Alec tradutor Espanhol
2,505 parallel translation
Alec, duyuyor musun?
Alec, ¿ me recibes?
Hadi Alec, yapma. Yapma!
Vamos, Alec, no lo hagas. ¡ No lo hagas!
Alec, görevi tamamla.Duyuyor musun?
Alec, vuestra misión está en marcha. ¿ Me recibes?
Duyuyor musun Alec?
¿ Me recibes, Alec?
- Sana Alec'le ilgili bir şey soracağım.
Necesito preguntarte algo sobre Alec.
Alec ; şarap, çiçek ve çikolata getirmiş.
Alec compró vino y flores y chocolates.
Sana bu gece Alec desem, Hardy ya da efendim demesem?
¿ Puedo llamarte Alec esta noche? ¿ No Hardy o señor?
Alec'i sevmiyorum.
No me gusta Alec.
Alec'i hiç sevmedim.
Nunca me gustó Alec.
- Vay. - Erkek arkadaşım Alec'in yanına taşınıyorum.
Me voy a mudar con mi novio Alec.
Benim bugün Alec'in yanına
Quiero decir, se supone que me mude hoy con Alec.
Polisler! Polisler geldi ve ben günlük sabıka kaydı ile Alec'in yanına taşınamam.
Son los policías tocando y no puedo... mudarme con Alec si tengo antecedentes penales.
Seni görür görmez buradaki işin bitecek Alec.
Apenas te vea, estás acabado, Alec.
Alec dün gece evde bir fare gördü ve çok şirin bir ses çıkardı. Tiz bir cırlama gibiydi.
Anoche Alec vio un ratón en nuestro apartamento, e hizo un sonido muy mono, como un chillido agudo.
Benimki kaplanlar, Alec'in fareler.
Para mi, son los tigres. Para Alec, son los ratones.
Belki Alec'in aptal fikri göründüğü kadar aptal değildir.
Quizá la estúpida idea de Alec no sea tan estúpida como parece.
Victoria hiç sıradan bir şey beklemeyeceği için Alec'in aptal fikrini sevdim.
Sí, lo que me gusta de la estúpida idea de Alec es que Victoria nunca esperaría nada tan ordinario.
Alec'in aptal fikrine "Evet ama" diye başlayım ve yüzüğü tatlıya saklamayı önereyim.
Permíteme decir "sí, y" la estúpida idea de Alec... y sugerir que escondamos el anillo en el postre.
Alec'in aptal fikrine uyacağız!
¡ Adelante con la estúpida idea de Alec!
Alec bir erkek.
Alec es un hombre.
Bence Alec kendini Emmet ile ben kurtlarımızı dökersek daha bir erkek gibi hisseder.
Quizá Alec se sentiría más como un hombre si Emmet y yo tuviéramos una aventura.
Tamam, Alec geliyor ve onu daha erkeksi hissettirecek bir planım var.
Vale, viene Alec, y tengo un plan para hacerle sentir más varonil.
- Alec.
- Alec.
Sen Alec'in yanındasın, o da nişanlanıyor.
Vives con Alec, y ahora ella esta prometida.
Neden Alec'in aptal fikrini kabul ettim ki?
¿ Por qué pasé de la estúpida idea de Alex?
Alec'i suçlamak için ileride çok zamanımız olacak.
Habrá un montón de tiempo para culpar a Alec después.
Alec süzülürken ona nasıl baktığını görmüştüm.
Vi la manera en la que mirabas a Alec como él se pavoneaba por el suelo.
Şişmiş ve üzgün Melanie'ye, Alec ondan ayrılmakta haklı diyorduk.
Le estábamos diciendo a la triste e inflada Melanie que
Alec'le ayrıldığımızdan beri ağlayamadım, sanki her şeyi içimde birikmiş gibi hissediyorum.
No he sido capaz de llorar desde que Alec y yo rompimos, y me siento como reprimida por dentro.
Alec'in şu an 20'lerinde bir kızla seviştiğini söyleyen oldu mu?
¿ Alguien ha dicho que es posible que él este liado con alguna de veintitantos?
Ben sadece Alec'i istiyorum.
Solo quiero a Alec.
- Alec'le mi?
- ¿ Alec?
Belki de Alec'i atlatmak için ihtiyacım olan budur.
Creo que esto es lo que necesito para superar lo de Alec.
Alec Sadler nerede?
¿ Dónde está Alec Sadler?
Ve Alec, inan bana.
Y Alec, créeme.
- Ve Alec, bunu sen yapacaksın.
- Y Alec, tú lo cambiarás.
- Buradaki iyiyi gördüğünü biliyorum, Alec.
- Yo sé que ves lo bueno en esto, Alec.
Alec Sadler'ın telefonu, çağrınızı nasıl yönlendirebilirim?
Teléfono de Alec Sadler, ¿ cómo desea que redirija su llamada?
Alec orada mı? Merhaba Kiera!
¡ Hola Kiera!
Alec geldiğinde geldi o da.
Ella apareció cuando él lo hizo.
- Ama Alec, ben senin yanındayım.
- Pero Alec, estoy aquí para tí.
Alec adamım, burada birkaç tane ciddi tuzağı tetikledik sanırım.
Alec, pusimos unas cuerdas de trampa tremendas aquí.
Bize doğru muazzam şeyler yaklaşıyor, Alec.
Hay grandes cosas que nos van a llegar Alec.
Alec?
¿ Alec? ¿ Alec?
- Sağol, Alec.
- Gracias Alec.
Alec, lütfen orada ol.
Alec, por favor ve para allá.
Alec!
¡ Alec!
Alec nerede?
¿ Dónde está Alec?
Alec, Alec lütfen orada ol.
Alec, Alec por favor ve para allá.
Alec?
¿ Alec?
- "Alec."
- Alec.