Avion tradutor Espanhol
476 parallel translation
Bir sonraki uçağınız ne zaman?
¿ A que hora sale el proximo avion?
Üzgünüm, seni giderken bekleyemeyeceğim, ofise geri dönmek zorundayım.
Siento no poder esperar a que salga tu avion, pero tengo que ir a la oficina.
Zamanı gelince, gider ve uçağa el koyarız.
Hasta que sea la hora de irse y tomar ese avion.
"En çok havada beraber olmak istediğimiz kız" seçmesi.
"la chica que nos gustaría llevar en avion" ¡ y que ustedes hayan dado... mi nombre a este esplendido avión!
Ama o uçak ediyor ve siz de ediyorsunuz.
Pero este avion, si... y ustedes también, muchachos.
Uçağa binseydik bütün gece oturuyor olacaktık!
? Tambien estariamos sentados toda la noche en un avion!
Uçağa binmiyoruz, trene biniyoruz, biletlerimizin olduğu trene bir kompartıman için, iki güzel yumuşak yatak, tam bu sırada, iki sarışın...
No vamos en avion, sino en tren, para el que ya teniamos billetes para una habitacion con dos camas agradables y comodas, donde, en estos momentos, dos rubias...
Japon intihar uçağı 40 kişilik topçu birliğindeki... herkesi öldürmüş. Yemekhanedeki... subayları ve Doug'ı da.
Un avion suicida japonés se estrelló contra el destructor, mató a todos los integrantes de una batería antiaerea de 40mm, impactó finalmente la cámara de Oficiales matando a Doug y a otros oficiales.
Sanırım bazı durumlarda uçakların trenlerin yerini asla tutamayacağı kanıtlanmış oluyor.
Creo que esto prueba que en ciertos lugares el avion nunca reemplazara al tren.
9 daki ile geldim.
Llegué en el avion de las nueve.
Güneye dogru bir düsman uçagi görüyoruz. Görüyor musun?
Tenemos un avion no identificado al sur. ¿ lo puede ver?
- Kuzeydoguya giden uçagi gözlemle.
- Identifique avion al noreste.
Kuzeydogudan güneybatiya yol alan küçük egitim uçagi...
Pequeño avion de entrenamiento direccion sudoeste...
Yarbay... Uçaginizda benim için yer var mi?
Coronei, ¿ hay sitio para mi en su avion?
- Bir dakika, simdi... Gavabutu'da gebermek istemiyorsan, o uçaga binsen iyi olur.
- Espere un... sera mejor que coja ese avion si no quiere morir en gavabutu.
O uçaga onunla binmek için bir mazeret bulsan, iyi edersin.
Sera mejor que se invente una excusa y nos larguemos en ese avion.
- Pearl'den, uçakla.
- En avion desde pearl harbor.
Zorunlu olarak en az bir tane uzun menzilli alabilmeliyiz, hem de simdi.
Necesitamos ai menos un avion de largo alcance ahora mismo.
Annalee... Baskomutanlik, özür diliyor. Uzun menzilli uçak veremezlermis.
annaiee... ei estado mayor pide excusas, pero no pueden enviar ningun avion.
Operasyonla kontrol etmeden ona bir uçak mi verdin yani?
¿ le dio un avion sin consultarlo con operaciones?
- Belirtmem gerekli.
- He de dar cuenta dei avion.
Evet, çok küçük bir uçak olabilir.
Si, podría ser un avion muy pequeño.
Onları durdurmak için tek şans uçakların roket dik durumdayken fırlatılmadan hemen önce üstüne geçebilmeleri.
La unica esperanza de detenerlos es si un avion pasa por encima cuando el cohete esta vertical, antes de ser disparado.
Par avion Par bateau
Par avión Par bateau
Uçağa gidiyorlar.
van al avion
Kaybedeceğim ne vardı ki?
Usted sabe, volar en avion, llendo a hoteles de fantasia.
Bu ihtimali düşündükten sonra ne kadar dikkatli olursam olayım, ölüm vaktim geldiyse kaldırımda yürümemin ya da uçaktan atlamamın bir şey değiştirmeyeceğini fark ettim.
