Bull tradutor Espanhol
978 parallel translation
Bull Run'daki ilk savaştan sonra.
Tras la primera batalla de Bull Run.
Konfederasyonun ilk sancağı Bull Run şerefine adlandırıldı.
La primera bandera de la Confederación bautizada con la gloria en Bull Run.
Onlardan biri de "Bull" O'Hara'ydı.
Entre ellos, " Bull ´'O'Hara.
Bull'un anladığı kadarıyla savaş tam bir fiyaskoydu.
En lo que a'´ Bull "concernía... " la guerra era un fiasco ".
Sigara ver Bull.
"Dame un cigarrillo, Bull".
Tanrım, Bull... Sıska'nın inlediğini duyabiliyorum.
" Dios, Bull... estoy oyendo gemir a Slim ahí fuera ´'.
Gypo'nun kavgacı Maloney'i, tıpkı Bull Wall'dan denize atlayan biri gibi, bir vuruşla karşı tarafa fırlattığına kendi gözlerimle şahit oldum.
Con mis dos ojos, vi a Gypo golpear al luchador Maloney hasta la otra calle, como si se lanzara de Bull Wall.
- B ne? - Bull.
- ¿ Qué significa la B?
- Bull Run'daki Custer mı?
- ¿ Es el tipo de Bull Run?
Bu arada. Yolda tek bir yerde mola vereceğiz, Bull'da.
Haremos una paradita en el "Bull".
Alo, alo, alo.
Hola, hola, hola. Hola, Bull Star.
- Alo, Sahil Güvenlik.
Hola, Bull Star.
Sen ve Bull Run ahırın etrafına bakın.
Tú y Bull Run registren el establo.
Bull Run ve Walrus, gidip bir bakın.
Bull Run y Morsa, suban ahí.
Sen, Walrus, Bull Run — kapının arkasını tutun.
Tú, Morsa y Bull Run, cubran la puerta trasera.
Bull Run yanımda.
Tengo a Bull Run conmigo.
Ben ve Bull Run... buradayız.
Yo y Bull Run estamos... aquí adentro.
Bull Run, Gettysburg ve Shiloh'tan sonra da!
Y del día de Bull Run, Gettysburg y Cheylo.
Sadece Young Bull adamını yollayana dek zaman öldürüyorum.
Sólo hago tiempo hasta que Toro Joven envíe a su hombre.
Young Bull kuzeyde ne yapıyor?
¿ Qué hace Toro Joven tan al norte?
Belki Young Bull hiç ortaya çıkmayabilir.
Puede que el enviado de Toro Joven no aparezca.
Young Bull, sizi savaş boyalarıyla görmek üzücü.
Toro Joven. Lleváis pinturas de guerra.
Shiloh ve Bull Run'da zor anlar yaşattılar.
Nos lo hicieron pasar mal en Shiloh y Bull Run.
Keşke Bull Run'da bizimle birlikte olsaydın.
Ojalá hubiera estado con nosotros en Bull Run.
Size bir şey söylemek istiyorum. Bull Run'da sizinle beraberdim. - High-Spade de öyle.
Estuve con ustedes en Bull Run, y también High-Spade.
" Bir sonraki 30 yıl güneş Sioux'ların dünyası üzerinde yükselecek,.. ... Red Cloud'un ve Sitting Bull ( Oturan Boğa ), nın dünyasında, Ve aynı zamanda ; Öncü, Avcı, İz sürücü ve Amerikalı :
Durante otros 30 anos el sol saldra sobre el territorio de los sioux, el mundo de Nube Roja y Toro Sentado, el mundo de Jim Bridger, rastreador y americano. "
61'deki Birinci Bull Run Muharebesi'nde,
Yo serví con el mayor Kearny.
Binbaşı Kearny'nin emrinde çalıştım, o zamanlar teğmendi.
Entonces él era teniente, en la primera batalla de Bull Run en el 61.
Birinci Bull Run Muharebesini kaybettiğimizi herkes bilir efendim.
Todos saben que perdimos la primera batalla de Bull Run, señor.
O baltayı her zaman Bull Harper için kullanırdım.
Siempre que tuviera un hacha a mano y Bull Harper estuviera cerca...
Senin gibi dört tane daha olsaydı Bull Run'daki ilk savaşı da kaybederdik.
Con cuatro más como tú, hubiéramos perdido la primera batalla de Bull Run.
Chickamauga'da, Bull Runs'da, Chancellorsville'de.
En Chickamauga, en Bull Run, Chancellorsville.
- Zırva.
- Bull.
İşte yaşlı cadı Bayan Bull ve süpürgesi!
Ahí está la vieja Bull con su medio penique.
Bu yaşlı Bayan Bull, sanırım geri geldi.
Es la vieja Bull, me imaginé que volvería.
- Bull'lardı, öyle değil mi?
- Esos eran los Bull, ¿ no?
Bayan Bull'u havalı tüfekle vurduğumu söylüyorlar ama her zamanki gibi yalan.
Dicen que le disparé a la Sra. Bull con un rifle, mienten como siempre. Un chelín.
Sağol, Bull.
Gracias, Bull.
- Ne düşünüyorum, biliyor musun, Bull?
- ¿ Sabe lo que creo, Bull?
Ne oldu, Bull?
¿ Qué ocurre, Bull?
Dinle beni, Bull.
Escuche, Bull.
Bana iletmesi için Bull'a söylediklerinden haberim var.
Sé lo que le pediste a Bull que me dijese.
Senyor Bull.
El Señor Bull.
Bull gelişini her zaman böyle mi haber verir?
¿ Bull siempre anuncia su llegada de esa forma?
Bull ona bunu söyleyince, Bull'u yere yıktı.
Bull le avisó y se peleó con el.
Tabii ki işim var, Bull.
Sí que quiero algo del sheriff, Bull.
- Bull.
- Bull.
Bull, kasabaya döndüğümüzü kimse bilmese iyi olur.
Bull, preferiría que nadie supiera que estamos en el pueblo.
Lanet olsun, Bull.
Maldito seas, Bull.
İkinci Bull Run savaşından beri, kalın kafa!
- Desde la segunda de Bull Run, bobo.
- Bull! Bull! - Haydi, Ginny.
Si no fueras mi hermano ni te acercarías a mí.