Bonheur tradutor Espanhol
40 parallel translation
Vicki, Kaptan Bonheur.
Vicki, el Capitán Bonheur.
- Bonheur.
- Bonheur.
Bonheur.
¡ Bonheur!
M. Challain. Eşim, Kaptan Bonheur.
Monsieur Challain, mi esposo, el Capitán Bonheur.
Kaptan Bonheur.
El Capitán Bonheur.
Mme Bonheur ile ilişkiniz nedir?
¿ Y su relación con Madame Bonheur?
Bonheur?
¿ Bonheur?
- Mme Bonheur benim bir arkadaşım.
- Madame Bonheur es una amiga.
Biliyorum, adı Mme Bonheur.
¡ Sí! Es una tal Madame Bonheur.
- Bismo. - Merhaba. - Mme Bonheur.
- John, le presento a Madame Bonheur.
Biarritz de bir dükkan vardır beyler. Adı bana o dönemi anımsatır. Biarritz-Bonheur...
Hay en Biarritz una tienda cuyo nombre simboliza para mí esa época'Biarritz-Bonheur'.
"Le bonheur" ı bir cümlede kullanın s'il vous plait.
Usa "le bonheur" en una oración, s'il vous plait.
Sanırım bonheur dediniz?
Ud. tiene magníficas, ¿ bonheur?
- Le bonheur...
Le bonheur...
Le bonheur İngilizce'deki happiness gibi.
Le bonheur es felicidad.
Fokus diyorum, penis yap beni!
Concéntrense y denme la bonheur.
"Boner." değil Bonheur.
No es "felucidad", sino felicidad.
- Bonheur.
- Felicidad.
- Hiç Christus Bonheur'u duydunuz mu?
¿ Oyeron hablar de Christus Bonheur?
- Christus Bonheur. Soğuk kanlı bir psikopat eğer bilmek isterseniz.
- Christus Bonheur, un loco de remate, si quieren.
Bay Bonheur, Ben Bryan.
Sr. Bonheur, soy Bryan.
1975 yılından Chateau Bonheur şarabı.
Château Bonheur del'75.
Vay! L'atelier de Bonheur'un bonbon çikolatası.
Bombones de chocolate de L'atelier de Bonheur.
Japonya'da Bonheur çikolatası bulmak çok zor.
No se pueden encontrar chocolates Bonheur en Japón.
Treluyer'in dükkanında yapılmış Bonheur çikolatasından yiyebilmek bir ayrıcalıktır.
Poder comer chocolates Bonheur... en la tienda Treluyer es todo un lujo.
Benim bu dünyada en sevdiğim çikolata Bonheur'un yaptıkları.
Pero yo... amo los chocolates Bonheur más que a nada en el mundo.
Bunu yapmayı hiç istemiyorum ama... Sana Bonheur çikolatalarını getiren kişi eski erkek arkadaşındı.
Ah, no quiero hacerlo de verdad, pero... el que trajo los chocolates Bonheur... fue este novio.
En sevdiğim çikolata Bonheur'un yaptıkları.
Amo los chocolates Bonheur más que nada en el mundo.
L'atelier de Bonheur'da çalışmak istiyorum.
Me gustaría trabajar en L'atelier de Bonheur.
Bugün Paris'in popüler çikolata dükkanı L'atelier de Bonheur'dayız.
Hoy, estamos en la popular chocolatería en París L'atelier de Bonheur.
Bonheur.
Ah, es Bonheur.
Bonheur çikolatası yemek istiyorum.
Quiero comer chocolates Bonheur.
Bonheur özeldir.
Bonheur es especial.
- Hayalim Bonheur çikolataları yapmaktı.
Hacer chocolates en Bonheur era mi sueño.
Oradakilerin de Bonheur çikolatalarının tadına bakmalarını istiyorum.
Quiero que la gente japonesa... disfrute chocolates que no pierdan ante el sabor de Bonheur.
Babam hiç itiraz etmeden dükkanı yenilememe izin verdi. Bonheur'un sağladığı itibar sayesinde Japonya'ya indikten hemen sonra... "Çikolata Prensi" unvanı aldım.
Papá aceptó sin quejas la renovación de la tienda... gracias a la reputación de Bonheur... para bien o para mal, apenas aterricé en Japón... incluso fui etiquetado como el príncipe del chocolate.
Bonheur'da eğitim aldığına göre yetenekli olmalı.
Bueno, ya que él entrenó en Bonheur... sus habilidades deberían estar a ese nivel, ¿ verdad?
Ah, prenses öyle sevinecek ki!
¡ Oh, quel bonheur para la Princesa!
'Bonheur.'
Satisfacción.
Dur, Claire Bonheur, tanıştığımıza sevindim.
Claire Bonheur. ¡ Qué felicidad!