Despues de considerar todo esto, Me di cuenta que pese atodos mis esfuerzos, cuando llega la hora de mi muerte, no importa si voy caminando por la calle o me he obsesionado en saltar de un avion.
Wright kardeşler uçağı icat ettiğinden beri bütün gezegen, parasını ödeyebilen, tüm insanların tatil mekanı haline geldi.
Desde que los Hermanos Wright inventaron el avion, el planeta entero se ha hecho campo de vacacion para los que pueden pagar el pasaje.
Bu uçağın pilotu ehliyetini daha yeni almış. Başarısını kutlamak için, üç arkadaşıyla bir uçak kiralayıp yeni yeteneklerini göstermek istemiş.
El piloto de este avion acababa de recibir su titulo, y para celebrar el evento, llevo a tres amigos en un avion arrendado para desmotrar su pericia.
Hareketlerinden birinin ortasında, öyle hızlanmış ki kanat uçağın gövdesinden kopmuş. Tüm kontrolünü kaybedince, ve uçak yakınlara bir yere çakılmış.
En medio de una, iba a tanta velocidad, que el avion perdio un ala, se perdio el control, y el avion cayó en un campo.
Bir ticari 727 uçağı gökyüzünde bir hafif uçakla çarpışmış ve ikisi de San Diego'da bir yerleşim alanına düşmüştü.
Un avion a chorro 727 tuvo una colision en el aire con una avioneta. Ambos cayeron en una zona residencial de San Diego, California.
Bu insanların tekrar bir uçağa binmesi çok uzun zaman alacaktır.
Seria mucho tiempo antes que la gente de esta zona tomarian un avion.
'Paradeen Kontrol Merkezi'nden Lunar Mekiği Avion'a.
Centro del control de Paradeen a transbordador lunar.
'Lunar Avion cevap veriyor.
Aquí el avión lunar, respondiendo.
'Çok iyi, Lunar Avion. Bizim 20 saat önümüzdesiniz.
Están 20 horas retrasados respecto de su HEL.
Bu gece uçağa binmelerini istiyorum.
Quiero que cojan un avion esta misma noche.
Seattle uçağından şimdi indim.
Apenas bajé del avion en Seattle.
Kimse uçağa yaklaştırılmayacak!
¡ Ahora! ¡ Y que nadie se acerque al avion!
Hava hattını birçok kez görmüş olduğunu düşünmelisiniz.
El tuvo tiempo de sobra para ver el avion comercial.
Mach 2'den daha hızlı seyreden bir uçaktan bilinmeyen ses izi.
Sonido no identificado de un avion que supera la velocidad Mach 2.
Kendini tanıtmayı reddetmiş.
El avion se negó a identificarse.
Bir Sovyet uçağının hedef olarak uçması gerekebilir.
Se precisa un avion sovietico como blanco para los misiles.
Uzaktan kumanda kuyruk ünitesi varmış, ayrılıp ateşlenmiş.
El avion llevaba un dispositivo en cola que se desprendió e incendio.
- Söyledim sana, uçağın kuyruk topçusuydu.
Te dija que no era más que encargado de la ametralladora a bordo del avion.
Uçak bizsiz kalmak üzere.
El avion esta a apunto de irse sin nosotros.
Bayan Dolly Parton uçakta mıydı biliyor musunuz?
Sabe usted si la Srta Dolly Parton iba en el avion?
Dolly Parton uçakta mıydı?
Iba Dolly Parton en el avion?
Uçakta mıydı?
Iba en el avion?
Burt Reynolds'un uçakta olmadığından emin misiniz?
Esta seguro de que Burt Reynolds no estaba en el avion?
Eğer uçaktayken bir el bombası sallarsa tepemize bizi düşürebilir.
- No con MacGyver suelto. Si lanza otra bomba cuando estemos en el avion, nos podemos freir.
Demek bu sizin pilotsuz uçağınız.
Asi que este es nuestro avion no tripulado...