Bates tradutor Espanhol
1,888 parallel translation
Ama bir şey daha sormalıyım, Bay Bates. Şarabın alındığını nereden biliyordun?
Debo preguntarle algo, señor Bates ¿ cómo sabía que faltaba vino?
Ayrılmak istiyor musun, Bay Bates?
¿ Desea irse, señor Bates?
- Bay Bates.
- Señor Bates.
Ve sormam gerek Bay Bates'in ayrılması hakkında bir karar alındı mı?
Y quería preguntarle : ¿ Han decidido ya sobre la marcha del señor Bates?
Lord hazretleri gerçekleri istiyor ve Bay Bates, hiçbir şey söylemiyor.
Aún no. Milord quiere los hechos, y el señor Bates no quiere dárselos.
Burada Bay Bates kusurlu.
No nos castigue a nosotros. Es el señor Bates quien nos engaña.
Bay Bates, bu senin şaşırtıcı itirafınla ilgili.
Señor Bates, se trata de... su sorprendente confesión.
Bay Bates umarım sana haksızlık ettiğimi düşünmüyorsundur?
Señor Bates espero que no crea que lo he tratado injustamente.
Bay Bates'le ilgili, Lordum.
Respecto al señor Bates, milord.
Bates'in suikastçı olmasına, hırsızlığından daha çok inanırdım. Aynı fikirdeyim.
Podría imaginar a Bates como asesino antes que ratero.
Bates buraya geldiğinden beri aleyhinde çalıştıklarını söylüyor.
Dice que han maquinado contra Bates desde que llegó.
- Bates mi demiştiniz?
¿ Bates ha dicho?
- John Bates.
John Bates.
- Hırsızlıktan hapse atılan, John Bates'ten mi bahsediyorsunuz?
¿ Se refiere al John Bates que fue a la cárcel por robo?
Bay Bates'in söylemediklerini bilmek istiyorum.
Por qué el Sr. Bates no cuenta nada.
Peki Bay Bates neden itiraf etti?
Y, ¿ por qué confesó él?
Londra'dayken, Bay Bates hakkında bir şeyler öğrendim.
Verá, estando en Londres, descubrí algo del señor Bates.
Bay Bates'in annesini ziyarete gittim.
Fui a visitar a la madre del señor Bates...
- Bay Bates... -... anneni ziyaret etmemin yanlış olduğunu düşünüyorsundur.
Señor Bates, sé que cree que hice mal al visitar a su madre.
Babaanne beysbol sopası kullandığımız için endişeleniyordu.
Y la abuela estaba preocupada porque estábamos usando bates de béisbol.
Santa Barbara'ya gelmeseydim ne yapıyor olurdum bilmiyorum. Ama nerede olursam olayım, sırtımı sana dayamak için yanımda olmanı dilerdim. Beysbol sopamı mantarladığım için küçükler liginden ilk kez atıldığımda yaptığım gibi.
Si no hubiera vuelto a Santa Barbara, no sé lo que estarías haciendo, pero dondequiera que estuviera, estaría deseando tenerte ahi para apoyarme, justo como la primera vez que me echaron de la liga juvenil por ponerle corcho a mis bates,
Bir serserinin beni tahta bir sopa ile diz üstü çöktürmesi, o lanet yerde insanların mermileri boşaltması... Dama oynarım daha iyi.
Que haya vándalos golpeando mis rodillas con bates de madera y gente disparando balas para todos lados, prefiero simplemente jugar a las damas.
Kore'nin bağımsızlığından sonra Bates adında Amerikalı bir misyoner savaş sırasında yetimlere baktı burada.
Después de la independencia de Corea... un misionero norteamericano llamado Bates... criaba huérfanos aquí durante la guerra.
Misyoner John Bates Yetimhanesi
"Orfanato del Misionero John Bates"
Olay John Bates Villasında geçiyor.
El incidente tiene lugar en la casa de John Bates.
Misyoner John Bates Kore savaşı sırasında bir çoğunu kurtardı ve...
El misionero John Bates salvó a muchos durante la guerra de Corea y...
Bates Villası
En la residencia Bates. "
Ben Andie Bates.
Soy Andie bates.
Andie Bates mi?
¿ Andie Bates?
Bence burada çok fazla beyzbol sopası var.
Creo que hay muchos bates de béisbol tirados por este sitio.
Beyzbol sopaları ve tüfek. Astsubay bir şeyden korkuyormuş.
Bates de béisbol y una escopeta... a este contramaestre le preocupaba algo.
"Ölüm Kitabı" filmindeki Kathy Bates'e benziyorum.
Parezco Kathy Bates en Misery.
Rob Bates, New York Ledger'den.
Rob Bates, del New York Ledger.
Evet ama playboy evi tarzı çılgınlık istemiştim, Bates Motel * tarzı değil.
Sí locas como en la mansión de Playboy. No locas como el motel de Psicosis.
- Arabadan çıkar mısınız?
- con bates de béisbol. - ¿ Podría salir del coche, por favor?
Yönetmenler her zaman yeni bir şeyler ister. Ama bize aynı şeyleri, beyzbol sopası, metal borular verirsiniz.
Los Directores siempre quieren algo nuevo... pero siempre traen bates de béisbol, tubos de metal, y palos de madera.
Ben sarhoş yarasalar ve hormonlar gibi yolumu kaybetmedim ki.
Es como tomar esteroides y usar bates de corcho.
Kullanılan kroket sopaları oyunda sınırlı olmalı.
El uso de bates de croquet debería reservarse para el croquet, y solo para el croquet.
Polis memurunun adı Sandra Bates.
El oficial es Sandra Bates -
Ölen polis memurunun Camberwell'den 26 yaşındaki Sandra Bates olduğu belirlendi.
El policía muerto ha sido identificado como... como de 26 años de edad Sandra Bates de Camberwell.
Polis Memuru Sandra Bates.
Es WPC Sandra Bates.
Bir Rus'u düelloya davet edersiniz.
Ruso, te bates a duelo.
Paul ve Carol Bates, sizi anne ve babamla tanıştırayım.
Paul y Carol Bates, les presento a mis padres.
Bıçak, baltalar, beyzbol sopaları falan.
Cuchillos, hachas, bates de beisbol.
Bunu bana açıkla bakalım hayaletler iki şehir arasında gezmez değil mi?
Pero dime esto, recoge bates... los fantasmas no son exactamente conocidos por saltarse las líneas de condado, ¿ verdad?
Beyzbol sopalarını konu alan gördüğüm en güzel müze burası.
Fue el mejor museo dedicado a la manufactura de bates de béisbol en el que he estado.
Derken bilge bir adam çıkar ve der ki burası beyzbol sopalarının olduğu tek müze.
Bueno, un hombre inteligente habría señalado que éste es el único museo dedicado a la manufactura de bates de béisbol.
Beyzbol sopalı müzeleri sevdiğim kadar bilge adamları da severim.
Bueno, me gustan los hombres inteligentes tanto como me gustan los museos de bates de béisbol.
Hatta birkaç tane.
Un par de bates.
- Dümen falan yok.
- Nada de bates.
- Basketbol topu var bizde. - Evet.
- Tenemos bates y pelotas, ¿ vale?