English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Broker

Broker tradutor Espanhol

215 parallel translation
Broker'ıma satmasını söyledim.
Le he dicho a mi agente que venda.
Londra'da bir broker dünyadaki satılık küçük adaların bir broşürünü göndermişti bana.
Un corredor en Londres me envía folletos de las islas a la venta en el mundo.
Bay Fox, iyi bir broker olduğunuza eminim ama broker'larla simsarlarımız ilgileniyor.
No dudo de su capacidad, pero nuestros intermediarios tratan con los agentes.
Bu hava yolunda beş yılda kazanacağımdan fazla parayı broker olarak bir yılda kazanabilirim.
Así puedo hacer más dinero en un año que en cinco años en esa línea aérea.
Broker'ın olarak sana tavsiye edebileceğim bu hisse senedine tutunman.
Como tu agente de bolsa, te aconsejo que no vendas acciones.
Gordon bana çok yetenekli bir broker olduğunu söylüyor.
Gordon me dijo que eres un agente de bolsa muy talentoso.
Çizelgeleri analiz eden 20 broker'ım daha var.
Tengo otros 20 agentes de bolsa analizando gráficos, chico.
Ben sadece bir broker değilim, Bay Gekko.
Yo no soy un agente más, Sr. Gekko.
Hayatımın geri kalanında broker olmayacağım.
No voy a ser corredor por el resto de mi vida.
Havayolu isteyen bir broker'ım var.
Un corredor de bolsa que quiere una línea aérea.
Broker'ın olarak almanı tavsiye ediyorum.
Como tu corredor, te aconsejo que aceptes.
Çok şükür ki ben ve bu toplum Teğmen Blocker'a sahip ki o en sonunda bu lanet sapığı yakaladı. İtiraz ediyorum sayın yargıç!
Quiero dar las gracias en nombre de la comunidad al teniente Broker, por haber conseguido atrapar a esa aberración del infierno.
Unutmayın ki Teğmen Blocker olmasaydı, bu slâytlar belki de bugün babalarının, yanında oturan kendi kızlarını resmedecekti.
No olvidemos que si el teniente Broker no hubiera actuado rápidamente habríamos visto a sus hijas en esas diapositivas, en vez de verlas hoy junto a su padre.
Gaugin borsa broker'ı olarak yıllarca çalıştı.
Gauguin pintó muchos años siendo agente de cambio.
Bay Fox, iyi bir broker olduğunuza eminim ama broker'larla simsarlarımız ilgileniyor.
¿ Mamá te dio pescado para cenar? Fumas mucho. ¿ Cuántas veces tienes que ir al hospital para darte cuenta?
Bu hava yolunda beş yılda kazanacağımdan fazla parayı broker olarak bir yılda kazanabilirim.
¿ Cuánto necesitas? ¿ Te sobran unos 300?
Çizelgeleri analiz eden 20 broker'ım daha var.
Sobornó a una ex secretaria mía para que hablara.
Ben sadece bir broker değilim, Bay Gekko.
Recuerdo esa transacción.
Ben uykusuzluktan psikotik oluyorum. Hayatımın geri kalanında broker olmayacağım.
Una pésima administración con una guerra de precios que no pueden ganar.
Broker'ın olarak almanı tavsiye ediyorum.
Como tu corredor, te aconsejo que aceptes. ¿ Sí? ¡ Bueno, acéptala!
Belki reaktördeki işimi bırakıp... tam zamanlı... broker olurum.
Podría renunciar a mi trabajo en la planta y convertirme en... accionista de tiempo completo. - Beban una Duff, amigos.
Günün olayı zimmetine para geçirme suçundan broker Hayden Sloane'ın tutuklanışıydı.
Ésa fue la escena de hoy cuando el agente Hayden Sloane fue arrestado acusado de desfalco.
Stockholm'de bir brokerım var benim adıma Volvo'nun % 5'ini satın alacak.
Tengo un agente en Estocolmo que me va a comprar el 5 % de las acciones en Volvo.
Altı broker şirketi yetkilisi- -
El arresto de 18 ejecutivos en 6 dependencias comerciales,
Üc yıl icerisinde yüksek ortalamasıyla New England'da bir üniversitenin sanat bölümüne girecek sanat tarihini bitiricek sonra Manhattan a dönerek bir cumartesi günü amerika yelken kupası partisinde tanıstıgı bir borsacıyla evlenecek.
