Broş tradutor Espanhol
388 parallel translation
Seni küçük yaramaz, bak istediğin broş burada.
Tramposilla. Mira... éste es el broche que querías.
Al sana bir broş.
Tengan. Un broche de diamantes.
O'nu pataklayarak bir güzel tozunu silkelerdi ve daha sonra da elmas bir broş alırdı.
¡... y le habría dado sus buenos azotes con ella! Después le habría puesto ungüento en los moretones y le habría comprado un broche de diamantes.
Eğer Judy bir dizi broş için gidip...
Si alguna vez Judy tuvo que estar atractiva...
- Peki ya broş?
- ¿ Y el camafeo?
- Broş mu?
- ¿ El camafeo?
Bu broş ve yakutlar seni darağacına gönderecek.
Este camafeo y estos rubíes lo enviarán a la horca.
Broş mu?
¿ El broche?
Ah-Ah, şey var mı, a? ...... iğne, vitrindeki broş gibi. Ja.
Tiene un... un alfiler, una especie de broche en el escaparate.
Kulede kaybettiğim broş.
El broche que perdí en la Torre.
Tek istediğim bu. Onun bana verdiği bir broş bir de bilezik var.
Eso es lo único que quiero.
Şu bilezik ve broş nereden geldi?
¿ Dónde compró las pulseras? ¿ Y aquel broche?
Hayır öyle hissetmediğim için kusura bakma. sizinle daha önce tanışmadığım için özür dilerim. Bunun gibi bir broş verme fırsatım olmadığı için özür dilerim.
No, Siento lástima de mí mismo, lástima de no haberla conocido antes, de no haber tenido ocasión de regalarle un broche semejante.
Sana küçük bir broş. Üstünde Karpatya arması var.
Un pequeño broche para ti con el escudo de Carpatia.
Bu broş bir kadına layık.
Es un broche de mujer.
Bu öğleden sonra şans eseri senin özel hesabına rastladım, o broş iki sent bile etmez.
Pues que he visto su cuenta particular esta tarde y ese broche no vale ni dos centavos.
Lal taşından bir broş, bir baston ve bir kulak borusu.
Con prendedor, bastón y audífono.
Üzerinde hafif bir bluz, eski moda bir broş uzun etek.
Lleva una ligera blusa blanca, junto un medallón antiguo, y con falda a juego.
Üzerinde hafif, pembe bir bluz... Eski moda bir broş, uzun etek var.
Lleva una ligera blusa rosada, junto un medallón antiguo, y con falda de flores.
O bir broş iğnesi.
Es un alfiler de broche.
Nişanlandık ve bana kocaman yeşil camdan bir broş hediye etti.
Nos prometimos y me dio un broche de cristal grande de color verde.
Herkes broş istiyor.
Todo el mundo necesita un broche.
- Ben broş falan çalmadım.
- No me robé ningún broche.
Ralph broş o kadar etmez.
Ralph, el broche no vale mucho.
Söylesene, Kosterman malikanesinden kaçtığı gece Diana'nın üzerinde elmas bir broş var mıydı?
¿ Llevaba Diana un broche de brillantes... la noche en que salió de la casa de los Kosterman?
Broş ofisimde.
El broche está en mi oficina.
Ne kadar güzel bir broş küçükhanım.
¡ Ah! Es un pequeño broche muy bonito.
Öldürülen erkek hostesin kız arkadaşını sorguladığımız görüşmede kızın ceketinde, o kol düğmesine benzeyen bir broş fark ettim.
La solución estaba en esta pequeña caja. Durante el último interrogatorio a la novia del administrador ella llevaba un broche igual al de los gemelos de los escorpiones.
Broş?
¿ Un broche?
Ya da ufaklığı broş olarak kullanmak ister?
O quizá le gustará usarlo en un broche?
- Evet bir broş.
— Un pasador.
İki nikah yüzüğü, bir broş 32 Mark ve 50 Peni nakit.
dos anillos de boda, un alfiler, y 32 marcas y 50 peniques en efectivo.
Broş.
El broche.
Ne güzel bir broş!
¡ Bonito colgante!
Ama karanlıkta yolu kaybedebiliriz veya bir işareti atlayabiliriz şu broş gibi mesela.
Mas en la oscuridad perderíamos el rastro o un signo como ese broche.
Bir broş ya da pterodaktil yapabilirim...
Puedo hacer un sombrero, o un broche, o un dinosaurio...
- Bir broş gördüm.
- He visto un broche.
Öyle güzel küçük bir broş ki!
Un broche pequeño tan bonito.
300 marka bir broş almak istiyorum.
Quiero un broche de 300 marcos.
300 marka nasıl broş varsa olur.
Cualquier broche de 300 marcos.
Çok güzel bir broş, öyle değil mi sence?
Es un broche precioso, ¿ no cree?
Warner Bros. Pictures, Inc
Warner Bros. Pictures, Inc
Broş.
El camafeo.
Ringling'den sonra Bros., Barnum ve Bailey.
Tras Ringling Bros., Barnum y Bailey.
Warner Bros. bu filmi dünya film mirasının korunması amacına adamıştır.
Warner Bros. dedica esta película a la causa de la conservación de la herencia cinematográfica.
Sıradaki neymiş bakalım? Altın bir broş...
Lo que quiero decir es que si fuera malo después de tanto tiempo enterrado se habría vuelto negro... ¿ no?
- Broş bende değil.
- No lo tengo.
Warner Bros. filmi.
Para Warner Brothers.
Evet. Sen pencerenden Warner Brothers'ı göreceksin.
Sí, tu ventana dará a la Warner Bros.
Elmas Taşlı Altın Broş
BROCHE DE ORO
- Tamam, peki ya broş?
¿ Quieres que te devuelva el broche?