Bahçede tradutor Espanhol
2,499 parallel translation
Baba, ön bahçede bir adam var, gürültüsünden uyandım.
- Papi, hay unos hombres jugando en el patio, y me desperto.
Çalışanlarından birine göre, Raoul de Santos,... bahçede elini bir paslı çiviyle kesmiş.
De acuerdo con un empleado suyo, Raoul de Santos, se cortó la mano en una reja oxidada en el jardín.
Bahçede bir tane kurmak istedi.
Ha construido una lawo en nuestro patio.
Şu hani oğlunun cesedini arka bahçede... kümeste bulmuştuk.
Encontramos el cuerpo de su hijo en el patio trasero, en el gallinero.
Arka bahçede.
Atrás.
Fesleğen kullanmış ama bahçede bir şey yok.
Cocinó con albahaca, pero la del jardín está bien.
Sorun bahçede!
Es el jardín, ¿ vale? ¡ Kenzi!
Ve ben yanacağımı Bu arka bahçede.
Y yo voy a quemar estas en el patio.
Ben psikolojik kayanın bahçede oynayan kedi resmi gösterilerek kaldırılacağına inanmıyorum.
Bueno, no creo que la roca psicológica... pueda ser levantada del Intersect... mirando gatitos jugar con un rollo de hilo.
Ben psikolojik kayanın bahçede oynayan kedi resmi gösterilerek kaldırılacağına inanmıyorum.
Bien, no creo que la roca psicológica pueda ser removida del intersect mirando a gatitos jugar con hilo.
Kendisi hücrede kalıyor. Ama bahçede bir saat bile işleri halletmesine yeter.
Bueno, él es un solitario, pero todo esto lleva a una hora en el patio de la prisión para pasar algo, obtenet algo.
Bahçede uyursun.
Entonces duerme en el jardín.
Seni avutur mu bilmem ama, bahçede uyuyacak.
Si te consuela, está durmiendo en el jardín.
Maskeli baloda, bahçede olmuştu.
Fue en un baile de máscaras en la corte.
Oradaki arkadaşlarımla çektirdiğim fotoğrafları bir kutuya koyup arka bahçede yaktım.
Tomé las fotos de todos los amigos que había hecho, las puse en una caja de zapatos y la enterré en el jardín trasero.
Aslına bakarsan büyükanne Mil'in kronik osuruk hastalığı var, büyükbaba Ed'de beni her geldiğimde bahçede çalıştırırdı.
Bueno, mi abuela Mil tiene gas crónico, mi abuelo Ed me hacía hacer trabajar cada vez que lo visitaba.
- Senin istemeyeceğini biliyorum ama sonumuz lanet büyük bir bahçede bitmeyecek.
- Sé que no quieres, pero si no vamos a acabar con un puto gran jardín...
Kuzey Virginia'nın oradaki bahçede, tamam mı?
La plaza norte de la universidad de Virginia, ¿ bien?
Uslu durursa arka bahçede bir saat hava almasına izin veririm.
Sí, y si es buena, le dejaré salir una hora al patio.
Annemle bahçede koşuşturarak paintball oynamaktansa kafama bir tane sıkmayı tercih ederim.
Preferiría disparame en la cabeza yo mismo que correr un metro jugando con mi madre.
Arka bahçede yeni kazılmış bir mezar var. Colby de bir ödül bulmaya gittiğini yazan bir not bırakmış.
Hay una tumba reciente en el patio y Colby, el hijo, dejó una nota diciendo que fue a buscar una presa.
Bahçede iki kuşun olacağına, evinde bir kuşun olsun!
Es mejor pájaro en mano que dos volando.
- Septik çukur. Arka bahçede.
Fosa séptica, patio trasero.
Mutfak yağmalanıyor. Biri bütün iç çamaşırlarımı çalmış. Futbol takımı, dev ekran televizyonla bahçede maç yapıyor.
De acuerdo, la cocina está llena de basura, alguien robó mis calzoncillos y oh, el equipo de futbol está poniendo una gran pantalla en el césped.
