English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Base

Base tradutor Espanhol

18,911 parallel translation
Yolda göze çarpan bir hava kuvvetleri üssü var.
También hay una base aérea de camino más importante de lo que parece...
Güncellenmiş DNA veritabanından eski dosyaları kapatıyoruz.
Estamos cerrando casos antiguos de la nueva base de datos de ADN.
NATO güvenlik veritabanında yapacak işlerim var hâlâ.
Aún tengo que trabajar en la base de datos de seguridad de la OTAN.
Ayaklarını koy.
Un pie en cada base.
3 gitarist var, çok sert müzikleri var. Ham bir müzikleri var.
Tres guitarras, con una base rítmica súper potente, cruda.
- Veri tabanımız.
Nuestra base de datos.
Büyük bir veri tabanları var. Daha da önemlisi nasıl kullanacağını bilen bir kadın var.
Tienen una gran base de datos y aún más importante, tienen a una mujer que sabe manipularla.
- Ne sebepten?
¿ En base a qué?
- Tabii ki var sersem. Bilin bakalım ne?
Por supuesto, aquí está la base de lo absurdo.
Çok büyük bir istihbarat şebekeleri var. Daha da önemlisi, istihbaratı nasıl kullanacağını bilen bir kadın var.
Tienen una enorme base de datos de información y, lo más importante, una mujer que sabe cómo manipularla.
"Yer kontrolden Binbaşı Gus'a" gibi.
"Base en Tierra llamando a Gus" o algo así.
Kol, aletin üstünde. Bölgenin öbür tarafında.
La manivela está en el dispositivo, en el lado derecho de la base
Teknik destek ayrıldığımda bunu masama bırakmış, ve büronun ağına nasıl mobil giriş yapacağımı çözemedim.
El soporte técnico dejó en mi escritorio cuando se había ido, y no pude averiguar cómo móvil a acceder a la base de datos de la red de Mesa.
Bu görüşmeyi temel alın ve 10 reklam yahut etkinlik fikirleri bulun.
Usando esta reunión como base, traigan diez promociones o ideas de evento.
AIM dünyanın her yerinden yüksek teknolojiye sahip aletler çalıyor sonra da onları gizli bir yeraltı üssünde topluyordu.
AIM ha estado robando engranajes de alta tecnología en todo el mundo, luego lo juntan en una base subterránea oculta.
Yüce Adaptoid'le yaptığımız kavga tüm AIM üssünün yapısal bütünlüğünü tehlikeye soktu.
Nuestra pelea con el supremo Adaptoide acaba de comprometer la integridad estructural de toda la base de AIM.
İnancımızın temeli İsa'nın en uygun şekilde Tanrı'nın oğlu olduğudur.
En la base de nuestra fe es más apropiado referirse a Cristo como el Hijo de Dios.
Tanık koruma veri tabanı.
La base de datos de la protección de testigos.
Tanık koruma veri tabanı mı demiştin?
¿ La base de datos de protección de testigos?
O eziğin tanık koruma veri tabanını hack'lediğine inanıyor musunuz?
¿ Cree que ese perdedor haya entrado en la base de datos del programa?
Teknoloji müdürü, veri tabanının geçen ay ihlal edildiğini doğruladı.
El director de tecnología confirmó que violaron la base de datos el mes pasado.
Bu veri tabanında tanıkların sadece yerleri değil, yeni kimlikleri, fotoğrafları ve sosyal güvenlik numaraları da vardı.
Esta base de datos no solo tiene las direcciones de los testigos, tiene sus nuevas identificaciones, fotos y números de seguridad social.
Jason bize veri tabanının sadece bir kopyasını yaptığını, onu da saklaması için bir flaş bellekte ağabeyine verdiğini söyledi.
Jason nos dijo que solo hizo una copia de la base de datos que esté en la memoria que le dio a su hermano para guardarla.
- GÜVENLİ VERİ TABANI
- BASE DE DATOS DE SEGURIDAD
Evet, veri tabanı.
Es la base de datos.
