English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Batıyor

Batıyor tradutor Espanhol

1,723 parallel translation
İşte batıyor.
Abajo con ella.
Bu sadece biraz... göze batıyor.
Es un poco- - Es una monstruosidad.
Dibe batıyor.
Él va a Brown.
Güneş batıyor.
Se nos va el sol.
Şirketim batıyor.
Devuélvemelo.
- Saat 6 buçuk. Güneş batıyor.
6 : 30, el sol se pone.
Biraz batıyor.
Arde un poco.
Bu birazcık batıyor.
Eso pica un poco
Güneşi seninle doğup seninle batıyor.
Su sol sale y se posa sobre tí, baby.
Aslında, tüm program batıyor.
Dicen que cerrarán todo el programa.
Güneş'in içinden yükselen sıcak maddeler yüzeye yetişince akkorlaşıp soğuyor güneş ışığını dışarı verdikten sonra batıyor.
El material caliente proveniente del interior del Sol lleva calor a la superficie. Al ser menos pesado que su entorno puede subir a la superficie donde se enfría mediante la emisión de luz para luego volver a hundirse.
Kabarcıklar tüm yüzeye yayıldıktan sonra serinleyip 5 dakika içinde batıyor.
Se dispersa por toda la superficie, se enfría y luego se vuelve a hundir en 5 minutos.
Bu "ters dönüş" yüzünden Güneş, batıdan doğup doğudan batıyor.
A causa de esta "rotación retrógrada", el Sol sale por el oeste y se oculta por el este.
Batıyor muyuz?
¿ Vamos en picado?
Tamamen beyaz giymeniz çok dikkat çekiyor batıyor.
Con eso llamas mucho la atención. Vestido todo de blanco.
Güneş batıyor.
El sol está cayendo.
- Bu bize mi kaldı şimdi? Toplum gittikçe pisliğe batıyor.
La sociedad sigue yéndose al retrete.
İğrenç bir durum. - Gerçekten öyle. - Bu kahrolası mahalle giderek boka batıyor.
Este maldito barrio se está yendo a la mierda.
Levhâlardan biri batıyor veya diğerinin altına giriyor.
Lo que ocurre es que una placa está obligada a bajar, por debajo de la otra.
Bankalar batıyor.
Los bancos están quebrados.
Güneş kan renginde kıpkırmızı batıyor gibi...
Una puesta de sol de fuego, como la sangre...
Bu bıçak gibi batıyor olmalı.
Eso tiene que herir como un cuchillo.
- Batıyor.
- Duele.
Batıdan uzaklaşıyor, tıpkı Bagwell ve Franklin gibi.
Hacia el oeste, como Bagwell y Franklin.
Adresi 544 Batı 43 numara. Dosyalarda dört yıl önce koruyucu aile ile orada yaşadığınız yazıyor.
Servicios sociales dice que vivías allí, con una familia de adopción, hace 4 años.
Bir başka haberimiz, batı kıyısındaki Grandwiev kasabası... hala trajedik uçak kazasının yaralarını sarıyor..
En otras noticias, el pequeño pueblo de Grandview, se recupera poco a poco del trágico accidente aéreo.
Batıdan uzaklaşıyor, tıpkı Bagwell ve Franklin gibi.
En el Oeste, como Bagwell y Franklin.
Batı dünyasının ziynetlerinden açıktan açığa yararlanıyor,... fakat Batı dünyasının, Filistinlilere olan muamelesine kızıyor.
Disfruta abiertamente de los placeres de occidente, pero oficialmente lamenta el trato que se le da a los palestinos.
Kim batırıyor?
¿ Quién es?
Ve kasırga Miami'ye göre batıya doğru ilerledikçe saatte 30 km / saat hızlanıyor. Ve izlediği yok Miami'yi direk vuracak gibi görünüyor.
... con la tempestad aumentando rumbo a Miami a una velocidad de 20 nudos donde pegará inminentemente en la ciudad.
20. Batı civarında şu anda polis memurları arama yapıyor.
Los policías de la zona oeste de la calle 20 movilizan la búsqueda.
Lawrence hala Batı yakasında yaşıyor.
Lawrence todavía vive en el oeste.
Koridorlar doğu ve batıya ayrılıyor.
Los corredores este y oeste.
