English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Blend

Blend tradutor Espanhol

45 parallel translation
Bu da içinde uranyum ve toryum olan pitch-blend'in koyulduğu yer.
Aquí está la pechblenda molida, que aún contiene uranio y torio.
Burası yöresel havada ve blend viskiden yoksun bir yere benziyor.
Aquí no hay muchos turistas y mucho menos, buen whisky.
Küçük kardeşim, ev eşyalarından bir uzay gemisi yapmaya çalışıyor. Elektrik süpürgesi ve blendırdan.
Mi hermanito esta construyendo una nave espacial de los electrodomesticos.
You see, she can blend in with the crowd.
Pasaría desapercibida en la multitud.
Şu çocuk blendırı bir kez daha çalıştırsın kendi ellerimle vuracağım.
Cuando vayan al cine lo matare yo mismo.
- Hayır, sadece blendırım.
- No. Sólo mi licuadora.
Bunca yıldır bu blendıra sahibiz... şu ana kadar neden aldığımızı bilmiyordum.
Bueno, ahora, veamos, hemos tenido esta batidora todos estos años y nunca supe por qué la compramos.
Neden bilmiyorum fakat insanlar bir cüce gördüğünde, blendır almak istiyor.
No se porque, la gente ve un enano, y de inmediato compran batidoras.
Ben iyiyimp.
Estoy "blend".
İyiyimp.
Estoy blend. Estoy blend.
Orda olanlar sadece... dünyanın kahrolası bir blendır... ve benim çılgın bir çilek olduğumu kanıtlıyor.
Esto es sobre el mundo que.. es como una jodida batidora y yo soy una fresa silvestre.
Hiç "Cabernet Blend" denedin mi? o kadar güzeldir ki içersin içersin sonra da özel eşyalarına dökmeye başlarsın.
Tuvo alguna vez algún Cabernet... que sea tan bueno como para tomar y tomar hasta que querer derramarlo sobre sus partes privadas?
Her biri, sanki bir kesekağıdı kırmızı biber almışsın da, onları blendırdan geçirip merhem olarak kullanmışsın gibi geliyor.
Es como si metieras una bolsa de jalapeños en una batidora y te hicieras un enema.
- Orta okuldayken sanırım. - Blendır mı?
- En el instituto, creo.
İşte blendır.
Pide un escáner. Aquí está la batidora.
O benim blendırım.
¡ Es mi licuadora!
Diyelim ki etsiz bir porsiyonu blendıra koydum ve üzerine bira ekledim.
Okay, ahora vamos decir que pongo un poco de cuisine en la batidora y vierto un poco de cerveza en ella.
Ulu Tanrım, blendır'ı da almış.
Santo Dios, ¡ se ha llevado la licuadora!
Annemin sabah içkisini hazırlarken blendırın kıvılcım çıkardığını unuttun mu?
¿ No recuerdas las chispas de la batidora... cuando preparaste a Ma su daiquiri de la mañana?
Blendır filan var, bir kaç yumurtayı -
puedo cortar unos huevos
Blend.
Café para mí.
Blendırım bozuldu.Kendime içeçek bir şey hazırlayacaktım
Mi licuadora se rompió y yo iba a hacer un batido.
Bir cep TV'si, kaz tüyü yastığını Mısır pamuğundan uyku setini ve çarşafını ve özel harman, kavrulmuş Fransız kahveni.
- Un televisor de mano tu almohada de plumas de ganso, sábanas y fundas de algodón egipcio y una bolsa hermética con tu blend francés especial de café tostado.
Bir "House Blend", şirketten. - Yukarıda başka neler bulabiliriz bir bakalım. - Affedersiniz.
Un café e invitación de la casa... Y mira que más puedes encontrar arriba.
Hiçbir şey beni polyester çarşaflar üzerindeki bir gecede hayatımla yüzleşmeye zorlayamaz.
Nada me obliga más a abrazar mi vida que una noche en sábanas Poly-Blend.
Ama benden evleri ve blendırları düşünmem bekleniyor.
- de lo que quieres admitir. - Vale, ¿ qué quieres de mi? Mis amigos se mueren.
Noah, Vienna Roast sever. Ben, Sumatra Blend'e düşkünüm.
A Noah le gusta el tostado de Viena.
Bebek, erkek arkadaş, iş hepsi blendır'a atılmış gibi.
Niño, novio, el trabajo...
O, asla araştırmalar yüzünden, insanları tehlikeye atmazdı.
Él nunca pondría en peligro a gente por el blend e la investigación.
Blend of Syrah, Grenache ve Mourvedre.
Una mezcla de Syrah, Garnacha y Monastrell.
Harman, tek malt, tercihin var mı?
¿ "Blend"? ¿ "Sin mezcla"? ¿ Alguna preferencia?
Birisi blendırı açsın.
Y que alguien encienda la licuadora.
Bir blendır'ı tamir edebilir misin?
- ¿ Puedes reparar una licuadora?
Blendır'ımı tamir etmişti.
Arregló mi licuadora.
İşte, 16'sında Le Cordon Blend adında bir aşçılık okulunda yemek yapma dersi almış.
Aquí, el dieciséis, acudió a una clase de cocina en una escuela de cocina llamada Le Cordon Bend.
D'oh! The Simpsons 23x21-Ned N'Edna's Blend
Los Simpsons 23x21 La unión de Ned y Edna.
Dişleri olmadığı için yemekleri blendırdan geçiriyorum.
Las pasé por la batidora ya que no tiene dientes.
Üç tane Mrs. Dash's Table Blend dört tane limon suyu, beş tane adobo tozu ve iki tane de soğan tozu.
Tres sazonadores Mrs. Dash, cuatro de zumo de limón, cinco de adobos en polvo, y dos de cebolla en polvo.
Tamam, elimizde Pinot var, Montepulciano ve bu Cab Blend var.
Bueno, por lo que tenemos un Pinot, Montepulciano y luego esta mezcla cabina.
- Cab Blend çok güzel kokuyor.
- Esta mezcla cabina huele tan bien.
Sanırım size soğuk içkileri karıştırmak için kullandığımız blendırı göstermeliyim. - Onu görmeme gerek yok.
Supongo que debería mostrarle la licuadora aquí, la usamos para nuestros tragos helados batidos o..
Tea Blend. ( The End )
Ruin. Ruin
- Blendırı arıyordum.
- No encuentro la batidora.
Blendır'ı tamir ettim.
Arreglé la licuadora.
İşte, blendırın huzur veren sesi. = = sync, corrected by elderman-türkçeleştiren : Ömer D. = = @ elder _ man
El feliz sonido de una licuadora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]