Banka yöneticisi olarak federal bir veri tabanına erişimim var.
Como gerente de banco, tengo acceso a la base de datos federal.
FEDERAL BANKA VERİ TABANI
BASE DE DATOS DEL BANCO FEDERAL
Paraşütle atlama videolarını izledim.
Estaba mirando videos de saltos base.
Bak, ne kadar medenileşsek de temelde hepimiz hayvanız.
Mira, no importa qué tan civilizada que tenemos, en la base, somos animales.
DC'nin hemen dışında yaşadığına inanıyoruz ama neredeyse onu şahsen tanıyan kimse yok.
Creemos que tiene su base en las afueras de D.C, pero casi nadie lo conoce personalmente.
Merkezleri Ohio'da, o kadar yolu sırf rallide olmak için gelmemiştir.
Tienen su base en Ohio, no vendría toda esa distancia para la marcha.
Yani ulusal merkezin yerini mi değiştiriyorsunuz?
Entonces estás mudando tu base nacional.
Donnie içerden aldığı bilgiyle önemli bir hamle yaptı.
Donnie hizo un movimiento sustancial sobre la base de información privilegiada.
FDA yetkilileri, SLGT2 benzeri farklı 20 asidoz ürünü için benzer ret kararlarının bulunduğunu belirttiler.
Los reportes adversos de la base de la FDA marcaban 20 casos de acidosis asociada con similares a SLGT2.
Ayrıca, ona üssümüzün yerini söyleyecek değildim.
Además, no iba a darle la localización de nuestra base.
Üzgünüm, sana Malick konusunda ipucu vermedi.
Lamento no darte una base para ir a por Malick.
- Telefonu yerine bırakabilirsen.
- Si pudiera dejarlo en la base.
Üsde kalmasını söylemiştim.
Le dije que se quedara en la base.
İnşa sırasında operasyon merkezleri burası olmalı.
Debe ser su base de operaciones durante la construcción.
-... sorular soracağım.
- para establecer una línea base.
- Hayır, Andrews'e gidiyorduk.
No, vamos a la base Andrews.
Baba, annem ve Lisa'nın yaşadıklarını gördükten sonra ilişkimiz psikolojik değil de fiziksel istismara dayandığı için mutluyum.
Papá, tras ver a mamá y Lisa pasar por esto, me alegro de que nuestra relación se base en el abuso físico, no psicológico.
Yapmamız gereken tek şey, sonucun değişmesini garantilemek için Daisy'i buradan çıkarmamak.
Todo lo que tenemos que hacer para garantizar que cambiamos el final... es no dejar que Daisy salga de la base.
Yön mü değiştireyim yoksa üsse mi döneyim?
¿ Debo cambiar de dirección o regresar hacia la base?
Las Vegas köpsırgasının getirdiği yıkım korkunç. Bu sefer fırtına öncekilerden farklı olarak kum-bazlı.
La devastación del Sharknado de Las Vegas, que curiosamente esta vez es a base de arena, es inmensa.
- Normal köpsırgalar su bazlı, ama Las Vegas'ta olan kum-bazlıydı.
Los Sharknados promedio son a base de agua, pero el que se formó sobre Las Vegas fue creado a partir de arena,
Efendim, bu kasırgaların hiçbirine atmosferik reaktörlerimizin patlamaları etki etmedi çünkü bunlar su-bazlı değiller.
Bueno, señor, cada uno de estos tornados... sobrevivieron a la explosión de nuestros reactores atmosféricos... porque no son a base de agua.
Temele daha fazla izotop aşılayabiliriz.
Podemos infundir más isótopos en la base.
ASTRO X ÜSSÜ NIAGARA ŞELALELERİ
CAMPAMENTO BASE DE ASTRO-X CATARATAS DEL NIÁGARA
Üsse geri dönüyorum.
Voy a volver a la base.
- DNA, kayıplar veritabanından biriyle eşleşmiş. 1995'te kaybolan bir çocukla.
El ADN estaba en nuestra base de datos. Era de un niño desaparecido hace 20 años.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]