Anıma tradutor Espanhol
1,137 parallel translation
Her geriye doğru gidişimde- - hayatımda ki bir önceki anıma her zıplayışımda, anıları ve tecrübeleri topluyorum.
He estado viviendo mi vida hacia atrás, volviendo al pasado, acumulando recuerdos y experiencias durante mi viaje.
Yardımsever bir anıma denk gelebilirsiniz.
A lo mejor tienes suerte y me encuentras de humor compasivo.
Öyle bir an geldi canıma tak etti.
En una reunión dije a favor en vez de por favor.
Ama son anıma kadar onu sevdiğimi.
Pero que la quise hasta el final.
Dudaklarının dudaklarıma değme anısı kanımı donduruyor.
El recuerdo de tus labios me congela la sangre.
Benim çocuğum da 8 yaşında. Eğer hiç yaşlanmasaydı... ... beraber geçirdiğimiz her anı bağrıma basardım.
Yo tengo una hija de ocho años, y si no creciese ni un día más seguiría disfrutando de cada momento que paso con ella.
Mükemmel kadını aramayı bıraktığım an, kucağıma düştü.
Cuando dejé de buscar a la mujer perfecta, ella cae en mi regazo.
Ve onlara yanlış bir gözle bakmadığıma bahse girebilirsiniz. Beni anında kovarlardı...
Con solo mirarles mal, me habrian despedido de inmediato.
Bence şu an, asıl yardıma ihtiyacı olan Kumandan Chakotay.
Ahora es el comandante Chakotay quien necesita nuestra ayuda.
- Şu an aklıma gelen tek şey- -
- Lo único en lo que debo pensar...
Görevim, arkadaşıma zor bir anında yardım etmek.
Mi misión es ayudar a mi querido amigo... en una situación muy importante y delicada.
Söylemediği şey ise, şu an bildiklerimle başa dönecek olsam, bu insanlara bulaşınca başıma gelecekleri bilsem, tüm rakamları bilsem, tüm olasılıkları, tüm açıları...
Lo que no dice es que si pudiera volver sabiendo lo que sé ahora sabiendo dónde terminaría si me involucrara con esta gente sabiendo todos los números todas las posibilidades, todos los ángulos...
- "AN"...
- Ma...
Bin Dokuz Yüz'ün rıhtıma inerken onu izlediğini anımsıyorum ve bütün söylediği şuydu :
Recuerdo que Mil Novecientos lo observó, mientras caminaba por el muelle,... y sólo dijo esto :
O fünye, 30 saniye geri sayıma ayarlı bu yüzden herkese, "Sona kalıp, o fünyeyi ateşlerseniz, bir an evvel toz olsanız iyi olur..." "... yoksa uzun ömürlü olamazsınız. " diye uyarıda bulunsanız iyi olur.
Solo tenemos 30 segundos de mecha, así que dile a todos que el último con vida tendrá que darse prisa o no vivirá mucho.
Sizi gördüğüm an başıma dert olacağınızı anlamıştım zaten.
- Sabía que me iban a dar problemas. Lo supe cuando los vi.
Anne... An...
Mamá... ma...
anılarınla bir başıma oturuyorum.
En momentos de estrés, el corazón produce recuerdos.
Dru'yla senin her an benim yardımıma ihtiyacınız olabilir.
Tú y Dru pueden necesitar un par de manos extras.
Benim önceki hayatıma dair bir anım yok.
Yo no recuerdo vidas pasadas.
Ailemle ilgili anılarıma karşı gelmemi benden isteyemezsiniz.
No tiene derecho a violar la memoria de mi familia.
Gördüğün gibi, halkıma ait anılar diğer türler tarafından tutulamaz.
La memoria de mi pueblo no puede ser detenida en la mente de otras razas.
Aniden saçının gözüne girdiği an aklıma geldi ve saçlarını düzelttiğimi ve çillerini gördüğümü hatırlıyorum.
De repente vi una imagen... de tu cabello metiéndosete en el ojo... y te lo quité, y tenías una peca...
Şu an tamamen rüyadayım. Rüyada olduğum sürece altıma işesem de bişe olmaz.
Fue la primera nave espacial en aterrizar en la superficie de Marte.
Böyle konuşurken anılar geliyor aklıma.
Todo vuelve a mi memoria.
