Azrail tradutor Espanhol
538 parallel translation
Azrail peşinde zaten.
La muerte llama a su puerta.
- Azrail yokladı sanki.
- Un gato caminó sobre mi tumba.
Tanrı korusun ama, isim vermemekle birlikte bunun Azrail'in davet listesinde olan bir aile olduğunu söyleyebilirim.
Y sin mencionar nombres, dire decir que es una familia presente en la agenda del ángel de la muerte.
"Biliyorum, insanoğlunun çıkış yapması için Azrail'in on binlerce farklı kapısı olduğunu Açılır kapanırlar acayip geometrik menteşelerle, Açabilirsiniz onları her iki yöne de"
La muerte tiene diez mil puertas para que salgan los hombres... y se mueve de tal forma que se puede salir en los dos sentidos.
Flörtlerim ise Azrail ileydi.
Mis flirteos, con la muerte.
Azrail dışında ne bir bayrağı ne de bir düşmanı tanıyordu.
No conocía más bandera ni más enemigo que la muerte.
Azrail'in o üç kemikli parmağı yeryüzünden dışarı çıkmış ve onun yere çakılmasını bekliyordu.
Esos tres huesudos dedos de la muerte. Que se alzan de la tierra esperando hacerle caer en picado.
- Leylek ve Azrail başa baş gidiyordu.
- Stork y Grim Reaper corren a la par.
Azrail'i bile çiğnemeden yutar bu.
Podría masticar incluso una segadora.
Azrail kadar dakik desek yeridir.
Sin ningún tiempo muerto, si se puede decir eso.
Ona sahip çıkması için Azrail'i gönderdi.
Envía al Ángel de la Muerte a por él.
Azrail onu çağırdı.
El Ángel de la Muerte ha sido convocado.
Azrail hakkında söylediklerimi hatırla.
¿ Recuerdas al Ángel de la Muerte?
Azrail'i çağıran adam.
El que ha convocado al Ángel de la Muerte.
Azrail.
Azrael.
Azrail ettin herifi başımıza.
¿ Crees que es Azrael?
Azrail'in nefesi ensemizde.
¡ La guadaña de la muerte está a punto de golpear!
Ama size başka şey soruyoruz. Onların buradan birlikte çalıştıkları örneğin "Azrail bölükleri".
Pero le preguntaba sobre los extremistas y los policías brasileños que colaboran con los de aquí con, por ejemplo, los "Escuadrones de la Muerte".
Azrail bile beni korkutamaz.
¡ Ni la Parca me asusta a mí!
Azrail'in çağrısını duyabiliyorum ve bu ay kimseyi öldürmedim.
Me siento como bailando en espuma. Escucho a las Hadas que anuncian la muerte llamando.
Öfke, Öfke, Yüce Tanrı'nın gücüyle bir Azrail'dir.
Violencia, violencia es el nombre de la guadaña y tiene el poder del Dios supremo.
İşte Azrail ile böyle uğraşılır.
Ésta es la manera de luchar contra la siniestra hoz :
Müşteri olmazsa, annen bu gece Azrail'in misafiri olacak.
Sin clientes, tu madre tendrá un visita del ángel de la muerte.
Ölmeden önce ulu aklımı bu makineye geçirmeyi planlıyorum, bu sayede Azrail'i de büyük ödülünden etmeyi düşünüyorum.
Antes de morir, voy a transferir mi gran intelecto a esa máquina, de modo que voy a ganarle la partida al mismísimo creador.
Ted! Azrail bu, ahbap!
Ted, es la Muerte, Amigo.
Doğru. Azrail'le o oyunu oynamalıyız! Doğru.
Tenemos que jugar contra la Muerte.
- Ne var? "Azrail'den korkmayacaksın."
"No le temas a la Muerte".
Bu sevimli bayansa Azrail.
Esta hermosa dama es la Muerte.
"Azrail'in playback skandalı!"
- ¿ Batería? - chequeado. - ¿ Teclados?
Azrail'in SOLO ALBUM PROJESİ YATTI, W.S.'YE DÖNÜŞ
- ¿ Guitarras, bongos y congas? - chequeado.
Azrail olur mu?
La parca?
Eğer azrail tarafından saplı olduğunuzda Sen kutlamak olamaz.
No se puede celebrar cuando la Parca te anda acechando.
Azrail bu kadar da meşgul olamaz.
La muerte no puede éstar ocupada.
Azrail gibi dolaşıyorsun.
Te ves como La Muerte.
Azrail, gördün mü?
Es la Parca.
"Anneciğim" veya "Wanda'yı seviyorum" u falan anlıyorum da Azrail neyin nesi?
Entiendo un tatuaje de "Mamá"... o "Yo, corazón, Wanda", pero ¿ porqué la Parca?
Önce, Azrail olup benim üzerime çullanıp işimi bitirmeye geldin.
Antes de convertirte en ángel exterminador y lanzarte sobre mí...
Artık Azrail'in gözüne bakmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsun, Daggett.
Ya sabes lo que se siente ver a la Parca a los ojos, Daggett.
Azrail'den bir adım öndeyiz.
Ganándole a la muerte.
Görüyorsunuz ya! Azrail herkesi ziyaret edebiliyor!
Ya ve la muerte nos llega a todos.
Bu gece Azrail " le beraberdin.
La Parca está visitándote.
Azrail, kelimesi kelimesine ölüm anlamına gelmez.
El Segador Austero no significa la muerte en un sentido literal.
Önceki çalıştığı radyodaki herkes onun Azrail olduğunu düşünüyor.
Tenia aterrados a todos en la emisora donde trabajaba.
Azrail beni yoklamış gibi hissediyorum.
Es como si alguien hubiera pasado sobre mi tumba.
Azrail gibi bir gülümsemesi vardı.
Tenía la sonrisa de la mismísima muerte.
- Ben Azrail'im... ve adın benim listemde.
- Soy la Muerte y tu nombre figura en mi lista.
Azrail'e benziyor.
te estas dirigiendote mucho a la cima? vas a esquiar?
- Neden Azrail, bize doğru geliyor?
cual es tu preza en mira? nadies!
- Ocağın altını kıstın mı? - Baba, Azrail geliyor!
Projecto Alpha?
Ben Azrail, Kenny öldükten sonra geliyor diye sanıyordum.
[suena la campana]
"Hava Gitarının Hava Kirliliğini Önlediği Öğrenildi" AZRAİL, INDY 500 YARIŞINI KAZANDI
LA MUERTE GANA EL INDY 500