Boşuna tradutor Espanhol
4,614 parallel translation
Çünkü yoksa boşuna kürek çekiyorsun Reagan.
Porque si no está agarrando pajitas Reagan.
Kiera... bombalamayı durdurmaya çalıştığında, bir eve dönüş şansını boşuna harcıyor olabildiğini biliyor muydun?
Kiera... cuando intentaste parar ese bombardeo, ¿ sabías que posiblemente estabas desperdiciando una oportunidad de volver a casa?
Boşuna debelenme.
No luches.
Nefesini tüketme boşuna tatlım.
Estás malgastando aliento, amor.
Boşuna çenenizi yormayın.
No escucharé esto.
Reston'ın açığını bulamayacaksak hiç boşuna uğraşmayalım.
Si no conseguimos algo de Reston, algo que dure, igual podríamos quitar los anuncios, hacer las maletas.
Başkan olmak istiyor musun yoksa herkesin zamanını, parasını, enerjisini umutlarını, hayallerini boşuna harcıyor musun?
¿ O estás haciendo perder a todo el mundo el tiempo, el dinero, las energías, la fe, la esperanza y los sueños?
Aksi takdirde her şey boşuna olur.
Entonces todo habrá sido por nada.
Boşuna vakit harcadık.
Qué pérdida de tiempo. No lo sé.
Ben böyle bir görevi boşu boşuna üstlenmedim.
No he sido elegido para una gran misión así como así.
Eğer bunun olmasına izin verirsek, boşuna ölmüş olacak.
Y si permitimos que eso pase, habrá muerto en vano.
Boşuna ölmüş olmayacak.
No lo habrá hecho.
Yani paranızı boşuna gaz...
Así que ni se molesten en gastar dinero en- - ¿ Y tú?
Tarih bu yolda kaybedilen canların boşuna olmadığını kanıtlayacak.
La Historia va a demostrar que valió cada vida que perdimos por conseguirlo.
Boşuna birbirimizle kavga ediyoruz.
No deberíamos pelear.
Palach doğruyu söylüyor, zaten kendisini boşuna yaktı falan mı?
¿ Que estamos de acuerdo con Palach? ¿ Que no debería haber más antorchas?
Boşuna ölmedi benim babam ; göstereceğim bunu.
El no murió en vano, y lo voy a probar.
Bay Bohannon, maalesef boşuna buraya kadar geldiniz.
Sr. Bohannon, me temo que hizo un viaje por nada.
"Boşuna" da ne demek oluyor?
¿ Qué quiere decir con "nada"?
Beraber geçirdiğimiz süre içerisinde binlerce kelimeyi boşuna harcadın.
Cuando pienso en las miles de palabras que has desperdiciado durante tu estancia aquí...
Boşuna öleceksin.
Vas a morir por nada.
- Boşuna nefes tüketme.
Guárdatelo.
Oscar Wilde boşuna dememiş, "Her evliyanın bir geçmişi her günahkârın bir geleceği vardır."
Oscar Wilde dijo, "Cada santo tiene un pasado, y todo pecador tiene un futuro."
Gemi nerede? Boşuna uğraşma, Archie söyledi.
Vamos, Archie nos dijo que está oculto de alguna forma, ¿ verdad... amigo?
O zaman boşuna ölmediğinden emin olalım.
Entonces asegurémonos de que no ha sido en vano.
Ya ona gidip, bu yeni elden bahsedersem ve elimiz boş dönersek? Ona boşuna umut veremem.
Si yo le digo de esta mano y es mentira...
Bu umut boşuna değil.
La esperanza es real.
Zamanını boşuna harcamıyorsun.
No eres perdiendo el tiempo.
Babamın nerede olduğunu merak ediyorum ve bir şey bulamadığım için de boşuna çırpınıp duruyorum.
Así que, me estoy preguntando a dónde habrán llevado a mi padre, y me frustro porque no consigo nada.
Bunca zaman boşuna çalıştım.
He trabajado todo este tiempo para nada.
Tüm herşey boşunaydı, boşuna...
Todo esto para nada, para nada...
Hepsi boşuna değildi.
Todo esto no habrá sido en vano.
O haklı, boşuna atma.
Tiene razón. No lo desperdicies.
Yani, burada boşuna yer kaplamanın anlamı yok, değil mi?
Bueno, no tiene caso solo ocupar espacio aquí, no?
- Evet, biliyorum ama boşuna plan yapmış olurum daha sonra akşamdan kalma oluyorum.
- Sí, lo sé, pero estaba planeando estar muy pedo - y después estaré con resaca y... - ¿ Podrías simplemente no beber?
Babamın boşuna endişelendiğini düşündüm.
Sentía, que papá se preocupa sin razón.
Sen boşu boşuna endişe ediyorsun.
No tienes por qué preocuparte!
Bunu boşuna söylemedim.
Por algo se lo dije.
Evlenmek istemediğini senatör karısı olmanın ağır geleceğini aile kurmak istemediğini vaktimi boşuna harcadığımı söyle.
- Dime que no quieres casarte. Dime que ser la mujer de un senador es demasiado. Dime que no quieres una familia.
Vardiya sonrasında yaptıklarına müdahale edemem. O yüzden nefesimi boşuna harcamayacağım.
No puedo hacer nada con lo que hagas fuera de tu turno, así que aguantaré la respiración.
Boşuna nefes tüketme.
Has descubierto América.
Boşuna Avrupa'ya "Eski Toprak" demiyoruz.
Ya sabe, lo llamamos "El Viejo Mundo" por una razón.
Dil dökme boşuna.
Ni intentes disuadirlo.
Sana her pazar günü boşuna mı para ödüyorum?
¿ Qué es lo que te estoy pagando por todos los domingos?
Boşuna koymadık onu oraya.
Está ahí por una razón.
Aman tanrım, bütün şehri boşu boşuna yok ettim.
¡ Dios mío! Destruí la ciudad por nada.
FBI'da zamanını boşuna harcıyorsun, Booth.
Estás desaprovechado en el FBI, Booth.
Onu kurtarmayı deneyebilirsiniz, fakat bu boşuna, tıpkı aşkın anlamsız olduğu gibi.
Podéis intentar salvarla, pero es inútil, así como el amor es inútil.
Boşuna!
¡ Tonterías!
Hiç boşuna inkar etme çünkü her şeyi onun yaptığını adım gibi biliyorum.
Y no me digas que no lo hizo, porque realmente creo que sí lo hizo.
- Bosuna ugrastin.
- En el intento vano.