Bakabilirsin tradutor Espanhol
1,068 parallel translation
Hepsine bakabilirsin.
Basta con mirar a todos ellos.
En azından dışarıya bakabilirsin.
Podrías asomarte aunque sea una vez.
Evet, eminim şimdi de bakabilirsin.
Estoy seguro de que sí.
Kenara gelirsen aşağıya bakabilirsin. Aşağıya bak!
Ven hasta el borde y podrás mirar hacia abajo. ¡ Mira hacia abajo!
Kuşuma bakabilirsin Baba.
Puedes echar un vistazo a mi pájaro, papá.
- Devam et, dostum. Bakabilirsin.
- Sí, por supuesto.
Kent, istediğin kadar... bakabilirsin.
Kent, puedes mirar todo lo que quieras.
Şu atla karşı karşıya geldiğinde kavga etmek isteyecek. Unutma ki bu senin kanında var. Onun icabına bakabilirsin!
Cuando te cruces con ese semental y quiera pelear, recuerda, tienes la sangre de tu parte, y puedes con él.
Doya doya bakabilirsin.
Deléitese la vista.
Benimkilerin aksine. - Bakabilirsin.
Los míos son de verdad, tóquelos.
Güneşe bakabilirsin. Sonuçta, ben seni oğlum olarak kabul ediyorum.
Usted puede enfrentar al Sol incluso
Bakabilirsin!
¡ Por supuesto!
Elinde paran varsa, vitrinlere bakabilirsin.
Si te puedes permitir algo, puedes ir de escaparates.
Eğer istersen kıyafetlerime de bakabilirsin.
Adivina quien me los ha comprado.
Bakabilirsin.
Extiende la mano.
Tamam anne. Artık bakabilirsin.
De acuerdo, mamá.
İstersen bir bakabilirsin.
Puedes mirar en el montón si quieres.
T-Bird değilsen, ki değilsin, bakabilirsin ama dokunamazsın.
Si no eres un Pajaro, te esta permitido mirarla, pero sin tocar.
İstersen, çekmecelere bile bakabilirsin.
También hurgar dentro de los cajones, si quieres.
- Diane, bara sen bakabilirsin.
- Diane, encárgate tú.
Sonra bakabilirsin sanırım.
Supongo que lo puedes mirar después.
O halde ona bakabilirsin.
Entonces quédate con ella.
Bunlara istediğin kadar bakabilirsin.
Puedes mirar eso todo lo que quieras.
Bakabilirsin.
Usted puede ver.
Buna da başka bir anlaşma gibi bakabilirsin. Ve hiçbir sorunun olmayacak, söz veriyorum.
Considéralo como una de tus transacciones comerciales y no tendrás ningún problema.
Bitti mi? Evet, bakabilirsin.
ya puedes mirar.
Hep kıyaslama yapmak lazım, böylece olaylara belli bir mesafeden bakabilirsin.
Tienes que comparar. Para poder alejarte un poco de las cosas.
Ama ne kadar uzun bakabilirsin ki.
Pero no puedo estar mirándola siempre
İstersen bakabilirsin. Dolu değil.
Pero si quieres echar un vistazo ahora no pasa nada.
Bakabilirsin ama dokunamazsın.
Puedes mirar pero no puedes tocar.
Bakabilirsin, amadokunmasan iyi olur.
Puedes mirar, pero mejor no toques
Bana bakabilirsin, tehlikesi yok.
Mira todo lo que quieras que conmigo no hay peligro.
Ona istediğin zaman tekrar tekrar bakabilirsin.
Puedes verla una y otra vez, siempre que quieras.
Tamam, burada kazık gibi dikilip sadece karşıdan bakabilirsin.
Bien, puedes quedarte parado ahí como un idiota y no hacer nada.
- Bugün değil. Yazdıklarıma bakabilirsin?
- Hoy no. ¿ Te encargarías de las cartas?
Çantalarıma bakabilirsin, herşeyim hazır.
Ya ves que mis maletas están hechas y lista para irse.
" Ona bakabilirsin.
" Pero se puede ver.
Bakabilirsin.
Aquí tienes.
Ancak bununla onun gözlerine bakabilirsin.
Sólo con esto le puedes mirar a los ojos.
Belki bir süre ona bakabilirsin. Oy verecek yaşa gelene dek.
Te la podrías llevar por un tiempo, hasta que pueda votar.
Bu ek iş. Şuna bakabilirsin.
Podéis quedaros esto.
Ne zaman istersen buna bakabilirsin.
Siempre se puede tomar un vistazo a éste.
Çocuklar pijamalarını giymiş mi diye bakabilirsin.
Podrías ver si los chicos están en pijamas.
Şimdi bakabilirsin.
Ya puedes mirar.
- Şimdi bakabilirsin.
Puedes mirar ahora.
Hiç değilse kafanı kaldırıp bana bakabilirsin tembel pire torbası.
Lo menos que puedes hacer... es mover tu cabeza y mirarme, perro aburrido y flojo...
Eski ahitlere ya da Shakespeare'e de bakabilirsin. Cinayet, er geç ortaya çıkar.
Ya sea el Antiguo Testamento, o Shakespeare, el asesinato sale a la luz.
Madam La Hueff'in "Çingene Rüyaları Sözlüğü" ne bakabilirsin.
Consulta el "Diccionario Onírico" de Madame La Hueff.
Haladan gelen parayla bakabilirsin.
Con el dinero de tía, puedes criar a un niño.
Ne için bana bakabilirsin?
¿ De que te servirá que me cuides?
Gözlerimin içine bakabilirsin.
Puedes mirarme a los ojos.