Sí. Gracias a que tendrá unos resultados por encima de la media la admitirán en alguna pequeña universidad de Nueva Inglaterra. Se licenciará en Historia del Arte, volverá a Manhattan para casarse con un broker que conoció un sábado en una reunión para ver la final de la copa.
Ben sadece bir arabulucuyum.
I'm just a broker.
Tanrı aşkına ne hakkında konuşuyorlar? " Biriyle borsayı tartışmak istersem brokırımı çağırırım.
¿ De qué diablos hablarán? Si quiero discutir las mejores inversiones, llamo a mi broker.
Biz broker işe almıyoruz.
No contratamos corredores aquí.
Onu geçerseniz asistan broker olacak ve ekip lideriniz için hesap açacaksınız.
Pasan eso, se convierten en agentes de bolsa junior y abren cuentas para el líder de su grupo.
Eğer senden pembe kağıtlı, negatif gelirli boktan bir şirketin beş bin ya da on bin hissesini almanı isteseydim o zaman sana telefonu kapatmanı ve bölgendeki brokerı aramanı ve ondan satın almanı söylerdim.
Si yo te hubiese pedido que tuvieras 5,000 o 10,000 acciones de alguna compañía con ganancias negativas de alguna compañia de la "hoja rosa" te hubiese dicho que colgaras el teléfono llamaras a tu operador de bolsa local para ofertar las acciones.
Onları hazırla. Bir ay sonra bir brokerın ilginç bir fikirle onları arayacağını söyle.
Díles que en un mes a partir de ahora un agente de bolsa senior los volverá a llamar con una idea.
Ortalama bir müşteri 45 yaşında ve batıda yaşıyor. 150.000 dolarlık yıllık geliri ve çalıştığı lokal bir brokerı var. Ama telefonda güzel konuşan New Yorklu gençleri seviyor.
Clientes promedio de 45 años años, del medio oeste U $ S 150,000 de ingresos anuales, 1 millón neto, tiene un agente de bolsa local pero ama al neoyorkino fanfarrón que suena bien por teléfono.
- İyi bir broker günde 700 arama yapar.
- Un buen agente hace 700 llamados por día.
Geçen ay benim asistan brokerımla görüşmüşsünüz. " diyorum.
Usted habló con un colega junior mío el mes pasado ".
En önemli şey adama harika bir fikrin olduğunu ve bir brokerın onu bir ay içinde arayacağını söylemek.
La parte más importante que hay que decirles es que tienes una idea genial y que un agente senior los va a llamar el mes entrante.
Zile ilk basan broker satışı alır.
El primer agente senior que alcance la llamada obtiene la venta.
Söyledim ya daha broker olmadım.
No, no soy un agente bolsa todavía.
İlk görüşmede bir broker için yalvarmalılar.
Deberían rogar por un agente en el primer llamado. Mierda.
- Çocuklar broker mı arıyorsunuz?
- ¿ Ustedes muchachos están buscando un corredor de bolsa?
Belki de yatırım yapmak için bir broker arıyor olabileceğinizi düşündüm.
Pensé que quizás estaban buscando a alguien con quién invertir.
Biz brokerız.
Somos agentes de bolsa.
Sonra da lisanslı bir broker olarak alım satım yapabilirsiniz.
Entonces empezarás a negociar como un agente de bolsa con licencia.
Bir broker olmak fark etmiyor.
No importa si eres un corredor de bolsa.
- Kim? Seth Davis, yani broker.
Seth Davis, el corredor de bolsa.
Kendi brokerı onu tanımıyor.
Su propio agente de bolsa ni siquiera sabe que él es un jodido cliente aquí.
Bu satış kağıdını bir brokerın imzalaması gerek. Böylece o hisse senetlerini alır ve borsada satarak parasını geri alabilir.
Necesito otro agente de bolsa senior para firmar un boleto de venta así puede tomar sus acciones y venderlas al mercado abierto y hacer que regrese su dinero.
Sonra hayatın bir cilvesiyle broker oldum.
Inevitablemente, terminé como corredor de bolsa.
- Neredeyse evleniyordum ve neredeyse F HAT'de broker olacaktım.
¿ Tú? Casi casado. Y casi fui corredor de bolsa en E.F. Hutton.
Gordon bana çok yetenekli bir broker olduğunu söylüyor.
Le saltaría encima si fueras tú. - Buenos días, Carolyn.
Havayolu isteyen bir broker'ım var.
Representan el 43 % del presupuesto de explotación de Bluestar. El costo por hora de la tripulación es de $ 850.
- Borsacı.
Broker.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]