English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Buzdolabında

Buzdolabında tradutor Espanhol

1,064 parallel translation
- Buzdolabında ne var?
Que mantienes en el refrigerador
Buzdolabında daha çok var.
Hay muchas más en la heladera.
Buzdolabında.
En la heladera.
Buzdolabında kasetçalar var.
Hay una grabadora en la nevera.
Bir liste yaptım, buzdolabında asılı.
Tienes una lista en la puerta de la nevera.
Buzdolabında kalmış, üstü küf dolmuş.
Se quedan en la refrigeradora y crecen microbios.
Tamam, lavaboya dokundum makyaj malzemelerime dokundum, bir de buzdolabında unutulmuş bir şey vardı, ona.
Bien, toqué el fregadero, toqué mi maquillaje... y no recuerdo qué cosas toqué de la refrigeradora.
Buzdolabında süt var ve bal da bulabilirsin.
Hay leche en la nevera, busca y encontrarás miel.
Buzdolabında.
En el refrigerador.
Ulan patlıcanın işi ne buzdolabında?
¿ Qué hacen estas berenjenas en el refrigerador?
Sana ton balığı çocuklara da buzdolabında çorba var.
Pongo una cacerola de comida con atún para ti y la cena de los niños está en el refrigerador.
- Gel haydi. - Buzdolabında...
En el refrigerador.
Kahve buzdolabında aromasını daha iyi korur.
El café conserva mejor el sabor en el frigorífico.
Buzdolabında birkaç tako olacaktı.
Tengo un par de tacos en el congelador.
Bunu bana 100 galon ucuz şarabı ve buzdolabında iki donmuş takosu olan...
¿ Quién lo dice? ¿ Una tía que tiene cuatrocientos litros de vino barato...
Eğer bana ihtiyacınız olursa buzdolabında olacağım.
Si me necesitas estaré en la nevera.
Ben yine de buzdolabında olacağım.
Seguiré en la nevera.
Yeni dondurucu buzdolabında mükemmel bir tercih yaptığınızı düşünüyorum.
Yo sé que hicieron una buena elección. Con el nuevo refrigerador / congelador.
Buzdolabında bira var. Kendinize martini de yapabilirsiniz.
Hay cerveza en la heladera o pueden hacerse martinis.
Bu yaz annemlerin buzdolabında mantar yetiştirdim.
Si, bueno, Planté esporas y hongos... en el refrigerador de mis padres este verano.
Buzdolabında makarna sosu var.
Hay salsa para los espaguetis en el frigorífico.
Buzdolabında olacaktı.
Están en la nevera.
- Buzdolabında soğuk biran var mı?
- ¿ Tienes cerveza fría en la nevera?
Var. Buzdolabında.
Está en la nevera.
Buzdolabında kalmış biraz dondurma da olacaktı.
Hay helado en el congelador.
Küçük buzdolabında şampanya vardı.
Hay champán en la nevera.
Eğer bana ihtiyacın olursa buzdolabında olacağım.
Si me necesitas, estaré en el refrigerador.
"Çorba buzdolabında. Kaktüsün yerini değiştirdim."
La sopa está en la nevera, he transplantado el cactus, por favor, no lo toques
Buzdolabında soda var.
En la nevera hay limonada.
Buzdolabında hazır yemek vardı.
Hay comida lista en el refrigerador.
"Buzdolabında ne var?"
"¿ Qué hay en el refrigerador?"
Eğer gecenin ortasında acıkırsan, Buzdolabında açık bir bira var.
Si te da hambre más tarde hay cervezas en la nevera.
Krema buzdolabında.
Crema en la nevera.
Arkadaki büyük buzdolabında.
En el congelador grande al fondo.
Ve buzdolabında da salata var.
Y tienes ensalada en la nevera.
Biberon buzdolabında.
El biberón está en la refri.
Buzdolabında kola var.
Hay colas en la nevera.
- Buzdolabında, unuttun mu?
- Fue a a la cocina, recuerdas?
Sizin yerinizi de buzdolabında iki paket altılı bira almıştı.
Os sustituían doce cervezas en el frigorífico.
Bunu yapan deli elleri buzdolabında tuttu ve şimdi de kurtulmak istiyor belki de.
Un loco pudo haber guardado la mano en la nevera y haber decidido deshacerse de ella hasta ahora.
Buzdolabında ne var?
, ¡ Taxi! ¿ Que carajo tiene en la nevera?
Buzdolabında.
Está en la nevera.
Segili Mac buzdolabını hayatta görmek istiyorsan benimle havaalanın batı kanadında buluş hangar 13.
" Querido Mac, si quieres ver tu refrigerador vivo ve a verme en el lado occidental del aeropuerto, hangar 13.
Biliyor musun, aslında şu uyuşturucu laboratuarındaki buzdolabını tamir etmem de çok zor olmaz.
No sería difícil arreglar el refrigerador del laboratorio de fenciclidina.
Bu egzersiz odasında küçük bir buzdolabı olması lazım, içine meyve suyu ve diğer sağlıklı şeyleri koyarız.
Esta sala debería tener una heladerita para el jugo y otra cosas saludables.
Unutmayın, bize ulaşacağınız telefon numarası buzdolabının kapısında.
Y no se olvide, los números donde estaremos están en el refrigerador.
Anne, Bud buzdolabı ve tezgâh arasında bir mısır gevreği buldu ve benimle paylaşmıyor.
Mama, Bud encontró cereal entre el refrigerador y el fregadero, y no quiere compartir.
Fakat aslında oldukça pratik. Bu babana notlar bırakman için bir buzdolabı magneti. Mesela'" Özür dilerim baba, dışarı çıkıyorum'"
pero es practico es magneticoy lo puedes poner en tu nevera y colocar notas lo siento papi, llego tarde "
Buzdolabında.
En la nevera.
Hey, tahmin et buzdolabımın ikinci rafında ne var.6 aydır orada.
Adivina qué tengo en el segundo estante de la nevera. Lleva ahí seis meses.
Orada, buzdolabının altında.
Ahí, debajo del refrigerador.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]