Ticaretin ağır yükünü ben omuzlarıma alacağım. Domuzlar eski binbaşının düştüğü yeri onun anısına adadılar. Jessie :
Yo mismo asumiré la carga del comercio.
* Ve anıları, hala geliyor aklıma * - Evet.
Sí.
"İhtiras Tramvayı" ndaki bir an aklıma geldi.
De una manera graciosa, esto me recuerda un grandioso momento de un tranvía llamado deseo
Onu görünce az kalsın şey yaptığımız an aklıma geldi -
Siempre que la vea, recordaré ese momento en el que casi- -
Ma'chello'nun laboratuarından alınan herşey şu an 51. Bölge'de. Veri tabanına yerleştirildi.
Todo lo del laboratorio de Ma'chello está en el Área 51 y en la base de datos.
- Son zamanlarda her an kendinde hayatıma karışma mecburiyeti hissediyorsun.
Es que a veces, últimamente, todo el tiempo tienes la tendencia, el hábito, la compulsión de dirigirme la vida.
Sen onu külahıma anlat tatlım, şu an meşgulüm.
Muy bien, guárdatelo para el club de comedia, cariño, estoy ocupada.
Uzun hikaye, ama içimde bu anı daha önce yaşadığıma dair belirgin bir his var.
Es una larga historia pero tengo la sensación que viví este momento antes.
Şu an sadece iki çocuk var... ve yardıma ihtiyaçları var.
Sólo hay dos jóvenes ahora y necesitan ayuda.
Aklıma bir an senin kovulmuş olabileceğin geldi.
Por un segundo Pensé que te habían disparado ahí afuera
İşte o an, aklıma bir fikir geliverdi...
Fue entonces que una idea surgió en mi mente...
O an, bilemiyorum ki, bir bakıma rahatlamıştım.
Fue un momento de... No sé, me sentí aliviado.
Grubun beni kovduğu anı hatırlıyorum onlara çeki düzen vereceğime ve uyuşturucuyu bırakacağıma söz verdim.
Recuerdo cuando me echaron. Prometí que dejaría de portarme mal y tomar substancias.
O kadar kuvvetli ki dudaklarıma dokunursan anında ölürsün.
Es tan fuerte que el solo toque de mis labios mata.
Dinle, şu an bunu yapamam. Çünkü anneme yürüyüşe çıkacağıma söz verdim.
Escucha, no puedo hacer esto porque le prometí a mi madre que iría a caminar.
Şu an aklıma gelmeyen bir oyun oynayabilirsiniz.
Podrían jugar a "Adivinen Qué Me Olvidé".
Gizli kalmam gerekirdi ama, ah, şu an bilinçaltın farkıma vardı.
Se suponía que permanecería oculto, pero... ahora tú y antes tu subconsciente, se estan dando cuenta de mi presencia
Maquis'in kesin üyelerine saldırdığıma inanıyorum- - yaptıklarıma ait hiçbir anımın olmadığı suçlar. Ben...
Creo que tengo...
An-ne.
¡ Di Ma-Ma!
Uzaklarda olan anılarıma kazınmışken yanı başımda olanı unuttum.
El que no está aquí lo tengo en mi memoria... y el que está justo aquí, lo tengo olvidado.
Ojo de Agua'da, kız kardeşlerimle geçirdiğim çocukluğumdan daha mutlu bir an aklıma gelmiyor.
No puedo recordar otro tiempo más feliz en mi vida.. ... Que el de mi niñez con mis hermanas en Ojo de Agua.
Aklıma geldiği kadarıyla, hatırlanmaya değer tek anım bu.
Mirando hacia atrás, es lo único que recuerdo que vale la pena.
İki santim daha sağıma gelse, şu an ölüydüm. Resmen vuruldum.
Dos pulgadas más a la derecha y estaría muerto.
Apache sürekli ilerliyor paylaşıma açık şekilde ve 66 % gibi bir uptime şu an
Apache ha estado constantemente ganando un pedazo del mercado inclusive hasta el punto que tiene cerca del 66 % ahora
Şu an neye baktığıma inanamayacaksın.
No vas a creer lo que estoy viendo.
Anımsadığıma göre paranoya iblisi Thesulac'tı.
Un demonio paranoico, si recuerdo bien. No lo sé.