Alışa tradutor Espanhol
2,461 parallel translation
Ben otele gideceğim, kapanışa çalışacağım.
Voy al hotel, trabajar en mi cierre.
Bunu tamir ettirelim, kısa bir idare et.
Por el momento, Voy a llevrlas a coser al zapatero.
Ne var ki, uydular kısa bir süre sonra çarpışmışlar ve bir daha haber alınamamış.
Sin embargo, los satélites colisionaron poco después de su lanzamiento y nada más hemos sabido.
Ya da, hayatın çok kısa olduğunu ve öbür dünyaya bir tanesi daha boylamadan aramanın iyi olacağını diyordur.
O es el destino recordandote que la vida es corta, entonces mejor llama al otro antes que suceda lo mismo.
Çok kısa bir süre sonra bırak diş ağrısını, yüzünü bile hissedemiyordu.
Al minuto no sentía la cara, sólo el diente.
Yemek için kısa bir mola alıyoruz ve saat tam 18 : 00'de şahitlerle başlıyoruz.
Tomaremos un pequeño receso para cenar y los testimonios comenzarán a las 1800 en punto.
Dışa dönük plastik bir perdenin karşısına kurulmuş olmalı bunun gibi.
A priori, se debe instalar... frente a una pared que dé al exterior... Así.
Siz kısa şortlarla dolaşırken ben,... ETA ve IRA için silah temin ediyordum.
Cuando tú todavía eras niño, yo ya abastecía... a la ETA y al IRA.
Pentagon hepsinin kısa radyo dalgaları kullandığını söyledi.
Eso es algo nuevo para los libros de medicina. De acuerdo al Pentágono, todas las víctimas estaban utilizando radios de onda corta.
Kadından kısa bir süre sonra, bir adam gelmiş. Bebeğin babası olduğunu düşünüyoruz.
Un hombre llegó al poco tiempo presumimos era el padre.
Kısa süre sonra artık orada yaşayacaklarını söylüyor Aberdeen şehirden 40 dakika uzak olmasına ve Max'in okulu bir saat uzaklıkta kalacağı ve birkaç tane olan arkadaşını da kaybedecek olmasına rağmen.
Así que anuncia que todos van a vivir allí, empezando inmediatamente, a pesar de que Aberdeen está a 40 minutos de la ciudad Y del autobús de Anour que va al colegio de Max y de los pocos amigos que tiene.
Kısa süre sonra da Kamala'yla evlendik.
Al poco tiempo, Kamala y yo nos casamos.
Ve çok kısa bir süre içinde..
Y al poco de que...
" Her silah gibi, iyilik ya da kötülüğe, savaş ya da barışa, adalet ya da yozlaşmaya hizmet edebilirler.
Como cualquier arma, puede ser empleada para el bien o el mal, para hacer la guerra o la paz, servir a la justicia o al poder.
Ben daha sigortaya başvuramadan kısa devreden dolayı kaç suşinin bozulması gerek?
Fi. Solo ¿ cuánto sushi cola-amarilla tiene que arruinarse por una falla eléctrica antes que presente una reclamación al seguro?
Daha satışa çıkmadan tutukluk yapıyordu.
Se atascó antes de llegar al mercado.
Kısa ve kontrollü nefes al ver.
Respiros cortos y controlados.
Kısa zamanda bizden haber alırsınız.
Tendréis noticias nuestras pronto.
Bence onu sevebilirsen ve bence kısa sürede seveceksin onu dünyanın en mutlu, en çok sevilen çocuğu olarak yetiştirebiliriz.
Y creo que si puedes quererle... Y creo que seras capaz pronto... Pienso que tendríamos la oportunidad de criar al más feliz y querido pequeño en el mundo.
Rush'ın söylediği gibi olmalı... Radyasyonun etkisi nedeniyle yine kısa sıçrama yaptı. Alıcılarda bir şey belirdi.
Debe ser como dijo Rush otro pequeño salto debido a los efectos de la radiación.
Kulaklığımı ona veriyorum böylece sen onu çıkışa yönlendirebilirsin.
La voy a dar mi pinganillo así puedes arrastrarla al punto de salida.
Market işleri Bay Bazo'ya yaramışa benziyor.
Bueno, parece que el negocio de comestibles... le ha ido bien al Sr. Bazo.
Kısa yoldan gideceğiz.
Shawn, ¡ vuelve al coche!
Yani en azından sözlü olarak bu yüzden biz de bir kısa yol bulduk.
Me refiero a, verbalmente al menos, así que buscamos un atajo.
Ama piramidin yanındaki insanlar dışa doğru baksalar ne olur?
Pero que sucede si las personas cercanas a la pirámide miran al exterior.
Nehirdeki geçim kaynağını kaybettikten kısa bir süre sonra baban öldü. Hemen ardından kız kardeşin intihar etti.
Poco después de perder su sustento debido al terraplén... su padre murió y su hermana se suicidó, ¿ verdad?
Kısa bir süre üniversiteye gittim. Evet Üniversite görmüşlüğüm var.