Simon, seninle bahçede sevişmeyeceğim!
Simon, ¡ no voy a tener sexo en tu jardin!
Fazladan sigara, daha uzun bahçede kalma süresi?
¿ Más cigarrillos, más tiempo de patio?
Ön bahçede çocuklarla sikişirdim sen doğmadan uzun zaman önce.
Yo me he estado cogiendo tipos en el jardín de adelante, mucho antes de que nacieras.
Bu bahçede biraz meyve yiyebilir miyim?
¿ Puedo comer algunos frutos de este jardín?
Bir iş bulmaya çalışırken kıçımı yırtıyorum ki bu da sabahları saat dörtte uyandırıldığımda çok zor oluyor çünkü sen bahçede dünyanın en uzun soluklu oyununu oynuyorsun :
Me estoy partiendo los cuernos intentando encontrar un trabajo, algo muy difícil de hacer cuando me despiertan a las 4 : 00 a.M. Porque estás en el patio jugando el juego más largo del mundo de "agarrar el pasado"
Jill Long, eşi ve çocukları bahçede kamp yaparken çamaşır odasında öldürüldü.
Jill Long fue estrangulada en la sala de lavado mientras su marido e hijo estaban acampando en el patio.
Bahçede bir sergi yapamayı düşünüyordum.
Quiero hacer una presentación.
Bahçede bir sergi yapacağım.
Voy a tener una presentación en el jardín.
Susanna bahçede banyo yaparken iki yaşlı tarafından saldırıya uğrayacak,
Susanna, mientras se bañaba en el jardín. Es atacada por los dos más viejos...
Çünkü sizinkinin yanında, onların çocuklarının düğünleri arka bahçede kutlanan doğum günü partisi gibi olacak.
Porque ustedes harán que las bodas de sus hijos... parezcan una fiesta de cumpleaños en un patio prestado.
Arka bahçede toprak yiyen çocuk değil mi o?
¿ No es el que comía tierra en el jardín?
Böylece onu daha iyi tanıyabilirim ve annenizin bahçede yaptığı bütün iyi işleri görebilirim.
Así puedo conocerlo mejor y de paso veo todo el trabajo que mamá estuvo haciendo en el jardín.
Demek istediğim hayatımın aşkını bulsaydım, öyle aptal gibi beklemez bir bahçede fısır fısır konuşmazdım.
- Porque de encontrar el amor de mi vida, no me quedaría parado como un idiota susurrando en un jardín.
- Bahçede piknik mi?
- ¿ Un asado?
Sonra da bahçede piknik yaparız.
Y luego... hacemos el asado.
Bol bol bahçede oynasın.
Ella está mejor afuera, en el jardín.
Bahçede gitarlarımızla yürüyorduk.
"OK, siete. Bien. Eso es."
Beraber çalmaya başlardınız. Bahçede turlardık. Bahçenin sonunda güneşe karşı otururduk.
Era un tipo mágico y aparecía con su guitarra, salía del coche con la guitarra, entraba y empezábamos a tocar.
Tam ayrılmak üzereyken Eric ve beni bahçede gördü.
Más tarde, ese día, George apareció preguntando :
Bahçede yürüyorduk.
Klaus Voormann.
Yani bahçede... ukalele çaldık.
Nos pasamos el resto del día tocando el ukelele.
Çocukluğumda, babam arka bahçede kural tanımayan acımasız dövüşler düzenlerdi.
Cuando era pequeño, mi padre organizaba unas peleas brutales sin guantes en el patio trasero.
Hadi bahçede yapalım, lütfen!
Vamos a follar al jardín, por favor!
Bahçede mi?
Al jardín?
Çünkü Snuffles artık bahçede yaşamaya karar vermiş.
Porque Snuffles se fue a vivir en el jardín.
Artık bahçede yepyeni arkadaşlarıyla birlikte yaşıyor.
Está viviendo en el jardín ahora, con sus nuevos amigos animales.
8 yaşındaki bir çocuk, arka bahçede topla oynarken..
Tienes que llamar a la Casa de Brock.