Onun çalıştığı Eski Batı Kasabasında saldırıya uğruyorsun, o arıyor, sonra da ölü bulunuyor.
Quiero decir, fuiste agredida en el viejo oeste donde él trabaja, te llama, y después termina muerto.
Hyde'da onlar için çalışıyor. Seni batırmaya çalışıyorlar.
Trabaja para ellos en Hyde Tratan de voltearte
Ve elektrik kesintisi batıya doğru yayılıyor.
Y la pèrdida de potencia se està extendiendo hacia el oeste.
Batı Sibirya'dan başlıyor aşağıdan Pasifik Okyanusu'nu geçip California'nın yanından Orta Amerika'yı aşarak Batı Afrika'da son buluyor.
Comienza en el oeste de Siberia pasa cruzando y bajando al Océano Pacífico, cerca de California entonces atraviesa América Central y finaliza al oeste de África.
Biri Kuzeye, biri Batıya, ve biri de Güneye. Her biri güçlerini anladığından beri, birbirileriyle gereksiz çarpışmalardan kaçınıyor. O zamandan beri, hiçbiri asla açık açık ortaya çıkmadı ve bu yüzden "Derinlerin Sakinleri" olarak adlandırıldılar.
y el otro al Sur. evitaron entrar en conflictos. nunca aparecieron nuevamente y así fueron llamados "Moradores de las Profundidades".
Terrell Owens sıçıp batırıyor.
Terrell Owens está arruinando el juego.
İskele yönünde bir göktaşı yağmuru algılıyor. İstikamet Batı 56, Kuzey 2.
Estoy captando una lluvia de meteroritos, dirigiendo hacia oeste 56, norte 2.
Hikâyemiz 1 Haziran 1951'de başIıyor. BatıIı haber alma ajanslarının temsilcileri gizlice Montreal's Ritz-Carlton'daki otelde akademisyenlerle bir araya geldi.
Nuestra historia comienza el 01 de junio 1951... cuando los representantes de agencias occidentales de inteligencia... se reunieron secretamente con investigadores, en un céntrico hotel en Montreal.
Aramalarını batıya kaydırıyor.
Está trasladando su búsqueda hacia el oeste.
Güneş batıyor.
El sol se está ocultando
Korkunç bir Mars saldırısı altındayız. Binlerce kişi, korkunç işgalciler nedeniyle batıya doğru kaçıyor. Ama hiçbir şey uzaydan gelen ateşi engelleyemez.
Miles huyen hacia el oeste de los temibles invasores del espacio que solo dejan a su paso fuego y destruccion.
Bu akşamın Soru Sor programı İslami gücün gezegenin yönetimini ele geçirip geçirmediği ve Batılı hükümetlerin bunun olmasına ne derece izin verdiği sorusunu ele alıyor.
Esta noche en Ask The Question nos preguntamos si el poder islámico se está apoderando del planeta, y hasta dónde los Gobiernos Occidentales están dejando tranquilamente que eso suceda.
Bu akşam, "Soru Sor" programı İslami gücün gezegenin yönetimini ele geçirip geçirmediği ve Batılı hükümetlerin bunun olmasına ne derece izin verdiği sorusunu ele alıyor.
Esta noche "Ask the Question" se enfrenta a la pregunta de si el poder islámico va a apoderarse del planeta, y por qué los gobiernos occidentales están dejando tranquilamente que pase.
Batı Avustralya'daki Shark Bay Dünya'daki en eski yaşam biçimlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor.
Bahía de los Tiburones, Australia Occidental es hogar para algunas de las formas de vida más antiguas en la Tierra.
Grönland'ın batı sahilinde buzullar diplerinde gizli yer şekillerinin etrafında akıyor.
En la costa oeste de Groenlandia, los glaciares se mueven alrededor de los contornos de un paisaje escondido bajo hielo.
Gün batımı Hiro utanıyor demek.
Un día soleado significa que Hiro está avergonzado.
Yanlış bilgilerle besleyip batının hüsnükuruntucularını soğuk savaşı kazanıyor olduklarını düşündürmek.
¿ Algunas palabras de despedida? Lenin dijo una vez,
Bir şüpheli Cherry'den batıya doğru kaçıyor.
Sospechoso huyendo al oeste sobre Cherry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]