English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bulur

Bulur tradutor Espanhol

5,545 parallel translation
Yolunu kaybetmiş orta yaşlı bir adam zamanda geri gider ve kendini çocukken oynadığı parkta bulur.
Es la historia de un hombre de mediana edad que ha perdido su camino y se remonta en el tiempo hasta el parque que solía jugar en.
Bebeğin kalp atışını bulur musun Dr. Lin?
Dra. Lin, ¿ te importaría buscar los latidos del bebé, por favor?
Sizi mutlaka bulur.
Te encontrará.
Sessiz bir yer bulur bulmaz kenara çekmeni istiyorum.
Cuando encontremos un lugar tranquilo, quiero que pares.
Seni bulur.
Te encontrara.
Her yerde adamları var. Seni bulur.
El tiene gente en todas partes, te encontrará.
Dansçı Moose bir yolunu bulur.
El Moose Bailarín lo resolverá.
Birşey bulur bulmaz beni bilgilendir.
Tan pronto como me enteré de su plan...
- Yaşıyorsa bizi bulur.
Si está vivo, nos encontrará.
Sherlock Holmes'u aramanın birinci kuralı, o sizi bulur.
Regla uno de buscar a Sherlock Holmes, él te encuentra.
Değersiz olanları arar bulur ve onları dünyadan siler atar.
Busca a los indignos y los arranca de la tierra.
Buraya gelmeleri bir saati bulur.
Les llevará una hora llegar aquí.
Kamera Danko Jones'u bulur.
La cámara encuentra a Danko Jones.
Düşman seni bulur, merak etme.
El enemigo nos encontrara, no se preocupe.
Mekânı bulur, geri döneriz.
Encontramos el lugar.
Olmaz... Eğer Doug'dan bahsedersek bizi öldürmenin bir yolunu bulur, tamam mı?
- No puedo... si les decimos acerca de Doug, encontrarán una manera de matarnos, ¿ De acuerdo?
bu adamı suçlu bulur muydunuz?
¿ Encontrarían a este hombre culpable..
Albümlerin muhteşem olduğunu biliyorum ama burayı düzenlerken biraz yardım etseniz hiç fena olmaz. Böylece büyükbabanız döndüğünde güzel ve sıcak bir ev bulur karşısında.
Sé que los álbumes son fascinantes, pero necesito ayuda para arreglar este lugar y que esté bonito y acogedor para cuando llegue el abuelo.
Rosita, rica etsem güneş gözlüğümü bulur musun?
Rosita, ¿ me ayudas a buscar mis gafas de sol, por favor?
Bankanın evini Çoklu Kayıt Servisi'ne koyması 8 ile 12 haftayı bulur.
Tomará de 9 a 12 semanas para que el banco la ponga en el MOS.
O... o seni bulur.
Él... Él te encuentra a ti.
- Nasıl son bulur?
- Esto es cómo termina?
Onu bulur bulmaz haber ver.
- como lo encuentres.
Her halükârda, Amerika Çin'le savaşa girer Rusya ise istediği gibi özgürce Doğu Avrupa'da genişleme imkânı bulur.
De cualquier manera, EE.UU. va a la guerra con China, Rusia tiene una mano más libre para expandirse en Europa del Este.
Taşındım, ama iş bulur bulmaz geri geldim.
Lo hice, pero tan pronto como conseguí trabajo, regresé.
Yerini bulur bulmaz direk bana getirin.
Cuando lo localices, tráemelo directamente a mí.
Ben bulamazsam başkası bulur.
Y si no, ya lo hará otro.
Fırsatını bulur bulmaz hemen kaçman gerekiyor.
Tiene que ejecutar tan pronto como sea posible.
Bugünlerde pek olmayan taş gibi ekmekleri bulur.
Le está costando comer el pan duro. - Yo se lo corto.
Kimsenin bulamadığı onca şeyi edinip bir şekilde hikaye anlatmanın yolunu bulur.
Él se adueña de cosas que nadie más hace y encuentra... una manera de contar una historia.
- Babam bir çözüm bulur.
- Mi padre no lo hará.
Ancak bir noktada güçlü zayıfa baskı yapmaya zengin fakirden çalmaya başladığında işte tam o noktada kutsal kardeşliğimiz sona bulur.
Pero en algún punto... los fuertes comenzaron a oprimir a los débiles... y los ricos a robar a los pobres. poniendo así fin a nuestra sagrada hermandad.
Gece alçaktan uçan ne olduğunu anlamadan resmini duvarda bulur.
Volar bajo de noche es la forma de que pongan tu foto en el muro.
Bir bak olur mu? Birileri bulur diye yüzünü tanınmaz hâle getirmemiz gerek.
Debemos desfigurar la cara por si alguien la encuentra.
Dante'nin seyyahı, kendisini Cehennem'in intiharlar için ayrılan 7. katında bulur.
El peregrino Dante le encuentra en el séptimo nivel del infierno, reservado para los suicidas.
Marco pişik kremini kendi de bulur.
Marco puede encontrar la crema solo.
İyileşmeniz 4-5 ayı bulur demişlerdi..
Me dijeron que necesitaría de 4 a 5 meses de rehabilitación.
Lanet köpek eve dönüş yolunu kendisi bulur.
El maldito perro encontrará su camino a casa.
Gece onu bulur ve ısırırım, sadece ısırmayı bırakmam.
La encontraré en la noche y la morderé, solo que no dejaré de morder.
- Bizi bulur.
- Nos encontrará.
Size yapacak iş bulur, sizi güvende tutarız.
Les encontraremos algo que hacer. Las mantendremos a salvo.
Hasat töreni tamamlanamadı. Bitiremezlerse her şey son bulur.
La cosecha está incompleta, y si no la terminan, se acabó.
Sanırım birisi onunla ne yapacağını bulur.
Seguro que a alguien se le ocurre algo.
Nasıl bir durumda insan kendisini lateks kıyafete ihtiyaç içinde bulur?
UM, POR LO QUE EN QUÉ SITUACIÓN SE UNA PERSONA encuentran EN NECESIDAD DE traje de látex?
İnşallah annen seni bulur.
Espero que tu mamá te encuentre.
Umarım kadınını bulur.
Espero que encuentre a su chica.
- Köşe taşını bulur ve tokmakla vurursa yeni Depo kutsanmış olur. Objeler yeni evlerine taşınır ve Depo 13 resmen sona gelmiş olur.
Si encuentra en cornerstone y lo golpea con el mazo de ajuste, el nuevo almacén estará destinado, los artefactos empezarán a trasladarse a su nueva casa, y el almacén 13 está oficialmente acabado.
O bir susturucu bulur ve bir tabancaya sessizce ölür.
Mi padre no puede soportar la contaminación acústica.
Ona dokunan olursa karsisinda beni bulur.
Cualquier persona la toca, responden a mí.
Ona dokunan olursa karşısında beni bulur.
Si alguien la toca, se la verá conmigo.
- Katlanılmaz mı bulur?
¿ Insoportable?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]