Yo fuí al colegio, brevemente está bien, yo tengo algo de colegio
Ayrıntılara girmeyeceğim ama ben öldüm ve kısa bir süre öbür taraftaydım.
Yo mori, y me fui brevemente, creo yo, al otro lado.
Raymond St. James maratonuna kısa bir aradan sonra devam edeceğiz.
Volveremos al maratón de Raymond St. James en un momento.
Peki hançerlerinle bize kısa bir gösteri sunabilir misin?
¿ Puedes mostrar tu técnica con la daga voladora al publico?
İnanıyorum ki en iyi şansımız El-Kaide'nin yaptığı eylemlerle ilgili bilinen bilgileri kullanmak ve Kateb'in hakkında bildiğimiz kısa geçmişi kullanarak çabuk bir şekilde potansiyel hedeflerin listesini yapmak.
Creo que nuestra mejor opción es utilizar la información confirmada de los objetivos de Al Qaeda, Y cualquier cosa que sepamos de la historia de Kateb para confeccionar rapidamente una lista de objetivos potenciales.
Patrona kartvizitlere kısa kısa dörtlükler koyalım dedim mesela ondan sonra takvimle ilgili de süper fikirlerim vardı ama umursamadılar işte!
Le sugerí al jefe que pusieran una línea de poesía en todas las tarjetas y tenía grandes ideas para el programa, pero a ellos ¡ no les importó!
O adamla birlikte merdivenlere gittiğinizde, onlar da diğer taraftaki çıkışa doğru ilerledi. Tamam.
Cuando se fue por las escaleras traseras se fueron al otro lado, donde las escaleras dan a un callejón.
Belki de Bay Meyers'a kısa bir ziyarette bulunmalıyız.
Bien, quizá deberiamos hacerle una visitilla al Sr. Meyers.
Yaratığı hedef alıyorlar. Atışa 5 dakika.
Están apuntando a la criatura ahora. 5 minutos para disparar.
Kate'i en kısa sürede laboratuara götürmemiz gerekiyor.
Necesitamos llevar a Kate al laboratorio, lo más pronto posible.
Koridorun sonundaki Mary... kısa, hızlı hızlı... Sanki rüya görüyor.
Mary, al final del pasillo, breve, rápido, como si estuviese durmiendo.
Ben doğduktan kısa süre sonra bir araba kazasında ölmüşler.
Murieron en un accidente de auto al poco de nacer yo.
Kısa süre sonra hedef füze menzilimize girmiş olacak. Hedef atış menziline girer girmez D34 planı gereğince füze saldırısına başlanacak.
El objetivo en breve entrara en el rango de los misiles. disparen los misiles acorde al plan D34.
Jessica'nın hamile kalmasından kısa süre sonra kocası Russell işten çıkarılmıştı. Aileyi geçindiren tek kişi Jessica'ydı.
Su esposo Russell, fue despedido al poco tiempo de que Jessie quedara embarazada, por lo tanto ella soportaba toda la familia.
Cevapların kısa ve net olsun.
Que tus respuestas sean cortas y vayan directo al punto.
Bana herşey yolunda gözüküyordu ama kısa sonra Drazen'da bir değişiklik olduğunu farkettim.
Un lado se inventó la historia a su favor, y el otro al suyo.
Bütün gereksiz toplantıları yaptıkları halde kralı böyle aşağılayan bir davranışa ne cüretle kalkışırlar.
¡ Hacen todo tipo de inútiles reuniones! ¡ Cómo pueden mostrarle tal desprecio al rey!
Sonunda aşıklar birleşiyor. Ama çok kısa sürüyor.
Al fin, los amantes se unen aunque sea brevemente.
Kar, kısa Kuzey Kutbu yazının sonunu ilan ediyor.
Señales de nieve al final del verano corto del Ártico.
Bu şartlar altında, bir ada felaketten etkilenmeden kalmışa benziyor.
En este caso, una isla aparentemente al margen de la desolación circundante.
Bir haber alırsam en kısa sürede seni ararım.
Te llamo tan pronto que sepa algo.
O kısa vadeli bir iş : bugün al, yarın sat.
Eso es a corto plazo : compra hoy, vende mañana.
Al, bana nasıl ah-do-sa-kki oynanacağını öğret.
Tome, enséñeme cómo jugar ah-do-sa-kki.
Ama herkes onunla aynı fikirde değildir ve mutsuzdurlar ve kısa zamanda kendini, yalnızca fabrika sahiplerinden değil, aynı zamanda işçilerden de kaçarken bulur ; hepsi işlerini kaybetmekten korkmaktadır.
Pero no a todo el mundo le gusta el invento, y al poco le persiguen no tan solo los duenos de la fabrica sino tambien los obreros que temen por sus empleos
Kısa süre içinde yeni bir bisiklet alınmasına rağmen, ağlamaktan gözlerim şişmişti.
Llore por mucho tiempo. Incluso cuando la nueva bici estaba por llegar.