Bahse varım tradutor Espanhol
2,190 parallel translation
Dedim ki, bahse varım bir sporcu yerine bir manken gibi giyindiğinde, masada oyununu oynamak yerine sigara ve martini içtiğinde rahatsındır.
- Dije, ¡ que estoy seguro de que estás cómodo... vistiéndote como un modelo en lugar de como un atleta, bebiendo martinis y fumando... en vez de guardar el juego para la mesa!
Bahse varım yine o zavallı keseli sıçanı taciz ediyordur.
Apuesto a que está asediando a esa pobre zarigüeya de nuevo.
Bahse varım ameliyat olduğundan bile haberi yoktu.
Apostaría que ni siquiera sabía que había sido operado.
Bahse varım, Craig ile elimizdeki 40'lıkları sizden hızlı bitirebiliriz.
Les apuesto que Craig y yo podemos ingerir nuestros 40 onzas más rápido que ustedes.
Galiba bahse varım.
Creo que tomaré esa apuesta.
Bahse varım acıkmışsındır, değil mi?
Con hambre me imagino, ¿ no?
Lois, Bahse varım ben senden daha fazla çamaşır suyu içebilirim.
Lois, apuesto a que puedo vever más lejía que tú.
Bahse varım ki Jeff Probst'un da böyle bir evi vardır.
Apuesto a que Jeff Probst tiene una casa como ésta.
Bahse varım, bunları özlemişsindir.
Apuesto que extrañaste estos.
Bahse varım Wells orada.
Apuesto a que Wells está allí.
Bahse varım Wade aldı.
Apuesto a que Wade se lo llevó.
Ve bahse varım ki, T-ball'u uzun süredir tanıyorsun.
Y me apuesto lo que sea a que conoces a T-ball desde hace mucho tiempo.
Bahse varım, senin seviyene düşmeden senden daha fazla takipçi toplayabilirim.
Apuesto a que puedo conseguir tantos seguidores como tú sin rebajarme.
Bahse varım şimdi Robot Cennetindedir.
Debe de estar en el cielo de los robots.
Ama bahse varım, şu madendeki magnezitlerin yıkandığı bir yer vardır.
Pero... apuesto a que un montón de magnesita... sale de esa mina.
Babasının plastik cerrah olduğuna 20 papele bahse varım.
20 pavos a que dice que su padre es cirujano plástico.
Bahse varım arabayı, oraya Caleb koymuştur. Kardeşlerin, Rivera'yı kazıklamaya çalıştıklarının göstergesi olacak bir yere.
¿ Cuánto me quieres apostar que Caleb poner ese coche en alguna parte que hace que parezca como los hermanos traicionado Rivera.
Hayır ama bahse varım ki ona çok anlamlı geliyordur.
No, pero apuesto a que tiene sentido para él.
Orası yoğun kimyasal maddelerle dolu ve bahse varım, analiz ettiğimizde gırtlakta bulunanla aynı çıkacaktır.
Hay una mayor concentración de productos químicos allí, y estoy seguro de que podemos conseguir una concordancia con el agua que encontramos en sus cuerdas vocales. El tipo se arranca la camisa al saltar la valla porque quiere obtener una muestra de esa piscina. Sí.
Bay Bascom Kanada'dan göç etmiş olabilir ama itibarım üstüne bahse varım Sovyetler Birliği'nde doğmuş.
El señor Bascom pudo haber emigrado desde Canadá, pero apostaré mi reputación nació en... en la Unión Soviética.
Bahse varım.
Apostaré.
Hayır, 5 avrosuna bahse varım benim patatesim daha büyük.
No, te apuesto 5 Euros que mi patata es más grande.
Bahse varım, şişko götüne en yakın hamburger nerede vardır, diye sorsaydım o zaman cevabın olurdu!
Apuesto a que si hubiese preguntado a tu culo gordo dónde está el burger más cercano, ¡ sabrías la respuesta!
Çünkü bahse varım, seninkiler benimkinden fazladır.
porque te apuesto que tienes más que yo de esos.
Bahse varım, yaparlar.
Apuesto a que lo harán.
Bahse varım, vardır.
Apuesto a que si.
50 dolarına bahse varım ki, tıpkı kurye gibi giyinecekler.
50 dólares a que aparecen vestidos como... Chicos de entrega para la fiesta.
Hayır kahve. 20 dolarına bahse varım.
No, es sangre. Te apuesto 20 dólares.
Bunu anladığına bahse varım, anladın değil mi?
Apuesto a que te lo merecías.
Her bahse varım, hissetmeyeceğim de.
Y estoy muy seguro que no quiero sentirlo.
Bahse varım, tam üstüne bastım.
Justo en el centro, apuesto.
Bu işi iyi kıvıracağına bahse varım.
Te aseguro que serías bueno haciéndolo.
Bahse varım bu sıralar, müşterinle vakit geçiriyorsundur, değil mi?
Apuesto que tienes tiempos complicados con la aduana estos días ¿ eh?
Ama, bu bahse varım aynı diğerleri gibidir.
Pero este... Te apuesto a que es igual que el resto
Bahse varım bu mermiden daha çok acıtmıştır.
Apuesto que duele más que el balazo.
Bahse varım, bu takım elbiseliler mahremiyetlerinden vazgeçmek istemiyordur.
¿ Qué te apuestas que a estos trajeados no les gusta no tener privacidad?
General, Global Dynamics'in yaptığı harikulade uzay gelişmelerini izlemek için burada olduğunuza bahse varım.
General, estoy seguro que estás aquí Los espectaculares avances en el espacio Que Global Dynamics está haciendo.
Biliyor musun bahse varım istesen bunu uykunda bile yapabilirsin.
Sabes, Apuesto que podrías hacerlo dormido si quisieras.
Ben de bahse varım.
Apostaría eso, también.
Bahse varım sandığından çok biliyorum.
Apuesto a que sé más de lo que piensas
Bahse varım orada bir sürü araç gereç vardır, değil mi?
Debe haber un montón de cosas.
Çok ilginç bir ırk ayrımcılığı. Bahse varım "Felluce'ye dönün!" diye bağıran Mason değildi.
Apuesto que no fue Mason quién gritó "¡ Vuélvanse a Fallujah!".
Bahse varım, ödünü kopardım, değil mi?
Apuesto que te asusté, ¿ no?
Silahın Altında gömülü olduğuna bahse var mısın?
¿ Quieres apostar a que está enterrado Under the Gun?
Bahse var mısın?
¿ Doy una orden de alerta?
Bahse varım bunlar bombanın parçaları.
Apuesto a que eran parte de la bomba.
Bahse var mısınız hıyarlar?
¿ Queréis apostar, imbéciles?
Bahse var mısın?
¿ quieres apostar?
Bahse varım, onu götürmek için ne gerekiyorsa yaparsın. Değil mi?
- Apuesto que harías cualquier cosas para "desgararla"
Blake'in buradan gittiği ve geri dönmediğine bahse var mısın?
¿ Quieres apostar a que Blake salió por aquí y nunca volvió?
Aman tanrım. Bunun Blake olduğuna bahse var mısın?
Dios. ¿ Qué te juegas a que este es Blake?