder conseguir ni una cerveza, Robin se dio cuenta del poder del anillo.
Bir ısırık bile alamamıştın.
No pudimos tomar un bocado.
Almak için geldiğim şeyi alamamış olabilirim ama çok daha değerli bir şey ile ayrıldım.
Puede que no haya conseguido lo que vine a buscar, pero me he marchado con algo mucho más valioso.
Hayır, yoksa kendi bekarlığa veda partimi iptal etmediğim için kendimi suçlu hissederim. Partiye gelecek olan çok kaslı, yarı insan, yarı tripod uçuşa yasak bölgemde gezinen adamı izlemekten zevk alamam.
No, porque si no me sentiré culpable de tener mi despedida de soltera, y no seré capaz de disfrutar viendo a... un muy musculoso, medio hombre, medio trípode girando en mis zonas privadas.
Cytron kartını alamamış olman önemli değil.
No importa que no pudieras conseguir la tarjeta de Cytron.
Jason için uygun olana kadar ben kariyerimi beklemeye alamam.
No puedo poner mi carrera en espera hasta que sea conveniente para Jason.
Bak, bir başka hastayı ona kaptırmayı göze alamam. Ve Shelby benim yarı yaşım kadar.
Y Shelby tiene la mitad de mi edad, y, sabes, la gente del pueblo podría pensar que es...
- Daha fazla alamam.
- No puedo conseguir nunca más.
Ne demek daha fazla alamam?
¿ Qué quieres decir con que no puedes conseguir nunca más?
Ben alamam. Yani en az benim kadar onu hak eden kişilerin üstüne çıkıp alamam.
No puedo tomarla, me refiero, no por encima de todos los que la merecen tanto como yo.
- Ve kendi başıma alamam.
Y no puedo tomarlo yo solo.
Kendi başıma alamam.
No puedo tomarlo yo solo.
Haklısın, seni etki altına alamam.
Tienes razón.
Bu işin sonunda hiçbir şeyi kaybetmeyi göze alamam.
No puedo dejar ningún cabo suelto con esto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]