Atlantic tradutor Espanhol
1,302 parallel translation
Ve, düşündükki, bu öğleden sonra hepimiz tüm hafta sonu Atlantic City'ye gidiyoruz!
Entonces, hemos pensado, que esta tarde deberiamos todos irnos por todo el fin de semana ah, Atlantic City!
Ooh, Atlantic City!
Ooh, Atlantic City!
Ve, Atlantic City ile geldim.
y, a mi se me ocurrio lo de Atlantic City.
- Atlantic City!
- Atlantic City!
Atlantic City, bebek!
Atlantic City, baby!
- Atlantic City, tamam mı?
Me reunire con Evan hoy, y confia en mí, el está bien.
Takılıyoruz. Moose, Atlantic City konusunda cevabın ne?
Cuando me case con Carrie, hubo una pequeña parte de ti que consideró que tal vez, no sé, que yo no era lo suficientemente bueno para ella?
Atlantic City'ye gelmiyorum.
Yo, no tan inteligente. No tan sexy.
Doug, eğer "Atlantic" ya da "City" dersen canını yakarım.
Realmente, no podes? No Entonces ¿ por qué gritas cuando te toco?
Ondan önce de Atlantic City'de.
Y antes de eso, Atlantic City.
Yalnız kalana kadar bekleyemez misin? Atlantik Havayollarının Londra'ya kesintisiz ve oradan da Atina'ya... - Seni Seviyorum.
Bienvenidos al vuelo de Virgin Atlantic a Londres... que continúa a Atenas.
Atlantic Caddesi'nde yapabileceğiniz hiçbir şey yok.
No pueden hacer nada en Atlantic Avenue.
Atışı Atlantic Otel'den Lee Thistlehom yapacak.
Ahora arriba, el hotel Atlantic Lee Mistlehorne.
Sen ve Steve'in Atlantic City'deki gibi mi?
¿ Como tú y Steve en Atlantic City?
Biri bir paketi göndermek için yıldızlararası bir uzay gemisi mi kiraladı hem de Atlantic City'e?
Es increíble que alguien contrate una nave interestelar... para entregar un paquete en Atlantic City.
Atlantic City'ye gitmeliydik. O zaman seks konusu hiç açılmazdı.
Debimos habernos ido a Atlantic City y lo del sexo no habria sido un inconveniente.
75'te Atlantic City'deyim. Havalandırması olmayan bir odada deli gibi çalışıyorum.
- Me acuerdo que en el 75 estaba en Atlantic City, en una sala sin aire.
Etrafıma bakıyorum. Atlantic City'de değil, Meksiko'dayım.
Resulta que no estaba en Atlantic City, sino en México.
The Atlantic babam hakkında olanı yayınladı.
The Atlantic publicará el de mi padre.
Atlantic Records'da 1 964-1 971 yıllarında yapımcı. Aretha, Wilson Pickett Solomon Burke ile tanışmak.
Conoceré a Aretha, Wilson Pickett, Solomon Burke.
- Vegas'a Atlantik City'ye, Reno'ya gitmiş, tüm parayı... oynayıp kaybetmiş ve hesabı sana çıkarmış.
Las Vegas, Atlantic City, Reno. Perdió todo y te dejó a ti con la deuda.
Atlantic American Havayolları Kayıp Bagaj Bölümü'ne hoşgeldiniz.
Habla con Equipajes Extraviados.
Atlantic American Havayollarında her zaman müşteri memnuniyeti önce gelir.
Para American Airlines, la satisfacción del cliente es esencial.
Gaylord Focker, Atlantic American uçuş 27, saat 2 : 35.
Gaylord Focker, Atlantic American. Salida, 2.35. - ¿ 2.35?
Nereye Atlantic City'e mi?
A donde? A Atlantic City?
Atlantic City'de üstsüz dans eden de ben değilim!
Ni soy yo quien bailó topless en Atlantic City.
"From Here to Eternity" de Montgomery Clift, Burt Lancaster'la oynamıştı. O da "Atlantic City" de Susan Sarandon'la, o da "White Palace" Kevin Bacon. İşte.
Montgomery Clift que actuó en De aquí a la eternidad con Burt Lancaster que actuó en Atlantic City con Susan Sarandon que actuó en Pasión sin barreras con Kevin Bacon. ¿ Qué tal?
O zaman Monica da Atlantic City maceranı öğrensin.
¿ De veras? Monica debería saber sobre Atlantic City.
Atlantic City çıkışı geliyor.
Ya viene la salida a Atlantic City.
Atlantic City'ye gitmek istiyorum desene! - Kapa çeneni!
Dile que no podemos irnos debido a la neblina...
Vay be! Atlantic City!
- ¡ Atlantic City!
- Atlantic City'ye gittiğimizi. Söyleyemezsin!
- Que nos fuimos a Atlantic City.
Herkes kumar oynar, Atlantik City'deki bir profesyonelden kazı kazan kazıyan yaşlı bir kadına kadar.
Todo el mundo juega desde el tahúr de Atlantic City a la ancianita que raspa un billete de lotería.
Dört evle birlikte Atlantik caddesi.
Atlantic Avenue con cuatro casas.
Size ışıl ışıl bir Vegas yarattım. Onu kıt bir Atlantic City'ye çevirdiniz.
Les di un fastuoso Las Vegas y ustedes lo convirtieron en un mediocre Atlantic City.
Waldemar Wyczchuk, ayın 14'ünde Atlantic City'de onunla ıstakoz yedin.
Comiste langosta fra diavolo con él en Atlantic City el 14 de este mes.
Virgin Atlantik'e bağlı ES12 Los Angeles uçağı alanımıza inmiştir.
Virgin Atlantic anuncia la llegada del Vuelo ES12 desde Los Angeles.
Whitney, Atlantic City'deki işi hatırlıyor musun?
Whitney, ¿ recuerdas aquel número en Atlantic City?
Bir süredir Atlantik'de çalışıyordu.
Te ayudará esta noche. Trabajó en el Atlantic.
Atlantic City'den dolandırıcı.
Estafador de Atlantic City.
Bu hafta sonu seni Atlantic City'ye götürmeliyiz.
Tenemos que ir a Atlantic City este fin de semana.
Atlantic City'deymiş.
¡ En Atlantic City!
Hayır, Atlantic City'ye gitmeyeceğiz.
No iremos a Atlantic City.
Atlantic City'ye gittik ve Lionel Richie'yle tanıştık.
Fuimos a Atlantic City, y conocimos a Lionel Richie.
Beraber Atlantic City'deyken seni güldürdüğüm ve gülmekten yemeği kustuğun anılar gibi mi?
Como cuando fuimos a Atlantic City y te hice reír tanto que vomitaste la carne.
Komşu, ev sahibesinin geçen cuma Atlantic City'ye gittiğini söyledi.
La vecina dijo que la dueña de la casa se fue a Altantic City el viernes.
Kocası Atlantic City'ye sıkça gidermiş.
El maridito iba mucho a Atlantic City.
Önümüzdeki hafta dördümüz Atlantic City'ye.
Creo que, ¿ por qué estoy aquí en lugar de con mi esposa y el hijo?
İki :
Productor, Discos Atlantic... 1964-1971.
Aslında teslimat yapmayacaktık. Kumar oynamak için Atlantic City'ye geldik.
'Pues, en realidad no tuvimos otra entrega nos fuimos a Atlantic City a apostar!
İyi günler. Sizlere Virgin Havayolları ve uçuş personeli adına hoşgeldiniz diyoruz.
Quisiera extenderles una calurosa bienvenida a cada uno de ustedes en nombre de toda la tripulación de Virgin Atlántic.