Alçak tradutor Espanhol
4,296 parallel translation
Şu alçak tepelerin hemen ön tarafındaki alanın ötesinde kalıyor.
Está detrás de los campos, antes de esas colinas.
Bu da şuradaki daha alçak bölgeden sürüklendi demek.
Lo que significa que fue recogido en alguna parte de esta sección inferior.
Her daim böyle alçak gönüllüdür.
Siempre tan humilde.
Bunun için biraz geç kaldın, alçak.
Llegas un poco tarde para eso, imbécil.
Evet, kendisi çok alçak gönüllüdür.
Y también es modesto.
Bu insanlar... Bu alçak insanlar... Terra Nova'yı insanlığa sunulmuş ikinci bir şans olarak görmüyorlar.
Esas personas, esas malas personas ellos no ven a Terra Nova como una segunda oportunidad para la humanidad.
Sizin terörist takibinde kullandığınız programın aynısını biz de bu alçak hırsızlar için kullanıyoruz.
El mismo software que usan para encontrar terroristas, nosotros lo usamos para encontrar ladrones de mala muerte.
Bu grafik, elektromanyetik spektrumun alçak frekansla düzenlenmiş halini tem...
En este gráfico, está representado el espectro electromagnético, arreglado a partir de la baja frecuencia...
Japon âdetleri ve alçak gönüllüğüne milliyetçilik ve yaşlılara saygıdan geriye kalanlara karşı bir provokasyon.
Una provocación contra el decoro japonés. Su modestia, lo que le quedaba de nacionalismo y su respeto por los mayores.
Alçak herif. Beni küçük düşürdün ama babamı düşürmeyecektin.
Basura, puedes meterte conmigo, pero con mi abuelo no.
Örneğin, ön cam.... daha alçak.
Por ejemplo, el parabrisas... Este es más bajo
Evet. Ön cam çok daha alçak, ön cam geride.
Sí, el parabrisas es mucho más bajo y está inclinado...
Çok alçak gönüllüydü.
Era muy humilde.
Hayatı boyunca hep alçak gönüllü olduğunu düşünüyorum.
Creo que fue muy humilde toda su vida.
Bütün evin altından geçen alçak bir tesisat kanalı var.
Ahí. Es un semisótano... que recorre por abajo toda la casa.
Bütün evin altından geçen alçak bir tesisat kanalı var.
Hay un semisótano que recorre la casa por debajo.
Pip, Londra'daki her alçak herif o ödülün peşinde olacak.
Pip, todos los rufianes de Londres querrán esa recompensa.
Öyleyse yasa çok alçak.
La ley es desgracia.
Genç kartal kazların üzerinden alçak geçiş yapıyor.
La joven águila zumba a los gansos.
- Yok canım sıradanım. Alçak gönüllülüğü bırak be polis.
- para soy solo un humilde, policía.
Seni alçak, seni hain.
Tonto inmoral y corrupto.
Alçak!
¡ Tú!
Alçak uçuş için sinyal gönderin.
Comando solicita señal para sobrevolar.
- Beni sevseydin yanımda olurdun, alçak.
- Si me amaras, estarías conmigo, idiota.
Seni alçak...
Hijo de...
Ama alçak gönüllüğü bir kenara bırakırsak, ben Ferrari'yim.
Pero dejando a un lado la modestia, soy el Ferrari.
Alçak gönüllü ve sessizdi. Ve gerçekten çok sessizdi.
Bueno, él era muy humilde, muy amable y Era muy tranquilo, la verdad.
Yat bakalım yere, seni alçak.
¡ Vas para abajo, bribón!
Ses tonunun alçak olması güzel...
El registro bajo tiene profundidad, combinará...
Alçak Pete ve arkadaşı tüm yiyecekleri alıp kaçmışlar.
El idiota de Pete y su amigo huyeron con toda la comida.
Alçak dala dikkat. Tepenin üstüne geldiğimizde voilà!
¡ Una rama baja, luego pasamos este despeñadero y voilá!
Yalnızca bir tane alçak bulunan bölgesi var.
El suelo es liso, y solo hay un área más baja.
Alçak!
¡ Sinvergüenza!
Kimi arayayım da sana alçak gönüllülük öğretsin?
¿ A quién llamo para que te enseñe humildad?
Hepiniz alçak insanlarsınız.
Creo que eres realmente despreciable.
First Leydi Macbeth ortadan toz oluyor ve siz, alçak herifler... 10 saniyen var.
Primero Lady Macbeth desaparece, y ahora ustedes malditos... Diez segundos.
ve oldukça da alçak gönüllüsünüz.
Y es humilde también.
Geniş, alçak katlı bir binaya benzer.
Tendrá el aspecto de un edificio bajo.
Alçak herifler.
¡ Vamos arriba!
Alçak herifler!
¡ Hijos de puta!
Costa, alçak herif!
¡ Costa, hijo de puta!
Sadece eğlenmeye çalışıyorduk alçak herif!
¡ Solo sé que lo he pasado de la hostia, comepollas!
- Budala bir alçak herif.
- Es un tipo viejo y tonto.
Cesur yürekli, kralını ve vatanını seven alçak Almanlardan nefret eden erkekleri arıyorum.
Busco chicos con corazones de roble, muchachos que aman a su patria y al rey, Hombres que odien a los detestables alemanes.
Nerede o alçak?
¿ Dónde está el sinvergüenza?
yani düşünsene.. alçak gönüllü olsun
¿ No te parece, Mia? Quiero decir... Hay un gran arte en el ser humilde.
.. alçak gönüllü olsun yani egosu olmasın yani
Cuando una persona es humilde, un hombre o una mujer esa es una calidad muy superior al que tiene un ego enorme. ¿ Ahora tiene sentido?
Bombacılar, zehirleyenler, keskin nişancılar her tür alçak mahkum üzerinde deney yapmanı sağladım.
Bombarderos y envenenadores, francotiradores, y toda clase de viles presos, Te he puesto a prueba.
Beş alçak gönüllü, başarılı çocuk kitabı yayınladım Artık tek ihtiyacımız bir bilgisayarcı.
Ahora sólo necesitamos un programador.
Çömlek yapabilirsin mesela çok vakit alcak bir şey.
La alfarería puede llevar mucho tiempo.
.. hoşuna giden kişiler.. son 5-10 yılda kaçkişi alçak gönüllüydü
-... a toda la gente con la que has intimado... - Sí. -... en los últimos cinco o diez años...