Asit tradutor Espanhol
2,012 parallel translation
Tahminimce asit.
Quizá ácido.
Tiffany asit alacak bir kıza benzemiyor.
Tiffany no me parece una chica que tomaría ácido.
Beş bin yıllık asit reflüsü insana bunu yapıyor.
5 mil años de reflujo esofagal te pueden hacer eso.
Ve birisinin yakından incelemek istemesi durumunda, biraz klorik asit ve eğe eskisini okunmaz hale getirmeye yetecektir.
Y por si acaso alguien decide verificarlo el ácido clorhídrico y una lima hacen que el número grabado en el chasis sea imposible de leer.
Belki kahvedeki asit makineye bir şey yapmıştır.
Quizá el ácido del café haya causado que la otra cosa no funcione.
Dioksiribonükleik asit.
Ácido desoxirribonucleico.
Sence asit mi fırlatıyor?
¿ Cree que dispare ácido?
Timothy Leary'den bile daha fazla asit atıyorlar.
Consumen más ácidos que Timothy Leary.
Çıplak ayakla dolaşıp, bir de asit atınca...
La combinación de pies descalzos y ácidos...
Bunun asit olduğuna emin misiniz?
¿ Estás seguro de que era ácido?
Benim de midemde asit fazlalığı var. İyi geçiniriz.
Y yo tengo un estómago hiperácido, lo negociaremos.
Kömür yakan santrallerden kaynaklanan asit yağmurları, kurşun seviyelerini ülke ortalamasının 87 kat üzerine çıkartıyor.
Lluvias ácidas de las plantas de energía quemadoras de carbón han aumentado los niveles de mercurio 87 veces sobre el promedio nacional.
Asit yok, alkalin yok. Tamamen steril kanallar.
Nada de ácido ni alcalinos en la base, un medio totalmente esteril.
Neyse, oda arkadaşı bu olaya tanık oldu, ben de asit almıştım hepsini üzerine döktüm.
Si, de todos modos, su compañera de cuarto lo presencio y yo habia cogido algun acido, asi que me descompuse, sabes?
Bir keresinde bir avuç asit almıştım. Sonra aletimi bir Dolphin'e benzettim.
Una vez tomé un montón de ácido y creí que mi verga era un delfín.
Bu asit!
¡ Es ácido!
Radyoaktif asit.
Ácido radioactivo.
Asit?
¿ Ácido? Tengo una base neutralizadora.
Asit.
El ácido.
Hayaletler için asit gibidir.
Es como ácido para los fantasmas.
Yakıcı bir asit.
Ácido caliente.
- Hidroflorik asit.
- Ácido fluorhídrico.
Strahm'ın parmak izi analizinde kalıntılarda bulunan ürik asit seviyesi aktif epidural metabolizmasıyla tutarsız çıktı.
Analizando más profundamente las huellas digitales de Strahm se descubrió que los niveles de ácido ulírico eran inconsistentes para alguien con un metabolismo epidural activo.
Sitrik asit mi?
¿ Acido cítrico?
Asit düzeyi düşük ama keton hala yüksek.. - Almamız gerekiyor.
Descartadlo antes de transferirlo.
Asit giderici.
Antiácido.
Bir hayli kötü durumdaymışsın. Ve bu asit giderici yüzünden olmaz.
Ud. estaba muy mal y no fue debido a antiácidos.
Asit mi?
¿ Ascitis?
Karbolik asit mi?
¿ Ácido carbólico?
Borik asit.
Ácido bórico.
Borik asit mideden de, deri yoluyla da emilebilir.
El ácido bórico puede ser ingerido o absorbido por la piel.
Hidroklorik asit, magnezyum şeritleri.
Ácido clorhídrico, virutas de magnesio.
Ülserli olması kanında asit gidericinin fazla olmasını açıklıyor.
La úlcera explica los altos niveles de antiácido en su sangre.
Ve musluktan akan şeyde de her türlü pislik mevcuttur : ... florür amonyum, klor, nitrik asit.
Y lo que sale del grifo tienen toda clase de basura, fluoruro, amonio, cloro.
Bakın, şu gayzerler asit saçıyor.
Mire, esos géiseres expulsan ácido.
Bu kupanın içine hidroklorik asit mi koydun?
¿ Pusiste ácido clorhídrico en ésta taza?
Bir çeşit sülfürik asit karışımı ile her şeyi eritmiş.
Con ácido sulfúrico, puedes desintegrar cualquier cosa.
Gözlerine asit dökerken çıkan cızırdama sesi mi?
¿ Es el siseo del ácido cuando lo viertes sobre sus ojos?
Bileşik olarak etkimesini istiyorsanız, asit derecesini arttırmalısınız.
Hay que incrementar la acidez si queremos que actúe como compuesto.
Klor gazı nemli dokuya temas ettiği zaman bir çeşit asit üretir.
Mira. El cloro produce un ácido cuando entra en contacto con el tejido húmedo.
Biliyorum, asit gibi ama Bu benim adım.
Sé que suena como un reflujo ácido, pero es mi nombre.
Hatırla, daha dün yüzümü lavaboda neredeyse bir şişe asit ile yıkıyordum?
¿ Recuerdas ayer que casi me lavo la cara en un fregadero lleno de acido?
Çok aptal bir isim ama belki siyanüre prusik asit denmesini açıklayabilir.
Creo que eso explica el ácido prúsico. En verdad, señor.
- Çeşmedeki suda seyreltilmiş hidroklorik asit var.
El agua en la fuente tenia acido clorhidrico diluido.
Evet, temel olarak kil bir kapsül yapılır, bu kil Irakın güneyinde doğal olarak bulunmaktadır. ve sonra küçük bir bakır kaplama, ve hat boyunca demir çubuğu ayıran asfalt bir tıpa kullanıyoruz. ve bunların hepsini bir araya getirip, biraz zayıf bir asidik asit kombinasyonu kullanarak, örneğin sirke, üzüm suyu, şimdi olduğu gibi portakal suyu, şarap... bir şarj oluşturmak mümkün olacaktır.
Básicamente, está hecho de arcilla encontrada en el sur de Irak y usaban una fina lamina de cobre con un tope de asfalto envolviendo un eje de hierro todo eso junto, con el adjunto de un acido débil como vinagre, jugo de uva, jugo de naranja o vino
Çünkü fosforik asit erkeklerde kellik yapıyor.
Porque el ácido fosfórico provoca patrones de calvicie masculina.
- Asit banyosu katili.
- El asesino del baño de ácido.
Yüksek miktarda kükürt gazı bu olay sırasında atmosfere karışırken kendini gizleyecek şekilde oluşan sülfürik asit damlacıkları hem güneş ışığını engeller, hem de iklimi soğutur.
Enormes cantidades de gases ricos en azufre arrojados a la atmósfera. Gotas de ácido sulfúrico formando una bruma que bloquea la luz del Sol y enfría el clima.
Oluşan asit yağmurları da bitki örtüsünü tamamıyla yok eder.
Lluvia de ácido sulfúrico matando la vegetación.
Asit giderici?
¿ Antiácidos?
Sen folik asit alıyorsun.
Tú tomarás ácido fólico.